8 Mart bayram değil, hüsran!

8 Mart bayram değil, hüsran!
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Ancak, Anadolu kadını binlerce yıllık İslâmi inanç ve geleneğinden gelen başörtüsü sebebiyle hâlâ eğitim ve çalışma hakkından mahrum.

Azınlıkta kalan bir kesim Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarken, inançlı kadınlar bu günü hüsran içinde geçiriyorlar. Konu hakkında Akit’e konuşan, Türkiye Kadınlar Kültür ve Dayanışma Birliği Genel Başkanı Ayşe Serap Şahiner, “Dünya Kadınlar Günü bizim için bayram değil hüsrandır. Çünkü bu ülkede halen başörtüsü yasak ve halen inançlı kadınların önünde ciddi engeller var. Bu engeller kalkmadan Dünya Kadınlar Günü’nün bizim için bir önemi yok” dedi.

KADIN VEKİL İSTİYORUZ
TBMM’de halen başörtülü bir vekilin olmadığını vurgulayan Şahiner, seçimlerde bu ayrımcılığa son verilmesini de istedi. Şahiner, “Ülkemiz, demokratik bir hukuk devletidir. Demokrasilerde aslolan halktır; problemler hukuk prosedürü içinde halledilir. Bu inançla önümüzdeki seçimlerde kadın adaylar, aynı zamanda ülkemizin birçok kesiminin tercihinin temsilcisi olan başörtülü kadın adaylar, tüm siyasi partiler tarafından seçilebilecekleri sıradan aday gösterilmelidir” diye konuştu.

EĞİTİM- BİR –SEN: İNANÇLI KADINLAR TECRİT EDİLİYOR
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Halil Etyemez de Dünya Kadınlar Günü’nde inançlı kadınlara karşı uygulanan ayrımcılığı kınadı. Etyemez, “Kadınları kendi aralarında kategorize eden, kılık kıyafetleri ile aralarını kalın bir çizgiyle ayıran özürlü yaklaşım; bazen üniversite kapılarında, bazen orduevi ve kışlanın girişinde, bazen kamu kurum ve kuruluşlarında özgürlükleri turnikelere sıkıştırmıştır. Bunda en önemli pay, her on yılda darbe ile kesintiye uğrayan defolu demokrasimizin ayakta duramamasına neden olan dirayetsiz siyasilerindir. Din ve vicdan hürriyetini kendi kafalarındaki dar koridorlara sıkıştıran bu yaklaşım; inançları gereği başını örten kadınları eğitim ve çalışma hayatında mengeneye almış ve ürettikleri ‘kamusal alan’ yalanıyla tecrit etmiştir” dedi. 

“Kamusal alan yalanı son bulmalı ve kadınlar çalışma hayatının tüm alanlarında kategorize edilmeden, engellenmeden, özgürce yerini alabilmelidirler” diyen Etyemez, “12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumda halkın yüzde 58’inin ‘evet’ oyuyla kabul edilen Anayasa değişikliğinde kadınlara pozitif ayrımcılık getiren Anayasal düzenleme, kadınları sınıflandırarak uygulanmamalı ve ‘pozitif ayrımcılık’, ‘pozitif ayrıcalığa’ dönüşmemelidir. Yine TBMM İç Tüzüğü’nde yer alan tayyör dayatması kaldırılmalı, seçme ve seçilme hakkına sahip bütün kadınlar, kılık kıyafetlerine göre tasnife tabi tutulmadan seçilme hakkını kullanmalıdırlar” şeklinde konuştu.

ASLAN DEĞİRMENCİ / AKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.