İsrail, Kudüs’e Heredot Tapınağı dikmeyi planlıyor

İsrail, Kudüs’e Heredot Tapınağı dikmeyi planlıyor
Mirasımız Derneği Başkanı Muhammed Demirci: Kudüs’le ilgili çalışmalarıyla bilinen Mirasımız Derneği’nin Başkanı Muhammed Demirci, terör devleti İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirmeye devam ettiğine dikkat &c

İsrail’in bu amaçla Müslümanların yerleşim yerlerini talan ettiğini ve Müslümanları şehirden uzaklaştırmaya çalıştığını ifade eden Demirci; “2000 yılında 180 bin olan Kudüs’teki Yahudi yerleşimcilerin sayısı günden güne artarken, kentteki Müslümanların sayısı da her geçen gün azalıyor. Aksa’yı yıkarak Heredot Tapınağı yapmayı planlayan İsrail, Kudüs’ün birçok yerine sinagoglar inşaa ediyor ve camileri de fanatik Yahudilere kundaklatıyor” dedi.

Ümmetin kanayan yarası ve birinci gündem maddesi olan Kudüs hâlâ hüzünlü bir şekilde terör devleti İsrail’in işgali altında. İsrail; Kudüs’ü Yahudileştirmeye çalışırken, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa da altında yapılan kazılar sebebiyle yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya. İsrail’in sinsi planlarıyla mücadele eden Kudüs ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği (Mirasımız Derneği) ise Kudüs’teki sorunları hem gündeme getiriyor, hem de bu sorunların çözümü amacıyla bir dizi çalışmalar yapıyor. Hz. Ömer döneminden kalma Mescid-i Aksa’daki ilim halkalarını tekrar hayata geçiren Mirasımız Derneği, Aksa’nın etrafında kazılardan zarar gören evlerin restorasyonlarını yapıyor ve bu konuda uluslararası alanda kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Mirasımız Derneği Başkanı Muhammed Demirci ile yaptıkları bu çalışmalarını detaylarını ve Kudüs için daha neler yapılabileceğini konuştuk...

Müslümanlar için, Kudüs ve Mescid-i Aksa neden önemli?

- Kudüs’ün Müslümanlar açısından birçok önemi Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de ve hadislerde anlatılıyor. Kur’ân’da, Kudüs’ün kutsal ve bereketli bir şehir olduğu belirtilirken, İsra ile Miraç olayları da Kudüs’te yaşandı ve ilahi vahyin indiği bir mekan özelliğini taşıyor. Kudüs’teki Mescid-i Aksa’nın da Müslümanlar açısından bir o kadar önemi bulunuyor. Mescid-i Aksa, ilk kıblemiz olarak önem teşkil ederken, Aksa’da bir rekat namaz kılmanın 500 rekata kadar faziletli sayılması ve Mescid-i Haram ile Mescid-i Nebevi’den sonra ziyaret edilmesi gereken bir yer olmasının ayrıca bir önemi bulunuyor. İsra Sûresi’nin ilk ayeti ise şu şekildedir: “Kulu (Muhammed’i) kendisine ayetlerimizden bazılarını göstermek için bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren (Allah) eksikliklerden münezzehtir. O gerçekten işitendir, görendir.”

Ülkemizdeki Müslümanlar, Kudüs’ten ve öneminden haberdar mı?

- Bir insan bir şeyin önemi kadar o şey için sevgi-muhabbet besler, hürmet eder, hizmet eder ve çaba gösterir. Bizler Kudüs’ten minimum düzeyde haberdarız. Sadece bizler değil, dünya coğrafyasındaki Müslümanlar da aynı durumda. Birinci kıblemiz olduğunu söylediğimiz Mescid-i Aksa’nın ruhunu yaşamıyor ve taşımıyoruz. Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın bereketli topraklar olduğunu, Mirac hadisesinin bu topraklar üzerinde yaşandığını biliyoruz ama ruhunu yaşamıyoruz. Efendimiz (a.s.) Mescid-i Aksa’ya gelmek sureti ile Miracı yaşamıştır. Medine’ye hicretten 16 ay sonrasına kadar kıblegahımız olan bir yerden bahsediyoruz. Kâbe’ye bir saldırı, bir zarar gelirse tüm Müslümanlar ayaklanır. Zira Kâbe’nin şuurunda yaşıyoruz. Mescid-i Aksa bir asra yaklaşan esaretinden henüz kurtulamadıysa, her gün tehdit altında ayakta ve hayatta kalma mücadelesini sessiz ve öksüz bir belde olarak veriyorsa, burada bizim samimiyetimizi sorgulamamız gerekir.

 “MEĞARİBE KÖPRÜSÜ’NÜ YIKMAK İSTİYORLAR”

İsrail’in Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı yıkma girişimlerinde gelinen son durum nedir?

- İsrail bugüne kadar Mescid-i Aksa’nın altında sayısız kazı yaptı. Buradaki maksat, kendi batıl inançlarına göre Mescid-i Aksa’nın altında olduğunu varsaydıkları Süleyman Mabedi’ni ortaya çıkarıp yeniden inşaa etmektir. Yıllardır süren bu kazı çalışmaları ve Aksa’nın altını oyma girişimlerinden bugüne kadar bir netice alamadılar. Bu durum işgalci İsrail’i son derece rahatsız ediyor. Yahudi kökenli arkeologlar İsrail yönetimini uyarmak sureti ile bu kazılardan bir sonuç çıkmayacağını, zira burada kendilerine öğretildiği gibi bir mabedin olmadığını, kazılardan vazgeçmelerini söylüyorlar. Elbette İsrail ve Siyonist Yahudiler boş durmuyor. Mescid-i Aksa’nın altını sessiz sedasız kimyasal maddelerle taşları eriterek oymaya devam ediyorlar. Hem yeraltı tahrip olurken, hem de yerüstü tahrip oluyor.

Geçtiğimiz yıl Burak duvarının hemen yanında bulunan ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) Miraca çıkarken bineği Burak’ı bağlayarak Mescid-i Aksa’ya giriş yaptığı tarihi Meğaribe Köprüsü’nü yıkmak istediler, hâlâ da istiyorlar. Daha önce kazılarla altı oyulan köprüyü yıkmak sureti ile İsrail buldozerlerinin ve savaş makinelerinin Aksa’nın içine rahatlıkla girmesini sağlayacak köprü inşa etmek istiyorlar. Burak duvarı dediğimiz ve Yahudilerce Ağlama Duvarı olarak adlandırılan bu duvarı genişleterek Yahudi kadınlar için ayrı bir ağlama yeri oluşturmak niyetindeler.
İsrail, Kudüs üzerinde nasıl bir oyun oynuyor?

- İsrail, Kudüs üzerinde sinsi bir oyun oynuyor. Siyonist İsrail, Kudüs’ü Yahudileşmeye ve bir Yahudi şehri haline getirmeye çalışıyor. Bu amaçla elinden geleni ardına bırakmıyor. Müslümanların yerleşim yerlerini talan ederken, Müslümanları şehirden uzaklaştırmaya çalışıyor. 2000 yılındaki verilere göre Kudüs’e yerleşen Yahudi yerleşimcilerin sayısı 180 bine ulaşırken, Müslümanların sayısı da her geçen gün azalıyor. Aksa’yı yıkarak, Heredot Tapınağı yapmayı planlayan İsrail, bunların haricinde Kudüs’ün birçok yerine sinagoglar inşaa ediyor ve camileri de fanatik Yahudilere kundaklatıyor.

 “360 FİLİSTİNLİ MESCİD-İ AKSA’NIN İÇİNDE İLİMLE İLGİLENİYOR”

İşgalci İsrail’in Kudüs’ü yok etme planları karşısında sizler ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

- Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın maddi ve manevi imarı için ciddi ve samimi çalışma içindeyiz. “Manevi imar” dediğimiz husus şöyle ki; Hz. Ömer (r.a) döneminde başlayan bir geleneği hayata geçirdik. O dönemden başlayarak Mescid-i Aksa’nın içinde “ilim halkaları” olurmuş. Müslümanlar Mescid-i Aksa’yı bir medrese gibi kullanmışlar. Zaman zaman bu eğitimler aksamışsa da tarihi serencamı içinde varlığını ve etkisini muhafaza etmiş. Öyle ki; Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’inde geçtiğine göre Osmanlı döneminde Mescid-i Aksa’da 800’e yakın âlimin varlığından söz ediliyor. 800 alim varsa kaç bin ilim öğrencisi vardır, varın siz hesap edin. İşte Mirasımız Derneği olarak bizler bu geleneği yeniden canlandırdık. Bugün 360 Filistinli Mescid-i Aksa’nın içinde sabahtan akşama kadar İslâmî ilimlerle meşgul oluyor. Özellikle öğle saatlerinde boş olan ve yoğun turist akınına uğrayan Mescid-i Aksa’nın bir müze olmadığını, Müslümanların mabedi olduğunu Yahudilere iliklerine kadar hissettiriyorlar. Hedefimiz bu sayıyı 1500’e ulaştırmak. İlim Halkalarındaki Filistinlilerin tüm ihtiyaçları Derneğimizce karşılanıyor.

Elbette bununla yetinmiyoruz. “Bayarak Seferleri” dediğimiz proje ile Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı yalnızlaşmaktan kurtarmayı hedefliyoruz. Filistin’in diğer şehirlerinde yaşayan kardeşlerimiz düzenlediğimiz otobüs seferleri ile Kudüs’e getirilip götürülüyor. Bugüne kadar 3500’ün üstünde sefer düzenledik. Bu çalışmayı oradaki kardeş kuruluşlarla ortak yapıyoruz. Derneğimizin de bir adet otobüsü bu faaliyete katkıda bulunuyor. Kudüs’te bunları yaparken Türkiye’de de faklı çalışmalar içindeyiz. Çıkarmış olduğumuz bülten ve diğer yayınlarla bu çalışmaları destekliyoruz.

‘KUDÜS’TE HAK ARAMAK İMKANSIZLAŞTIRILMIŞ’

Kudüs’te yaşanan insan hakları ihlâlleri ile ilgili bir çalışmanız var mı?

- Kudüs’te taş üstüne taş koymak İşgalci İsrail mercilerince neredeyse imkânsız hale getirilmiş. Hak aramak imkânsızlaştırılmış. Maddi anlamda yetersiz olan insanlar haklarını arayamıyorlar. Bizler uluslararası hukuk ve yerel hukuku iyi bilen hukukçularla istişare içerisindeyiz. Hedefimiz oradaki kardeşlerimizin maddi-manevi kayıpları ve hak arama mücadelelerine hukukçularımız aracılığıyla katkıda bulunmak, ellerini güçlendirmektedir.
Kudüs için neler yapabiliriz?

- Kudüs ve Mescid-i Aksa davasını gündemimizin birinci maddesi hâline getirmeliyiz. Kudüs bizim öksüzümüz, yetimimiz. Bizler yeterli muhabbeti beselemediğimiz sürece de yetim kalacaktır. Hani “yetimin başını okşamak” deyimimiz vardır. Hiç değilse bu yetimlikten kurtulana kadar maddi ve manevi olarak sahip çıkmaya gayret edelim. Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşması için hepimizin yapacağı bir şey mutlaka vardır. Yeter ki yüreğimizi Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya açalım.

‘10 CAMİNİN RESTORASYONUNU BİTİRDİK’

Biraz önce bahsettiğiniz Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın maddi imarı hususunda neler yapıyorsunuz?

- İşgalci İsrail’in yıkım faaliyetleri karşısında elimiz kolumuz bağlı duramazdık. Özellikle Kudüs’te bulunan tarihi eserlerin neredeyse tamamına yakını Osmanlı mirasıdır. Çok sayıda cami maddi imkânların elverişsizliği sebebi ile bakımsızlıktan kullanılamaz hale gelmiş. Bir süre sonra ‘nasıl olsa ibadet edilmiyor’ bahanesi ile İşgal güçleri bu ibadethanelere el koyuyor. İşte başlattığımız Cami Restorasyonu projesi ile bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş veya kullanılamaz haldeki cami ve mescitlerin bakım ve restorasyonunu yapıyoruz. Oradaki kardeş kuruluşlarla koordineli yapılan bu çalışmalarda bugüne kadar 10 caminin restorasyonunu bitirdik. Yapımı devam eden restorasyon çalışmaları ise bitirilmek üzere. Cami restorasyon projelerimizin bir kısmını, Türkiye’de faaliyet gösteren kardeş kuruluşların maddi katkılarıyla gerçekleştirdik. Elbette konu Kudüs ve cami olunca halkımızın da hassasiyeti bir kat daha artıyor.

Yeni Akit /  Hüseyin Kulaoğlu

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.