Üniversite girişinde Rus öğrenciler tarafından milli geleneklere göre karşılanan Bakan Günay, kendisine sunulan ekmek ve tuzdan yiyerek üniversiteye girdi. Öğrencilerin düzenlediği folklor gösterisini izleyen Bakan Günay, daha sonra el işi tasarımları sergisini inceledi.
Üniversitedeki Türkçe kitaplarından oluşan kitaplığı da gezen Günay, Türkiye'ye gidince buraya daha fazla Türkçe kitap yollayacağını söyledi.
Daha sonra üniversitede yapılan törende Rektör Tatyana Kuznetsova, Bakan Günay'a fahri doktora diplomasını sundu. Kürsüde bir konuşma yapan Bakan Günay, 'Bu değerli ve köklü üniversitenin bana bu ünvanı vermiş olması gerçekten benim için çok büyük bir onur. Moskova Kültür ve Sanat Üniversitesi, benim bilgilerime göre çok köklü eğitim kurumlarından birisi. 1930\'lu yıllarda Moskova kütüphane enstitüsü adı ile yola çıkmış ve sonra İkinci Dünya Savaşı\'nda öğrencileri ve öğreticileri ile birlikte Rusya\'yı korumak için faşizme karşı çok büyük bir direniş göstermiş. Üniversite binası bir hastaneye dönüşmüş ve böylece adı Rusya tarihine özel bir biçimde yazılmış çok önemli ve çok değerli bir üniversite. İkinci Dünya Savaşı\'ndan sonra kültüre sanata çok önem veren Rus halkı, yeni baştan Moskova Kültür ve Sanat Üniversitesini daha gelişen bir eğitim kurumu olarak yola çıkarmış\" dedi.
Türkiye ve Rusya\'nın çok eskiye giden tarihi bağları olduğunu da anımsatan Günay, 500 yıla dayanan tarihi bağlar olduğunu ve bu süreç içerişinde iyi günler gibi kötü günler de olduğunu belirterek, \"Bu uzun tarihi sürecin sorunlarını, acılarını sanatçılar kalıcı, öğretici ve geleceğe uzanan bir değere kavuşturmuşlar. Örneğin Aleksander Puşkin, 1827 yılında Türk-Rus savaşına katılmış ve anılarını \'Erzurum Yolculuğu\' adı altında kitaplaştırmış ve o kitap hala Türkiye\'de büyük bir keyifle okunuyor. Türkiye\'de Puşkin\'den başka, Gogol, Tolstoy, Çehov, Dostoyevski, Mayakovsky gibi Rus edebiyatının önemli isimlerini sayınca salondaki üniversite öğrencileri tarafından uzun uzun alkışlandı.