Bahçeli'nin Yeni Formülü Elips

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, milletvekillerine seçim ve kongre öncesinde yemek verdi. Ankara Göksu Restoran'da önceki gün basına kapalı olarak gerçekleşen ve milletvekillerinden başka kimsenin alınmadığı yemekte birbirinden ilginç gelişmeler yaşandı. Bahçeli, yemeğe katılanların tamamına yönelik olarak bir konuşma yapmadı. Ancak yanında ve yakınında oturan milletvekillerine, Cumhurbaşkanı adayını belirlemede yaptığı gibi geometrik şekillerle MHP'nin yeni kalkınma modelini anlattı. Bahçeli'nin çizimlerine göre MHP'nin yeni kalkınma modeli, elips şeklinde olacak ve bu geometrik şekil ile hedeflenen gelir dağılımı gösterilecek. 

AKŞENER’LE MÜZİK SOHBETİ 

Milletvekilleri tarafından "Veda yemeği" olarak adlandırılan toplantıda, Bahçeli'nin bir tarafına İstanbul Milletvekili Meral Akşener, diğer tarafına da yine İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan oturdu. TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmeye devam eden Maden Kanunu hakkında kısa bir değerlendirme yapıldı. Sonrasın da ise özel konularda sohbet edilmeye başlandı. 

CEPTEN ‘SENFONİ TÜRK’ DİNLETTİ   

Akşener'in "Efendim ne tür müzik dinlersiniz?" sorusu üzerine Bahçeli, "Her türlü müziği dinlerim. İnsanlar beni sadece Ferdi Tayfur dinliyor olarak bilir ama aslında öyle değildir. Klasik müzik de dinlerim. Başbakan Yardımcılığımız döneminde Türk besteci ve piyanist Tuluyhan Uğurlu ile görüştük. Bazı beste çalışmalarına katkılarda bulunduk" dedi. Bahçeli, özel kalem müdürünü çağırarak telefonunu istedi ve telefonuna yüklediği Tuluyhan Uğurlu tarafından bestelenen 'Senfoni Türk' isimli klasik Türk müziğini milletvekillerine dinletti. 

KAPİTALİST, KOMÜNİST VE ÜLKÜCÜ ARASINDAKİ FARK

MHP lideri Bahçeli daha sonra ise bir kapitalistin, komünistin ve ülkücünün nasıl birbirinden farklılık gösterdiğini bir örnek vererek milletvekillerine aktardı. Bahçeli, "Bunu geçmişte verdiğim bir konferansta ifade etmiştim. Sokakta bankın üzerinde bir adam yatıyor. Bunu kapitalist görse 'ekonomisi daha iyi yerlerde yatmaya elvermiyordur' der, çekip gider. Bu adamı komünist görse, 'Böyle devlet olur mu? Nerede sosyal adalet? İnsanları neden bu hale düşürüyorsunuz?' diye bağırarak yanından çekip gider. Ama bu adamı bir ülkücü görse, adamın yanına yaklaşır, halını hatırını sorar ve neden burada yattığını sorar. Kendisini oraya düşüren durumu araştırır. Sorumlularına sitem eder. Alır götürür sıcak bir yerde yatırır. İmkanı da varsa cebine para koyar. İşte kapitalist, komünist ve ülkücü arasındaki davranış farkı bu" diye konuştu.

Vahdet