Türkmenler haykırdı! Susmayacağız
Irak’ın Kerkük Valisi Necmettin Kerim’in, Türkmenlerin “Şehitler Günü” olan 28 Mart tarihinde nevruzu bahane ederek şehrin sembolü konumundaki Kerkük Kalesi’ne Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağını asmasının ardından kentte yaşanan olaylar şehri patlamaya hazır bir bomba haline getirdi. Kerkük’te yaşayan yaklaşık 500 bin Türkmen, skandal kararı protesto için sokakları Türkmen bayraklarıyla donatırken, son bir haftada 3 Türkmen’in kaçırılması ve son olarak kentin güneybatısındaki Leylan nahiyesine bağlı Yahyava köyündeki Türkmeneli Partisi binasının kimliği belirsiz kişilerce kundaklanarak kullanılmaz hale getirilişi, gerginliği daha da tırmandırdı.
SORUMLUSU KERKÜK VALİSİ
Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Türkmeneli Partisi Genel Başkanı Rıyaz Sarıkahya, yapılan saldırının sorumlusunun Kerkük Valisi Necmettin Kerim olduğunu söyleyerek, “Hedefleri burada bizim şahsımıza yönelik değildir, Türkmen halkını yıldırmak, susturmak, oldubittilerle hukuksuzluklarını kabul ettirmektir. Türkmen halkı, bu saatten sonra Kerkük’te yapılanlara göz yummayacak, susmayacaktır. Mücadelemize köklü bir çözüm gelene kadar devam edeceğiz. Herkes burada insanca, kardeşçe yaşar. Ya da Kerkük kimseye yar olmaz” dedi.
6 GENCE İŞKENCE
Parti binalarının kundaklanmasından sonra lise çağındaki 6 Türkmen genci KYP’nin gençlik kollarına bağlı silahlı asayiş gücünün gözaltına alarak işkence yaptığını ifade eden Sarıkayha, “Amaçları bu saldırıyı gençlerimizin üzerine yıkarak konuyu kapatmaktı. Üstelik bunu Irak yasalarına aykırı olarak yasal olmaya partizan silahlı asayiş gücü ile yaptılar. Çabalarımızın sonunda çocukları saldılar” şeklinde konuştu.
AYRIMCILIK YAPARAK TOPLUMU BÖLÜYORLAR
Kerkük’teki gerginliğin bayrak krizi ile tırmandığını dile getiren Genel Başkan Sarıkahya, Kerkük valisinin ırkçı bir zihniyetle atamaların yüzde 90’ını kendi mensubu olduğu etnik gruptan ve kendi partisi olan KYP’den yaptığını belirterek “6 ay önce vali Necmettin Kerim devlet kurumları için bir genelge yayımladı ve bundan sonra Kerkük’te resmi dilin Arapça ve Kürtçe olduğunu ilan etti. Irak anayasasına göre Kürtçe resmi dildir, ama Türkmence ve Arapça da resmi dildir ve eşittir. Bir gram eksik değildir. Bu kararın ardından valiye gittim ve kendisine bu genelge ile ırkçılık, ayrımcılık yaptığını, bunun Irak anayasasına göre de suç olduğunu, haklarımıza saldırı anlamı taşıdığını söyledim. Düzeleceğini söyledi ama sadece oyaladı” diye konuştu.
REFERANDUM ANAYASAYA AYKIRI
Kerkük İl Meclisi’nde alınan referandum kararının yasal bir geçerliliği olmadığını ifade eden Sarıkahya, “İki referandumdan bahsediliyor. Birisi Kürdistan bölgesinin bağımsızlığı için, diğeri de Kerkük’ün Kürdistan’a katılma referandumudur. O referandum siyasi olarak değerlendirilebilir. Ancak Kerkük’ün Kürdistan’a katılması için Kerkük meclisinin yasal olarak bir yetkisi yoktur. Çünkü gerekçe gösterdikleri anayasanın 140. Maddesinin geçerliliği 2007 yılında sona ermişti. Referandumun maksadını Irak meclisi ve Irak Federal Mahkemesi belirleyecektir. Oysa Kerkük İl Meclisi’nin böyle bir yetkisi yoktur. Yani anayasaya aykırıdır” dedi.
Dağdan gelene memleketimizi vermeyiz
Şehrin sembolü Kerkük Kalesi’ne IKYB bayrağının asılmasının hemen akşamında Kerkük sokaklarına çıkan Türkmen gençler, Vali Necmettin Kerim’in aldığı hukuksuz kararı protesto için şehrin dört bir yanını Türkmen bayraklarıyla donatmışlar. 8 bin Türkmen öğrencinin eğitim gördüğü 22 bin nüfuslu Kerkük Üniversitesi başta olmak üzere, fakülteler ve enstitüler üzerine bu bayrağın çekilmesiyle eğitim kurumlarındaki Türkmen öğrencilerin üzerinde bir baskı oluşturulduğunu söyleyen gençlerle 2 bin 500 üyesi olan Türkmeneli Öğrenci ve Gençler Birliği Derneği’nin Kerkük’teki merkezinde görüştük.
ELİMİZDE SADECE İMANIMIZ VE İNANCIMIZ VAR
Derneğin Kerkük Kolu Başkan Yardımcılığı görevini de yürüten Kerkük Üniversitesi Eğitim Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Mubin Şahin (20), “Üniversitemize bayrak asıldıktan sonra Türkmen öğrenciler okula girerken didik didik aranmaya başladı. Üzerimizde etnik kimliğimize ait bir kıyafetle okula giremiyoruz. Oysa Kürt öğrenciler üstü başı aranmadan üstelik silahlarıyla çok rahat şekilde giriyor. Biz kendi bayrağımızı okula sokamıyoruz. Eğer üzerimizde Türkmen bayrağı yakalarlarsa el koyuyorlar. Geçenlerde milli kıyafet gününde başka bir Kürt öğrenci arkadaşımızın bayrağını alıp yakmak istediler. Olaya okul içindeki PKK yandaşları da karıştı. Gerginlik meydana geldi, fakat bayrağımızı teslim etmedik. Zira bayrak bir milletin, bir insanın şerefidir. O bayrağı taşıdığına göre sahip çıkmasını da bileceksin. Çok şükür olay çok büyümedi. Çünkü Kürt öğrenciler ve PKK yandaşları okulda silahlı geziyor. Ama bizim elimizde sadece imanımız ve inancımız var” dedi.
Erdoğan’dan Allah razı olsun
Türkmeneli Öğrenci ve Gençler Birliği Derneği’nin Kerkük Kolu Başkanı Mehmet Şıhlar (26), 20 Mart sabahı kaleye Kürdistan bayrağının asılmasının ardından, akşamleyin dernek olarak gece geç saatlere kadar Türkmen bayraklarıyla eylem yaptıklarını, caddeleri donattıklarını söyleyerek, “Çünkü biliyorduk ki bu kararın arkası gelecekti. Bütün resmi kurumların üzerine asacaklardı. Nitekim de astılar. Biz dernek olarak hemen harekete geçip tüm üyelerimizi topladık. Valilik caddesini, köprünün üzerini ve Bağdat yolunu baştan başa donatarak ‘Kerkük Türktür, Türk kalacaktır!’ mesajını verdik. 0nlar resmi kurumlara, dairelere hâkimlerse, biz de caddelere sokaklara hâkimiz. İstediğimiz yere bayrağımızı asarız ve de astık!” dedi. Olayların çıkmasının arkasından Türkiye’den yana ümitlerini asla kaybetmediklerini söyleyen Şıhlar, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Allah razı olsun. Yaptığı açıklamayla burada gençlerimize heyecan verdi, moralimizi yükseltti” diyerek sözlerini tamamladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.