Fahri Kur'an Kursu Hocaları Üvey Evlat mı?

Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur'an Kurslarında kadrolu, sözleşmeli ve fahri Kur'an kursu hocaları olmak üzere 3 farklı statüde eleman çalıştırıyor. Bunlardan kadrolu ve sözleşmeliler hemen hemen aynı haklara sahipken fahri Kur'an kursu hocaları adeta bütün haklardan mahrum durumda. Başta maaş olmak üzere, izin, tatil, sigorta ve ek ücretler gibi haklar dan en asgari düzeyde istifade ediyorlar.
Fahri Kur'an kursu hocalarının sıkıntılarını gazetemize yazdığı bir mektupta dile getiren Tuba Akbaş adlı fahri Kur'an kursu hocası, Kur'an'ı yeni nesillere öğrettiği için yaptığı işten büyük haz duyduğunu belirterek, kendilerine verilen haklar konusunda büyük problemler yaşadıklarını dile getirdi.

MAAŞLARIMIZ ÇOK DÜŞÜK
En büyük problemin maaş konusunda olduğunu ifade eden Tuba Akbaş, aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu ve sözleşmeli hocaların aynı maaşı aldığını fakat fahri Kur'an kursu hocalarının çok düşük maaşla çalıştırıldıklarını ve sadece ders başı ücret aldıklarını belirtti. Herhangi bir rahatsızlanma veya tatil kadrolu ve sözleşmelileri tam maaş alırken, fahri hocaların maaşlarının kesildiğini dile getiren Akbaş, aynı sorunun yaz dönemlerinde de yaşandığını söyledi. Akbaş, "Fahri hocalar Kadrolu ve Sözleşmelilerle aynı dersi vermelerine rağmen fahri hocalara ek ders ücreti verilmiyor. Yaz dönemlerinde çalışmak istediğimizde de gönüllü olarak gösteriliyoruz ve bizlere ücret verilmiyor. Ayrıca Kur'an dersi dışında verdiğimiz Siyer ve dini bilgiler dersleri için de yine ek ders ücreti verilmiyor" dedi.

İZİN HAKKIMIZ YOK
Fahri Kur'an hocalarının yaşadığı ikinci büyük sıkıntının izin konusu olduğunu söyleyen Tuba Akbaş, izin alma konusunda yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı: "Kadrolu ve sözleşmeli hocalar yılda 20 gün yıllık izin kullanabiliyor, ayrıca bir aylık rapor alma hakları var. Fakat fahri hocaların bu hakları yok. Hatta hasta olsak, bundan dolayı rapor alsak bile bu maaşımıza kesinti olarak yansıyor."

ÜCRA YERLERE GÖNDERİLİYORUZ
Fahri Kur'an kursu hocalarının genellikle köylere ve ücra ilçelere gönderildiğini anlatan Akbaş, tayin isteme gibi bir haklarının da olmadığını belirterek, kadrolu ve sözleşmelilerin torpil bulmaları halinde istedikleri ilçe ve şehirlere gidebildiklerin belirtti. Ayrıca hocası olmayan ilçe ve köylere vaaz için yine kadrolu ve sözleşmeli hocaların gönderildiğini dile getiren Akbaş, bu konuda da yine ayrım yapıldığını ve fahri hocalara vaaz verdirilmediğini ifade etti.

EĞİTİM SEMİNERLERİNE BİLE GÖNDERİLMİYORLAR
Adalesizliğin bunlarla da sınırlı olmadığını söyleyen Akbaş, fahri hocaların şehir dışında düzenlenen eğitim seminerlerine götürülmediğini, hatta düzenlenen toplantılarda herhangi bir şekilde konuşma hakkı bile verilmediğini kaydetti. Akbaş, "Bir gün bir müftülük toplantısındaydık. Kurslarla ilgili konular konuşuluyordu. Ben de bir ara söz hakkı almak istedim. Müftü bana söz verdikten sonra 'sen fahri misin?' diye sordu. Ben de evet, deyince sen otur. Kendi işine bak, diyerek konuşmama izin vermedi. Artık siz bu olayla fahri hocalara hangi gözle bakıldığını ve ne kadar ayrımcılık yapıldığını anlayın" diyerek fahri hocalara yapılan üvey evlat muamelesinin hangi boyutlarda olduğunu anlattı.

ADALET İSTİYORUZ
Akbaş, yaşanan adaletsizliğin bir an önce giderilmesini isteyerek şunları söyledi: "Bizim tek beklentimiz Diyanet'in adaletli davranarak haklarımızı iyileştirmesidir. Üvey evlat muamelesi görmek istemiyoruz. Yaptığımız işin hakkını istiyoruz. İnsani hakların verilmesini ve fahri Kur'an kursu hocalarının haklarının düzeltilmesini talep ediyoruz"

FAHRİ HOCALARIN SORUNLARI DİYANETE TAŞINDI
Fahri Kur'an kursu hocalarının problemleri yeni değil. Geçtiğimiz yıl Mart ayında yaşanın problemleri Diyanet-Sen de gündeme taşımış ve bir grup fahri kurs hocasıyla beraber konuyu Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar'a iletmişlerdi.
Ziyarette sorunlarını Özafşar'a aktaran fahri Kur'an kursu hocaları yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlatmışlardı: "Kadrolu, 4/B'li ve 4/Cli Kur'an Kursu Öğreticileriyle aynı işi yapmamıza rağmen birçok haktan yararlanamıyoruz. Fahri Kur'an Kursu Öğreticisi olarak 4 yıldan beri çalışmamıza rağmen çalışma süremiz 2 yıl gözükmektedir. Çünkü 7 ay ücret alabiliyoruz, 5 ay ücret almıyoruz. Bağ-Kur sigortamızı kendimiz yatırıyoruz, aldığımız ücret, sigortamızı dahi karşılamıyor. Çalıştığımız süre zarfında ek ders ücreti alıyoruz, yaz tatillerinde çalışmamıza rağmen ücret alamıyoruz, yarıyıl tatili ve resmi tatillerde de yine ücret alamıyoruz. Haftalık 25 saat çalışmamıza rağmen 18 saat ek ders ücreti alıyoruz."

İbrahim Toprak / Doğruhaber