Erkeklerde Daha Fazla Görülüyor!

Erkeklerde Daha Fazla Görülüyor!
Uzman Odyolog ve Psikolog Sevtap Kutlay, kekemeliğin erkek çocuklarında kız çocuklarından daha fazla görüldüğünü söyledi.

Genellikle çocuk yaşlarda ortaya çıkan kekemelik ve artikülasyon bozuklukları çoğunlukla erkek çocuklarda görülüyor. Kekemeliğin ailelerin çocukları üzerinde kurdukları iletişimle doğrudan etkili olduğunu söyleyen Acıbadem Internatıonal Hastanesi doktorlarından Uzman Odyolog ve Psikolog Sevtap Kutlay, “Harf hataları olarak bilinen artikülasyon bozuklukları, zihinsel kaynaklı veya dişlerden kaynaklanan bir problem değilse düzelmesi mümkün. Amacımız çocukların eğitim hayatlarında psikolojilerini etkilemeyecek bir şekilde ders görmeleri” şeklinde konuştu.

Kekemeliğin genetik olmadığını fakat çocuğun anne babasından veya yakın ilişki kurduğu birinden takılmalı konuşmayı öğrenebileceğini belirten Kutlay, ”Çocuk taklit ederek kendinde konuşma bozukluğu gibi bir şeylerin gelişmesine neden olabiliyor. Fizyolojik kekemelik yeni lisanı öğrenme dönemlerinde sık görülebiliyor. Çünkü çocuklar dolu dolu lisanı öğrenme durumunu yaşıyor, fakat zihinsel fonksiyonları bunu tam karşılayamayabiliyor. Zihin ve dil arasındaki trafik bozukluğu da fizyolojik kekemelik dediğimiz bir dönemin geçirilmesini gösterebiliyor Bu yüzde 70 -80 oranında düzelebiliyor” ifadelerini kullandı.

Kekemeliğin erkek çocuklarında kız çocuklarından daha fazla görüldüğünü ve iki tip kekemeliğe rastladıklarını söyleyen Kutlay, bir tanesinin kız çocuklarında görülen erken ve çok düzgün konuşma, ikincisinin ise erkek çocuklarda görülen geç ve yaşıtlarından biraz daha bozuk konuşma durumları olduğu belirtti. Bu belirtilerin kekemeliğe dönüşme süreci anlatan Kutlay şunları söyledi: “Kız çocuklarında görülen kekemelik sonucu çocuklar, bu haliyle ne kadar düzgün kelimeler kullanıyor ne kadar düzgün konuşuyor diye çevrede çok ödül topluyor. Çocuk da çok başarılı olduğunu algılıyor ve bunu hep yapmalıyım diyor. İkinci ise daha ziyade erkek çocuklarda gördüğümüz geç ve yaşıtlarından biraz daha bozuk konuşma. Burada ise aileler, ‘dediği tam anlaşılamıyor, doktora gösterelim mi göstermeyelim mi?’ gibi bir konuşma geçirdiklerinde çocuk bunu duyuyor ve ‘ben bir şey yapıyorum ama yanlış yapıyorum, kötü bir şey yapıyorum” dediği anda takılmaları pekişebiliyor.”

TELEVİZYON YERİNE AKTİF ÖĞRENME

Son dönemlerde otistik hiperaktif davranışlı çocuk vakalarına sıkça rastladığını açıklayan, Uzman Odyolog ve Psikolog Kutlay,“Genelde büyüklerin büyüttüğü bebeklerde ya da bakıcıların elindeki bebeklerde rastlanıyor. Bunda çocuğa küçük yaşta çok fazla televizyon seyrettirmenin bir etkisi var. Kolay oluyor diye kişi televizyonu açıyor çocuğu önüne koyuyor. Sıkça rastladığımız göz kontağı kuramama, düzgün komut alamama, lisan konuşma bozukluğu, hareketli olarak ortalığı karıştırma şeklinde davranış bozuklukları gelişiyor. Televizyona ayrılan zaman aktif öğrenmeyle, sevgiyle ve diyalogla geçirilmeli” diye konuştu.

AİLELERE ÖNEMLİ GÖREV DÜŞÜYOR

İlerleyen yaşlarında kekemelerle yapılan bir mülakat sonucunda onları en çok üzen olayın ne söylediklerine değil, nasıl söylediklerine bakılmasının kendilerini rahatsız ettiği sonucunun ortaya çıktığını ifade eden Kutlay, “Kekemeliğin oluşmaması ve sonrasında tedavisi sürecinde ailelere önemli görevler düşüyor. Aileler çocuğun gözünün içine bakarak onu dinlemelidir. Çocuğun nasıl söylediğine değil ne söylediğine bakılacak çocuk dinlenecek, bitirmesine izin verilecek, cümle tamamlanacak, baş çevrilmeyecek. Bunlar yapıldığında çocuk benden utanılıyor diye düşünüyor. Cümle tamamlandığında ‘zaten annem yerime konuşuyor’ diye çocukta bir rahatlık olabilir. Bunlara bütün aile dikkat etmeli” şeklinde konuştu.

PİYASADA BİRÇOK YÖNTEM VAR

Kekemelikte kullanılan birçok terapi yöntemi olduğunu söyleyen Kutlay,” Nefes egzersizleri, nefesle uzun okuma egzersizleri, konuşamaya geçirme anlatmaya geçirme gibi hangisi daha fazla uygun ise o çocuğun durumuna bir terapi modelini birkaç terapi modelini uygulayabiliyoruz. Piyasada bir yığın yer görüyoruz. Bazen internetten de inceliyorum. Ama bu iş bilinç, kafaya koyma ve süreklilik gerektiriyor.’1 haftada 10 günde kekemeliğe son’ gibi bir iddiaya ben ve meslek arkadaşlarım inanmıyoruz” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.