İşte örnek baba!

Muharrem Demirbaş 67 yaşında. Şair, yazar ve gazeteci. Bağ-Kur emeklisi. 1'i özürlü 5 çocuk sahibi. 4 yıl boyunca baktığı kanser hastası eşini 8 ay önce kaybetti. Geride hâlâ bakmakla yükümlü olduğu 98 yaşında ihtiyar bir annesi ve yirmili yaş

İsmail UĞUR'un haberi...

Muharrem Amca'nın kendisi de 5 yıldır prostat kanseriyle mücadele ediyor. Ama o bunu hiç dert etmiyor ve “Ölüm Allah'ın emri. Benim tek derdim; öldükten sonra annemin ve kızımın zor duruma düşmesi” diyor. 
Yıllardır yaşadığı zor ve çetin hayatı Allah'ın bir imtihanı olarak görüyor ve asla yüksünmüyor. Aksine, arkadaşı olan merhum Haluk Nurbaki'nin dediği gibi; Allah'ın kendisine cenneti kazanması için verdiği bir fırsat olarak değerlendiriyor. Yaşadığı onca sıkıntıya rağmen birçok eser yazmış Muharrem Amca. Şiir kitapları ve dergileri yayımlanmış.

Yazar ve şair dostları da onu ziyaret ederek manevi desteklerini esirgememişler. Şair, yazar ve fikir adamı Abdurrahim Karakoç, merhum onkolog doktor ve fikir adamı Haluk Nurbaki'yle yakın dostlar. Kendisi şair ve yazar olarak İLESAM üyesi olan Muharrem Amca bu yıl çok anlamlı bir ödül aldı. 
Memleketi Çankırı'nın dernekler konfederasyonu kendisini yılın örnek babası seçti ve ödüle layık gördü. Muharrem Amca dün hemşehrilerinin katılımıyla gerçekleşen törende ödülünü aldı. 

BU YÜK BİR İNSANA FAZLA DEĞİL Mİ?
Evine misafir olduğumuz Muharrem Amca bir taraftan bize ikramda bulunurken diğer taraftan da özürlü kızının karnını doyuruyor. 98 yaşındaki annesi bir düğün merasimi için memleketi Çankırı'ya gitmiş. “Oğlum ben toprağımı özledim.” deyince annesi, “Ne yapayım; mecburen gönderdim akrabaların yanına” diyor Muharrem Amca. Sohbetimiz esnasında anlattıklarına ve gördüklerimize bakınca, sormadan edemiyoruz; “Muharrem Amca bu yük ağır gelmez mi bir insana?” “Hayır” diyor Muharrem Amca ve başlıyor anlatmaya: “Rahmetli Haluk Nurbaki Hoca'yı davet etmiştim bir gün. Yaşadığım şartları görünce bana dedi ki; 'Muharrem, sen Allah'ın çok kısmetli bir kulusun. Sen bu özürlü kızına, hasta eşine ve ihtiyar annene hakkıyla bakıp da dualarını alırsan eğer; cenneti kazanmak için daha neye ihtiyacın olacak. Bunlar sana Allah'ın bir lütfu ve hediyesi.' Zaten ben de hep öyle gördüm. Yaşadığım hiçbir zorluğu ve sıkıntıyı kendime yük olarak görmedim. Onlara elimden geldiğince şefkatle ve merhametle muamele etmeye özen gösterdim. Birini (eşini kastediyor) sahibine gönderdik. Yanımda iki emanet (annesi ve kızı) daha var. Rabbimin takdiridir, belki de ben onlardan önce göçerim. Bunu düşününce üzülüyorum tabii. Ben olmazsam sıkıntıya düşerler, bakan çeken olmaz diye.”

ANNEME “OSMANLI ÇINARI” DİYORUM
Muharrem Amca'nın annesi 98 yaşında. Muharrem Amca ona “Osmanlı Çınarı” diyor. Sağlık sorunlarından ötürü abdest almak için eğilemiyor. Abdest suyunu Muharrem Amca döküyor. Bir gün yine abdest için annesinin ayaklarını yıkarken, “Oğlan çocuğunun kadına hizmet etmesi doğru değil evladım ama ne yapayım.” demiş annesi. Muharrem Amca ayaklarını yıkadığı için annesinin çok üzüldüğünü söylüyor. Muharrem Amca annesi üzülmesin diye, “Ben sana abdest aldırmakla sevap kazanıyorum anne. Aslında sana değil, ben kendime hizmet etmiş oluyorum. Senin hayır duanı alayım yeter. Bu benim için en büyük mükafat. Lütfen üzülme. Sana hizmet ettiğim için Allah'ın rızasını kazanmamı istemez misin” demiş. “Ondan beridir artık üzülmüyor.” diyor Muharrem Amca ve “Rabbim bana onun hayır dualarını nasip etsin yeter. Annesine hizmet edip de karşılıksız kalmak olur mu? Allah katında en büyük iyilik ve mükafat sebebi. Ben de hep öyle inanırım ve üzülmesin diye elimden ne gelirse yaparım. Bazen ağrı ve sancılarından ötürü bana bağırır ve kızar. Ben de çocuk gibi üzülürüm. Benim o halimi görünce de dayanamaz. Hemen gönlümü alır.” diye ekliyor.

KIZIMIN BENDEN BAŞKA KİMSESİ YOK
Muharrem Amca'nın 5 çocuğundan biri olan küçük kızı menenjit hastalığı geçirmiş ve özürlü hale gelmiş. Kendi ihtiyaçlarını kendisi karşılayamıyor. Yemeğini babası yapıyor ve yediriyor. Tuvalet ve diğer ihtiyaçlarını da babasının yardımıyla gideriyor. Aşırı gürültülü ortamlardan rahatsızlık duyuyor ve mahallenin çocuklarını kıskanıyor. Zeka yaşı 5 yaşındaki bir çoçuğunkiyle aynı. Muharrem Amca kızının çoğu gece uyandığını ve ağladığını söylüyor. Kızının uyandığı gecelerde yatağından kalkıyor ve kızının ihtiyaçlarını gidererek tekrar uyutuyor. Muharrem Amca en çok onun için endişeleniyor. Diğer çocuklarını evlendirmiş ve yurt yuva sahibi yapmış. “Elbette onlar da bakar çocuğuma ama bu durumdaki özürlü bir çocuğa bakmak zor.” diyor Muharrem Amca.

ŞİİRİ EL EZHERÜNİVERSİTESİ’NDEN BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ ALDI
Muherrem Amca'nın yazdığı “Kudüs Bizim Olacak” isimli şiiri, 2008 yılında Mısır El Ezher Üniversitesi'nden birincilik ödülü almış. “Kudüs için yazdığım bir şiirle birincilik ödülü almak benim için çok gurur verici ve sevindirici oldu.” diyor Muharrem Amca ve “Ben sadece o kutsal mekanlarda canları pahasına mücadele eden insanların duygularını hissetmeye çalıştım. Onların yerinde olsam ben neler hissederdim diye düşündüm. Bu duygularla yazdım.” diye ekliyor.

“EN VEFALI BABA”NIN BİRÇOK ESERİ DE VAR
Muharrem Amca sıkıntılarla yaşadığı uzun yıllara birçok da eser sığdırmış. “Gölgesiz Günler”, “Bahar Çağrısı”, “Tarla Kuşu”, “Akasyalar Açarken”, “Kardelen” isimli 5 şiir kitabı yayınlayan Muharrem Amca, 5 yıldır da “Yazı Kültür Dergisi” adında dergi çıkartıyor. Kaleme aldığı hikaye ve romanlardan bazıları da şunlar: “Arpa Samanı, Holtan Kerem, Soylu Kiracı, Keremin Ali, Sağlam Et ve Saplı Üzüm, Çoban Irza”

VAKİT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri