Vakit, dâvâlarla boğulmaya çalışıldı
'VAKİT'İN SUSTURULMA PLANI'-FOTO BELGE İÇİN TIKLAYINIZ
'KALEŞNİKOFLA VAKİT'İ HEMEN SUSTURUN!' HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ
HABERVAKTİM'İN 8 AY ÖNCEKİ ŞÜPHELERİ BELGELENDİ
Ergenekon Terör Örgütü’nden tutuklu bulunan eski Orgeneral Şener Eruygur tarafından 2002 yılında kurulduğu iddia edilen Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun organizesinde gazetemiz aleyhinde 2003 yılında “312 General Dâvâsı” olarak bilinen rekor dâvâyı açtırdığı da belgelendi. 28 Şubat süreciyle gazetemize yönelik başlayan baskı ve yıldırma kampanyaları, CÇG’nin kurulması ile daha da hız kazanarak arttı.
Vakit’in ekonomik sıkıntıya sokularak çalışamaz hale getirilmesi için Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun Vakit aleyhinde yapılacak çalışmalar için hazırladığı eylem raporunun ikinci bölümünde şu ifadelere yer veriliyor: “Her gün Adli Müşavirlikçe gazete taranarak suç unsuru diye tespit edilen haber ve yorumların İstihbarat Ynt. Ş. Müdürlüğü’ne bildirilmesi, tespit edilen suç unsurları doğrultusunda ilgili kişi, kurum ve STK’larının, durumuna göre açık veya kapalı olarak uyarılması ve dâvâ açmalarına öncülük edilmesi, bu şekilde organize edilen yoğun dâvâlarla gazetenin çalışamaz hale getirilmesi…”
CÇG PLANLARI BİR BİR UYGULANIYOR
Yoğun bir şekilde açılan dâvâlar ile Vakit adeta nefes alamaz hale getirilmeye çalışılıyordu. Vakit’in kurulmasında öncülük eden Cuma Dergisi ekibi de, açılan yoğun tazminat dâvâları ile susturulmaya çalışıldı. 14 yıl yayın hayatına devam eden ve gündeme ilişkin kapak dosyalarıyla önemli bir okuyucu kitlesine sahip olan “Cuma dergisi”, Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasında cezaevinde yatan Orgeneral Hurşit Tolon ile emekli Orgeneral Çetin Doğan ve MGK eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç’ın açtığı dâvâda verilen ağır tazminat cezası sebebiyle 2004 yılında yayın hayatına son verdi. Dergi, İç Hizmet Kanunu’na muhalefet ederek siyasi içerikli demeçler veren 3 generali, “Disiplinsiz Paşalar” başlığıyla kapak yaparak haberinde eleştirmişti. Aynı günlerde Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök de “TSK adına sadece ben açıklama yaparım. Keşke komutanlarımız konuşmasalardı” diyerek, söz konusu demeçlerden şikâyetçi olmuştu.
Cuma dergisine, kapağında iskambil kâğıtlarının içerisine üç generalin resmi konulduğu ve “Disiplinsiz Paşalar” ifadesi kullanıldığı gerekçesiyle ceza verilmişti. Mahkemenin Cuma’yı mahkûm ettirmek için yaptığı yorum ise bir hayli zorlama ve bir o kadar da ilginçti. Mahkeme, iskambil kâğıdındaki yoncayı sinek, sineği de pisliği çağrıştırıyor diye yorumlayıp, üç paşaya hakaret edildiği sonucuna vararak, Cuma’yı böylesine zorlama bir yorumla mahkûm etti.
DÂVÂCILAR ERGENEKONCU
Ergenekon’dan tutuklu Hurşit Tolon ile Çetin Doğan ve Tuncer Kılınç; söz konusu yazıyla kendilerine hakaret edildiği gerekçesiyle Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tazminat dâvâsı açmış, derginin sahibi Abdurrahman Kazan ve eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cengiz Almış’ı, masraflarıyla 90 milyar tazminat ödemeye mahkûm etmişti.
YİNE ERUYGUR, YİNE REKOR TAZMİNAT DÂVÂSI
Açtırdıkları rekor tazminatlarla Cuma dergisini kapattıran o günün paşaları, bugünün ise Ergenekoncuları içinde yer alan Jandarma eski Komutanı Şener Eruygur’un talimatıyla, 2004 yılının başlarında İçişleri Bakanlığı’na 500 milyarlık bir tazminat dâvâsı daha açtırıldı. Tazminat dâvâsı, Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasından cezaevinde yatan Şener Eruygur’un talimatıyla yapılan Jandarma baskınları hakkında gazetemizde çıkan haber ve köşe yazıları üzerine açıldı.
THK’DAN TOPLU DÂVÂ
Şener Eruygur’un evinde bulunan belgeler arasından çıkan CÇG belgesinde yazıldığı gibi, Vakit aleyhinde seri ve sık bir şekilde tazminat dâvâları açılıyordu. Ancak açılan dâvâlar bir tek Jandarma Komutanlığı kaynaklı değildi. Organize bir şekilde, ama tamamen gazeteyi susturmak amacıyla olduğu apaçık ortada olan bir diğer dâvâ dizisi ise THK’dan geldi. Milletten topladığı kurban derileri ile lüks harcamalar yaptığını 2006 yılında ortaya koyduğumuz THK yetkilileri, kamuoyundan özür dileyip hatasından vazgeçeceğine, gazetemize yönelik yoğun bir dâvâ süreci başlattı. Türk Hava Kurumu’nun 25 Kasım 2006 tarihinde gerçekleştirdiği genel kurulunun son 5 yıldır lüks otellerde ve yüksek masraflar ile yaptığını haberleştirmemiz üzerine, THK’nın yüzlerce delegesi tarafından adeta dâvâ bombardımanına tutulduk. Organize bir şekilde açılan dâvâlar, aynı örnek dâvâ dilekçe ile İstanbul, Eskişehir, Ankara, Denizli, Bilecik, Tekirdağ vs illerden yüzlerce THK delegesinin imzası ile mahkemelere verildi. Aynı dâvâ dilekçesi ile yüzlerce THK delegesinin ayrı ayrı açtıkları dâvâların sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Bir kısmı reddedilen bu dâvâlarda toplam talep edilen tazminat tutarı ise 500 milyarı buluyor.
312 generale dâvâ açtırıldı
TSK’da görev yapan 312 General, (Ergenekon Terör Örgütü’nden tutuklu bulunan Şener Eruygur tarafından 2002 yılında Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun kurulmasından hemen sonra) gazetemiz köşe yazarı Asım Yenihaber’in “Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke” başlıklı yazısında, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla 624 milyarlık manevi tazminat dâvâsı açtı.
Başta Ergenekon’dan tutuklu bulunan emekli Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur olmak üzere, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İbrahim Fırtına ile Darbe Günlüklerinin yazarı Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek’in de aralarında bulunduğu 312 general, astronomik rakamlı tazminat talebiyle, bugüne kadarki en yüksek manevi tazminat davasını açtılar. CÇG’nin Vakit gazetesinin çalışamaz duruma gelebilmesi için hazırladığı eylem raporunda vurgulandığı gibi, Vakit gazetesinin nüshaları tarandı ve 25 Ağustos 2003 tarihli gazetedeki bir yazı sebebi ile, 30 Ekim 2003’de
312 generalin birden dâvâ açması sağlandı.
Sonuçta Ankara 20. Asliye Mahkemesi’nde açılan dâvâ, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir rekora imza atılarak, yazarımız Asım Yenihaber ve gazetemiz aleyhine masrafları ile birlikte 1 trilyona varan tazminat kararı ile sonuçlandı.
Dâvâların altında hep Eruygur var
Yine Ergenekon’dan tutuklu dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur’un, gazetemiz hakkında açtığı başka bir dâvâ da, aynı mahkemede, yani Ankara 20. Asliye Mahkemesi’nde karara bağlandı. Duruşmada karar veren mahkeme, bu dâvâ için de 4 milyar tazminatın faizi ile Eruygur’a verilmesini kararlaştırdı.
VAKİT ALEYHİNDE BİR GÜNDE 40 DÂVÂ
312 generalin açtığı rekor tazminat dâvâsının Ankara’da görüldüğü saatlerde, bir yandan da gazetemiz yazarları aleyhine açılmış ceza dâvâlarının İstanbul’daki duruşmaları yapılıyordu. Gazetemiz yazarlarının katılarak ifade verdikleri duruşmalar, Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam ediyordu. Öyle ki; gazetemiz avukatları, o günlerde bir günde girilen toplam duruşma sayısının 30 ile 40 arasında değiştiğini, bunun da bir rekor olduğunu söylüyorlardı.
Kartel medyasından karalama kampanyası
CÇG’nun hazırladığı doğrultuda, Vakit’in susturulması için yoğun şekilde açtırılan toplu tazminat dâvâlarından sonra, gazetemiz yayınlarından dolayı hedef gösterildi ve gazetemiz aleyhinde kartel gazeteleri kullanılarak yoğun bir karalama kampanyası başlatıldı.
Gazetemizin 13 Şubat 2006 tarihli nüshasında “İşte O Üyeler” başlığı altında yayınlanan haber üzerine gazetemizin sahibi Nuri Aykon ile Sorumlu Yazı İşleri müdürümüz Harun Aksoy hakkında "Danıştay üyelerini terör örgütlerine hedef göstermek", "Basın yoluyla görevli memura hakaret" ve "Devletin yargı organlarını aşağılamak" suçundan Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ne 30 yıl hapis cezası istemli dâvâ açıldı. Danıştay saldırısının faili Alpaslan Arslan ve bar arkadaşlarının işi olduğu ortaya çıktığı halde, kartel medyası yaptıkları yayınlar ile Danıştay saldırısının Vakit’in yayınları sebebiyle yapıldığını mahkemeye de kabul ettirmiş ve davanın sadece bir bölümünde, toplam 111 bin 572 YTL’lik ceza kararı çıkmıştı.
Mahkemenin gazetemizi mahkum ettiği günlerde, döhe önce gazetemizi hedef gösteren Cumhuriyet’in imtiyaz sahibi İlhan Selçuk, Ergenekon terör örgütünün yöneticisi sıfatıyla sorguya alınıyordu. Daha sonraki günlerde de, Danıştay cinayetinin, Selçuk’un yöneticisi olduğu Ergenekon örgütü tarafından işlendiği ortaya çıkıyordu.
Önce iftira atıldı, sonra panzerler ve keskin nişancılarla baskın düzenlendi.
Basın tarihinde görülmemiş bir operasyonla gazete binamız basılarak Ergenekoncuların planladığı gibi gazete binası işgal edilerek çalışamaz hale getirildi. 28 Şubat sürecinde yaptığı cesur yayınlar üzerine susturulmak istenen gazetemize sabahın erken saatlerinde panzerler eşliğinde baskın düzenlendi. 11.30'da başlayan baskın 14.30’a kadar sürdü. 3 saat polis işgalinde kalan gazetemizin çalışmaları o gün engellendi. Gazetemize yönelik gerçekleştirilen baskınlar, Ergenekon terör örgütünü yönetmekten yargılanan İlhan Selçuk’un imtiyaz sahibi olduğu Cumhuriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya’nın iftirası üzerine yapılmıştı. Yine bugün Ergenekon terör örgütü tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan Ahmet Taner Kışlalı cinayetinin ardından Hikmet Çetinkaya’nın gazetemiz çalışanlarına attığı iftiranın ardından İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne yapılan başvuruyla baskın düzenlemiş ve gazete didik didik aranmıştı. O gün gazeteye yapılan baskında en dikkat çeken uygulama ise, polisin baskın sırasında kullandığı yöntem oldu. Yasadışı terör örgütlerine yönelik baskınlarda bile yer almayan polis panzerleri ve keskin nişancılar gazetenin etrafını sarmış ve adeta etrafta kuş uçurtulmamıştı. Basın tarihine kara bir leke olarak geçen bu baskında iki panzer, 6 adet çevik kuvvet otobüsü ve etraftaki binaların üzerindeki keskin nişancılar kullanılmıştı. Baskına, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Atilla Çınar, Terörle Mücadele Şube Müdürü, Güvenlik Şube Müdürü ve Çevik Kuvvetten üst düzey yetkililer katıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Güvenlik Şube ve Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin katıldığı operasyonda gazetemiz Yayın Kurulu Üyesi Mustafa Karahasanoğlu ve Hukuk Danışmanımız Ali Karahasanoğlu hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ifadeleri alınmak üzere Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüler.
YIPRATMAK İÇİN TERÖRİST MUAMELESİ YAPILDI
Gazetemize gerçekleştirilen baskın neticesinde Emniyet yaptığı arama sonucunda tek bir suç unsuruna rastlayamadı. Ayrıca binadaki herkesin kimlik kontrolü yapıldı ama, aranan birisine rastlanılmadı. Emniyetin resmi tutanağında, “Binanın her katında gazete avukatı nezaretinde içerde bulunan çalışanların kimlik kontrolü ve üst aramaları yapıldıktan sonra çalışanların nezaretinde her katta bulunan bütün odalar aranmaya başlandı; binanın bütün odalarında ve katlarında yapılan aramalarda suç ve suç unsuru teşkil eden herhangi bir belge ve dokümana rastlanılmamıştır. Ayrıca gazetenin basımının yapıldığı matbaa ve müştemilatında yapılan aramada yine herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamıştır” ifadelerine yer verildi.
“14-15 yaşındaki masumlardan özür dileyin” dedik, dâvâ açtılar..
Eruygur döneminde Jandarma timleri, yaşları 14-15 olan Türk öğrencileri Suriye’den, El Kaide militanı oldukları iddiasıyla gözaltına alıp Türkiye’ye getirmişti. Kartel gazetelerinin birinci sayfalarından militan olarak sunulan ve çoğu bayanlardan oluşan bu insanların, dil eğitimi için Suriye’ye gitmiş masum öğrenciler oldukları ortaya çıkmış ve hepsi serbest bırakılmıştı. Bu gerçekleri kaleme alan yazarımız Hasan Karakaya, o gün Şener Eruygur başta olmak üzere bütün sorumluların, iftira atılan öğrencilerden özür dilemesi gerektiğini yazmıştı. Yazarımız Ali İhsan Karahasanoğlu ise ‘Derin olaylar basit sorularla çözülür’ başlıklı yazısında dil öğrenimi için Suriye’ye giden kız çocuklarının terörist diye apar topar getirilmesini eleştirmiş ve bu çocukların suçsuzluğunu dile getirmişti. Yazarlarımızın olay ile ilgili gerçekleri bir bir ortaya koyması üzerine dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur, İçişleri Bakanlığı’na baskı kurarak gazetemiz ve yazarlarımız aleyhine 500 milyarlık tazminat dâvâsı açtırmıştı. Dava halen devam ediyor.
YARIN: Vakit’in vergi ve mali işlemleri denetlenerek sıkıntıya sokulacak
Kemal Gümüş- Vakit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.