Van kalesi, turistlerin cazibe merkezi

Yerli ve yabancı turistlerin ilk uğrak yerlerinden biri olan tarihi Van Kalesi, düz bir ovada dağ gibi yükselen bir kayanın üzerinde bulunuyor. 

Van Kalesi'nin kuzey kısmında 'Güneş kenti' anlamına gelen Tuşba adıyla ve 1915 olaylarında Ermeni çeteleri ve Ruslar tarafından yıkılan eski şehrin kalıntıları bulunuyor. 

Bu şehirde o dönemde 27 cami olduğu ifade ediliyor ancak, Osmanlı ve Selçuklu döneminden kalma 2 cami ile yine Selçuklu döneminde kalma 2 cami minaresi tek bulunuyor. 

Van Gölü kıyısında yakın bir yerde bulunan Van Kalesi, doğu-batı doğrultusundaki uzunluğu 1,5 kilometre, eni 70-80 metre olan bir kayalığın üstünde. Tuşba adıyla Urartulara başkentlik yapmış, Urartu kralı I. Sardur tarafından Milattan Önce 840-825 tarihleri arasında yapılmış. Kalede Urartular'dan kalma Sardur Burcu, Analı-Kız açık hava tapınağı, I. Argişti, kurucular, Menua ve II. Serdur kaya mezarları, bin merdivenler ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunuyor. Kale daha sonra Selçuklular, Karahanlılar ve Osmanlılar tarafından onarılmış. 

Büyük mütefekkir Bediüzzaman Said Nursi, 1897 ve 1907 yıllarında kaldığı Van'da kalenin görünüşünü 'iki minare yüksekliğinde dağ gibi yekpare bir taştan ibarettir' şeklinde tarif ediyor. Van'da kaldığı süre içinde Van Kalesi'nde bulunan eski bir mağara ve kendisinin 'Hor Hor Medresesi' dediği yerde sürekli olarak inzivaya çekilen Bediüzzaman Said Nursi, bir keresinde mağaraya girerken ayağı kayarak 3 metre aşağıdaki mağaranın kapısına düştüğünü anlatıyor. 

Evliya Çelebi ise, Seyahatname'sinin 4. cildinde Van Kalesi'ni, Van Gölü'ne dönmüş, yüklü bir deve görünümü şeklinde tarif ediyor. 

(CİHAN)