Yahudi nasıl kazanıyor?

1967 Arap-İsrail Savaşı sonrası günler. Elde, İsrail kıyımını gösteren, dünyaya yahudi vahşetini duyuracak bir film var. Ama film, Müslüman diplomatların organizasyon bozukluğundan yayınlanamıyor. Peki film kimdeydi?


Müslümanlar’ın sık sık mağduriyete uğraması kişisel hatalarla bire bir ilintili. Emekli diplomat Ergun Sav’ın “Diplodramatik Anlatılar” isimli kitabındaki bir hatıra, bu yaklaşımın tipik bir göstergesi. Hatıraya göre, tam 6 Müslüman diplomat bir yahudi diplomatın oyununa geliyor.  

İSRAİL VAHŞETİNİ DÜNYA DUYACAKTI  

“Nijerya’dayım. Bu arada İsrail-Mısır savaşı oldu. Ünlü Altı Gün savaşı. Nijeryalılarla çok iyi arkadaş olmuştum. Özellikle Nijerya Televizyonu NBC’nin müdürü Segun Olusola ile samimiyetimiz çok. Bu arada Mısırlı diplomat telefon etti. ‘Elimizde bir belgesel var. Altı Gün savaşı sırasında İsraillilerin yaptığı kıyımı, vahşeti anlatıyor. TV’de gösterilmesini istiyoruz. Sağlayabilir misin?’ diye sordu. ‘Segun’la konuşayım size bildiririm’ dedim. Segun’u buldum, olumlu karşıladı.  

FİLM ELDEN ELE GEZERKEN KAYBOLDU  

Ertesi akşam Avustralya Millî Günü. Herkes orada. Mısırlı diplomatı buldum: ‘Filmi Segun Olusola’ya gönderirseniz gösterecekler.’ Çok memnun oldu: ‘Ben onu Suriyeliye vermiştim.’ Ona seslendi, filmi istedi. Suriyeli, ‘Ben onu Iraklıya verdim’ dedi. Iraklı, Suudiye, Suudi Kuveytliye vermiş. Abartıyorum sanılmasın. Arapça bir tartışma başladı ama sonuç yok. Film kaybolmuştu. Yapacak bir şey yoktu: ‘Bulunca Segul’a gönderin’ dedim.  

YAHUDİ DİPLOMAT SIRITIRKEN  

Artık partinin dağılma zamanı. Ev sahibine veda etmek üzere sıraya girdim. Biraz sonra, omzuma biri dokundu. Döndüm. İsrail Maslahatgüzarı! Gülerek soruyor: ‘Ne konuşuyordu o arkadaşlar? ‘Kimler?’ ‘Araplar’ Canım sıkıldı, sustum. O halinden gayet memnun, ‘Filmi arıyorlar, değil mi?’ dedi. ‘Ne filmi?’ ‘Propaganda filmini, Mısır’ın filmini. Ama bulamazlar.’ ‘Neden?’ diye sordum. ‘Film bende de ondan!’ karşılığını verdi.” 

(Murat Unay – habervaktim)