Varis Deyip Geçmeyin!

Çoğunlukla bacaklarda görülen varisler bir damar hastalığı olup, kanı akciğer ve kalbe geri taşıyan toplar damarların ilerletici bir şekilde genişlemesidir. 20’li yaşlardan itibaren hem kadınlarda hem de erkeklerde görülmeye başlar. Özellikle uzun saatler ayakta kalanlarda daha sık görülür.

Diğer toplardamar hastalıkları gibi varis hastalığında da en önemli faktörün aileden gelen yatkınlık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Yusuf Kalko, ”Anne ve babanın yanı sıra birinci dereceden yakın diğer aile bireylerinde varis sorunu yaşanıyorsa dikkatli olmakta fayda var. Bu kişiler genetik yatkınlığın yanında uzun süreler ayakta kalıyor ya da uzun süre sabit oturuyor ise aynı zamanda sigara tiryakiliği ve kilo ile mücadele ediyorsa varis oluşma oranı daha yüksektir. Özellikle kadınlarda hamilelik ve doğum sonrası kendini daha fazla gösterir” dedi.

Varis ve venöz yetersizliği teşhisi ile bilgi veren Doç. Dr. Yusuf Kalko, ”Damar sistemi muayenesi sonrası Doppler Ultrason ve gerektiğinde Venografi gibi tetkiklerle varis ve venöz yetersizliği teşhisi konulabiliyor. Yapılan tetkikler neticesinde hastalığın ilerleme derecesine göre venöz basıncını düşüren ilaçlar ve varis çoraplarının düzenli kullanımının yanı sıra lazer tedavileri ve gerektiğinde cerrahi müdahaleler gibi kombine tedavi yöntemleri mevcut” dedi.

Tedavilerin gecikmesi durumunda nadir de olsa ani ölüme neden olabilecek etkiler olabileceğini ifade eden Başarılı Damar Cerrahı Kalko, ”Varis ve venöz yetersizliğin gecikmesi durumunda ayak ve bacaklarda akıntılı, kokulu ve iyileşmeyen yaralara neden olabiliyor. Thromboflebisit dediğimiz damar içi iltihapları ise en ciddi sonuçlar arasında olup venöz thrombozlar sonu akciğer ve kalp damarlarını pıhtı ile tıkamasına neden olabilir. Bu durum da ani ölümlere neden olabilir” dedi.

Varis sorunları için pek çok tedavi yönteminin olduğunu ifade eden Kalko, ”Hastalık derecesine göre ilaç tedavisi, varis çorabı kullanımı ve Endovenöz (lazer, radyofrekans ile su buharı yöntemleri) tedavilerin yanında cerrahide de hastaya konfor getiren tedaviler mevcut. Kılcal varisi olan hastalara İğne tedavisi dediğimiz Skleroterapy’ yi uyguluyoruz. Skleroterapy temel olarak bir maddenin ilgili damar içine enjeksiyonu ile bu damarın kollebe olmasını ve içinden kan geçemeyecek bir hale gelerek gözden kaybolmasını sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu sıvı madde kendi halinde yada köpük oluşturarak enjekte edilebilir. Skleroterapy 0.5 - 1 mm çapına kadar olan küçük toplardamar ve kılcal damarlarda kullanılır. Skleroterapy hastaya acı veren bir tedavi şekli değildir. Bunun için oldukça küçük çaplı iğneler kullanılır ve seanslar 2 günde bir uygulanır. Skleroterapy sonrasında enjeksiyon yapılan bölgeye kompresyon yapacak şekilde elastik bandaj ve tedavi süresince varis çorabı giyilmesi tavsiye ediyoruz. Venöz reflüde (İç varis) varisler için bir diğer tavsiye edebileceğim yöntem de Buhar Tedavisi. Çok konforlu, yarım saat gibi bir sürede, isteğe göre lokal, spinal ya da genel anestezi altında steril ortamda yapılan bir operasyon. Avrupa’da çok yaygın olarak kullanılan bu tekniği geçtiğimiz yıl uygulamaya başladık ve son derece başarılı sonuçlar aldık. Son derece konforlu ve hastaların aynı gün taburcu edilebildiği bir operasyon” şeklinde bilgi verdi.

Varisten korunmanın yollarına da değinen Yusuf Kalko, ”Varisler tekrarlayabilir ancak bunu engellemek elimizde. Öncelikle hareketli yaşamdan vazgeçmeyin, her gün mutlaka yürüyüş yapın, yüzün, bol su tüketin, baharatlı ve yaplı yiyeceklerden uzak durun, topuklu ayakkabılar ve dar kıyafetlerden kaçının, bacaklarınıza düzenli olarak soğuk su ile masaj yapın ve uyurken bacaklarınızın yaklaşık 10 cm kadar yukarıda olmasını sağlayın” dedi.