Yoksulluk en çok çocuk ve gençleri vuruyor

Yoksulluk en çok çocuk ve gençleri vuruyor
Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan “Türkiye’deki Sosyal Yardım Sisteminin Değerlendirilmesi” başlıklı raporuna göre; kişi sayısının arttıkça yoksulluk oranının arttığı, çok çocuklu ailelerin yoksullukla mücadelede önem

YENER DÖNMEZ'İN HABERİ...

Devlet Planlama Teşkilatı uzmanlarından Hande Hacımahmutoğlu'nun hazırladığı “Türkiye'deki Sosyal Yardım Sisteminin Değerlendirilmesi” başlıklı rapor, Türkiye'nin sosyal yardımlaşma alanındaki mevcut durumunu ortaya koydu. Son yıllarda, sosyal yardım sistemlerinin kapsamının giderek genişlemekte ve yapılan yardım harcamalarının artmakta olduğu ifade edilen raporda, bu alandaki gündem konusunun ise kaynakların daha etkin nasıl kullanılacağı hususları olduğu ifade edildi.

İKİ TÜR YOKSULLUK VAR

Türkiye İstatistik Kurumu'nun yoksulluğu, “İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılayamama durumu olup, dar anlamda açlıktan ölme ve barınacak yeri olmama durumu; geniş anlamda ise gıda, giyim ve barınma gibi imkânları hayatlarını devam ettirmeye yettiği halde toplumun genel düzeyinin gerisinde kalma” olarak tanımladığı anlatılan raporda, ayrıca “insani yoksulluk” kavramının da yeni yeni kullanılmaya başlandığı, bununla da “katlanılabilir bir hayat için gerekli fırsat ve seçeneklerden mahrum olma durumu olarak tanımlanmakta ve bu yeni kavram ile yoksulluk olgusunun insanlık şerefini kırıcı ve çok yönlü boyutlarına açıklama getirilmeye çalışılmaktadır” denildi.

DPT raporunda, Türkiye'deki fakirlerin büyük bölümünün kırda yaşadığı, bir diğer önemli noktanın da hanedeki kişi sayısı arttıkça yoksulluk oranının da arttığının görülmesi olduğu kaydedildi. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Bu durum çok çocuklu ailelerin yoksulluğuna işaret etmektedir. Çocukların yaşadığı yoksulluğun, toplumun geleceğini tehdit eden bir durum olması dolayısıyla, çok çocuklu ailelere yoksullukla mücadelede özel önem verilmesi gerekmektedir. 0-14 yaşları arasındaki çocuklardan sonra yoksulluk oranı en yüksek olan kesim 15-19 yaşları arasındaki gençlerdir. Toplumun geleceğini ifade eden gençlerin de yoksulluk problemini en yoğun yaşayan kesimler içerisinde olması kalkınma açısından olumsuz bir durumdur. Toplumun gelecekteki beşeri sermayesi olan çocukların eğitim almak yerine yoksullukla mücadele çabası içerisine girmeleri ekonomik ve sosyal kalkınma açısından olumsuz bir faktördür.”

BÜTÜN RİSK GRUPLARI
DPT raporunda, yoksulluğa ilişkin ana hatlarıyla bir değerlendirme yapıldığında ortaya çıkan tablo ise şöyle dile getirildi: “Araştırmanın verilerinden nüfusun en çok hangi kesimlerinin yoksulluk içerisinde olduğu görülebilmektedir. Bu verilerin ışığında; kırda yaşama, kalabalık aile yapısı içerisinde olma, çocuk veya genç olma, tarımsal faaliyet ile uğraşma, düşük eğitim seviyelerinde olma, ücretsiz aile işçisi veya yevmiyeli olarak çalışma ya da işsiz olma, sosyal yardım programlarının hedef kitlesini oluşturan yoksul kesimlerin belli başlı özellikleri olarak belirtilebilir. Yoksulluk riskine karşı sosyal yardım programlarının tasarımı ve uygulanmasında bu durumun dikkate alınması gerekmektedir. Bir diğer önemli husus da, sosyal yardım programlarının sosyal koruma sistemindeki en son program olması durumu Türkiye'deki sosyal koruma sistemi yapısında da görülmektedir.”

SİSTEMİN DEZAVANTAJLARI
Sosyal yardım ve refah hizmetlerinin çok çeşitli kuruluşlar tarafından ve koordinasyonsuz olarak yürütülmesinin olumsuzluklarına değinilen raporda, “Bu faaliyetlerin programlı olarak yürütülmesini sağlayacak bir kurumun oluşturulmaması dolayısıyla hizmetler arasında ikilemeler, karışıklıklar ve boşluklar görülmektedir. Çok sayıda ve dağınık olarak yürütülmekte olan sosyal yardım ve refah hizmetlerinin (bu terim sosyal hizmetleri de kapsamaktadır) birlikte ele alınarak, hizmet, tasarruf, personel, istihdam ve sosyal güvenlik politikasının bütünlüğü bakımından tek bir kurum içinde programlı ve koordine bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verildi.

Türkiye’nin yoksulluk bölgeleri
Yoksullukla ilgili bölgesel analizlerin de yapıldığı raporda, şöyle denildi: “Bölgelere göre yoksulluk oranlarına bakıldığında; en yüksek yoksulluk oranının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde olduğu, bu bölgeyi sırasıyla Kuzeydoğu Anadolu ve Ortadoğu Anadolu Bölgelerinin takip ettiği görülmektedir. Yoksulluk oranının en düşük olduğu bölge ise İstanbul’dur. Yoksulluk oranlarının yüksek olduğu bölgelerde sosyal yardımlara olan ihtiyaç da artacaktır. Dolayısıyla sosyal yardım faaliyetlerini yürüten kurum / kuruluşların bu bölgelerdeki birimlerinin kapasitelerinin geliştirilmesi ve bu bölgelere aktarılan kaynakların artırılması gerekebilecektir.”

VAKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.