'Kanallardan Cinsellik Pompalanıyor'

'Kanallardan Cinsellik Pompalanıyor'
Diyarbakır'da bulunan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Türkiye'de kadına, çocuğa yönelik şiddetle alakalı, yapılmış bir envanter çalışmasının olmadığını söyledi.

Kavaf, "Türkiye insanların yüzde 94'ü televizyon izliyor, yüzde 86'sının tek eğlence aracı televizyon. Muhtelif kanallardan sürekli pompalanan bir tüketim alışkanlığı, cinsellik. Bunlara erişememe, bunları bastırma ya da erişmek için kendini zorlamak. Bütün bunlar insanı şiddette yönlendirebilir" dedi. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, çeşitli temaslarda bulunmak ve bazı açılışlara katılmak üzere Diyarbakır'a geldi. Hatay'dan karayolu ile Diyarbakır'a gelen Kavaf'ı, Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, eşi Selime Toprak ile birlikte karşıladı. Diyarbakır Valiliği'ni ziyareti sırasında konuşan Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Diyarbakır'ın göç aldığını dile getirerek, "Hizmete daha çok ihtiyacı olan bir bölge. Halen yatırım programında olan 6 tane yatırımız var. Bu 30-40 trilyona denk bir bütçedir. Bizim sosyal politikalar çerçevesinde yaptığımız yatırımlar her zaman ekonomik kaygılarımızın üzerinde olmuştur" dedi. 

'KADINA YÖNELİK ŞİDDET İLE İLGİLİ ENVANTER ÇALIŞMASI YOK'

Kavaf, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kadın cinayetlerine ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Kavaf şöyle dedi:

"Şimdi o yüzde bin 400 rakamını nereden aldıklarını bilmiyorum. Türkiye'de kadına yönelik şiddetle alakalı, çocuğa yönelik şiddet ile alakalı yapılmış bir envanter çalışması yok. İlk defa biz İçişleri Bakanlığı ile bir protokol imzaladık. Şiddete uğrayan kadınlar karakola başvurduklarında, karakolda bir form dolduruyorlar. Formu karakolda görevli polis, bizim sosyal hizmet uzmanı ve şiddet mağduru kadın ilgili kısımları doldurduktan sonra imzalıyorlar. Bunu şunun için yaptık. Bir karakola gelen şiddet mağduru kadının, polis tarafından zoraki olarak evine gönderildiği yönünde ki spekülatif haberleri ve yorumları ortadan kaldırmak için. İkincisi, bu formlar vasıtasıyla bir envanter ve istatistiki bilgilere ulaşacağız"

'KAMU PERSONELİNİ EĞİTİYORUZ'

Kavaf, erkeklerin eğitilmesi konusunda bir çalışmanın olup olmadığı yönündeki başka bir soruya ise, kamu personelinde duyarlılık oluşturmak üzere eğitimler verdiklerini söyledi. Kavaf, "Şimdi öncelikle kadın şiddette uğradıktan sonra karakola gidiyor ve polisle muhatap oluyor. Biz İçişleri Bakanlığı ile yaptığımız protokol gereği, 40 bin polise eğitim verdik. Bu çalışmalar eğitimler devam ediyor. Daha sonrasında sağlık hizmeti alması gerekebilir. Yine bu konuda duyarlılık veya farkındalık oluşturmak adına, 59 bin sağlık personeline eğitim verdik. Ve hukuken hak arama sürecinde konuya Aile Mahkemesi hakimleri bakıyor, 326 Aile Mahkemesi hakimine eğitim verdik. Bu konudaki çalışmalarımız deva ediyor" dedi.

'MUHTELİF KANALLAR'

Şiddetin bir sonuç ve bakanlığında sonuca müdahil olduğunu ifade eden Kavaf, sonuç ortaya çıktığında, sonuçtan doğan zararı telafi etmeye çalıştıklarını söyledi. Sonucu ortaya çıkaran sebepleri ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Kavaf, "Esas olan sonucun ortaya çıkmamasıdır. Bu sonucun ortaya çıkmasına neden olan sebepler neler olabilir. Bunları eğitimsizlik, insanların psikolojisi bozuk olabilir. Türkiye insanların yüzde 94'ü televizyon izliyor. Yüzde 86'sının tek eğlence aracı televizyon. Veya muhtelif kanallardan sürekli pompalanan bir tüketim alışkanlığı, cinsellik. Bunlara erişememe, bunları bastırma ya da erişmek için kendini zorlamak. Bütün bunlar insanı şiddette yönlendirebilir. Y ada şiddeti ortaya çıkaran bir eylem olarak ortaya çıkabilir. Bunların ortadan kaldırılmasına yönelik eğitimler de bizim hedeflerimiz arasında" diye konuştu.

' ASLINDA VAR OLAN GÖRÜNÜR OLDU'

Medyanın geniş ağı nedeniyle kadına yönelik şiddet ve öldürme olaylarının görünür ve duyulur hale geldiğini söyleyen Kavaf, şöyle dedi:

"Ama önceden medyanın söylemi bu kadar etkin değildi. Bu konuda bu kadar yaygın bir haber ağı yoktu. Yaşanan benzeri cinayetler kamuoyu gündemine gelmeyebiliyordu. Hem bir duyarlılık, farkındalılık oluşması, kadınlarda da bu konuda destek istenmesi, yardım talep edilmesi artı. Polise çok rahat başvurabilir hale gelmeleri ve konun medyada gündeme geliyor olması artmış gibi gösteriyor. Aslında var olanların görünür olmasını sağladı. Bu konuda Türkiye 8 yıl, 10 ay önceki, Türkiye değil. 10 yıl önce TCK'da değişiklik yapılmamıştı. Hala töre ve namus cinayetlerinde tahrik nedeniyle indirim uygulanıyor. Kadınların hakkını, hukukunu koruyan çok ciddi değişiklikler yapıldı. 2002'de Türkiye'de sadece 8 tane kadın konuk evi vardı. Şu anda 66 tane var. Sadece bakanlığıma bağlı 45 tane kadın konuk evi var. Yapılan çok şey var. Ha bunlar yeterli mi? Yeterli değil"

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.