Arınç onmarı kastetti!
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner Ergenekon Terör Örgütü ile bağlantısı tespit edilerek tutuklanarak cezaevine konuldu. Bu olay üzerine bazı medya kuruluşları yine olayı sulandırmaya dönük haber anlayışını benimseyerek sanki karşımızda bir suç örgütü mensubu olduğu iddia edilen birisi değil de tamamen masum, tutuklama emrini vermiş olan Savcı Şanal tarafından mağdur edilmiş bir İlhan Cihaner portresi çiziverdi.
Dün bazı internet siteleri ve bugün bazı 'büyük' gazeteler, 'Ergenekon üyesi olmak' suçundan tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in eşi Muhteber Cihaner'in duygusal konuşmasını ve Cihaner'in kızını kucağına aldığı fotografı ön plana çıkararak psikolojik baskı tekniğini kullandı.
'Çizgi film' CD'leri ev aramasında neden delil olarak el konulur?
Bunlardan en ilginci ve başlıklara taşınanı ise '6.5 yaşındaki kızım Sıla'nın çizgi filmlere bile el konuldu' şeklindeki açıklamasıydı. Peki bir ev aramasında çizgi film CD'leri neden 'delil' olarak el konulu?
Aslında kamuoyu bu sorunun cevabını yakından biliyor. Ergenekon sanığı Levent Göktaş'tan ele geçirilen DVD'ler arasında yer alan ve normal bir bilgisayara takıldığında içinde sadece filmlerin göründüğü DVD'nin içine 'Data Stash' adlı bir programla gizlenmiş bir takım dosyalar bulundu. Şimdi sorulması gereken soru şu? O dosyalardan hangi korkunç planlar çıktı?
Hemen cevabını verelim. Kamuoyu tarafından KAFES EYLEM PLANI olarak bilinen ve Koç müzesindeki denizaltıya bomba konularak masum çocukların öldürülmesinin planlandığı, ülkemizde yaşayan gayrimüslim vatandaşlara karşı düzenlenecek suikast ve bombalama planlarının ve Deniz Kuvvetleri'nde görevli bir çok subay ve amiralin fişlendiği notlarda yine bu askerlerin kadınlarla nasıl kontrol edildiğine ilişkin bilgeler yer aldığı belgelere ulaşıldı. Şüphesiz biz küçük Sıla'nın cizgi film CD'lerinin içinde de korkunç eylem planları gizli demiyoruz. Ancak aramayı yapan ekiplerin bu konudaki hassasiyetini de 'ajitasyona' malzeme etmenin pek de doğru olmadığı ortada.
Devlet bakanı ve Başbakan Yardoımcısı Bülent Arınç da, bugün düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Siz ve sizin televizyonunuz sürekli Erzurum Cumhuriyet Savcısı'nın bir cemaate yönelik çalışmalarını ön plana çıkartıyorsunuz. Ama asıl bu değil Ergenekon örgütü diye bir örgütün üyesi olmak ve diğer suçlardır. Sizin dediğiniz şekliyle elbette her savcı cumhuriyetin savcısıdır. Ama onu masum göstermek varken gerçekler anlatlabilir. İşin içine mizansenler koymak da var. Çocuğunun göz yaşları falan. Biz o aramalarda ne ele geçirildiğini bilmiyoruz. Ağır cezalık bir suç olduğunu karar verilmişse buna elbette tüm medyanın da bütün hukuk camiasının saygı duyması gerekir. başsavcının tutuklanması hükümetin talimatıyla olmamıştır. BUnları görevlendirmek ve almak HSYK'nın görevidir. Ama orada yapılanların suç olup olmadığını tespit etmek ve suç duyurusunda bulunmak HSYK'nın yetkisi değildir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.