ABD'nin hedefi Fırat Kalkanı

ABD'nin hedefi Fırat Kalkanı
Rakka operasyonu bahanesiyle PYD’ye silah yağdıran ABD, Suriye’nin kuzeyinde kuracağı taşeron devlete engel olarak gördüğü Fırat Kalkanı ile temizlenen bölgeyi için harekete geçti.

ABD Rakka’da terör örgütü DEAŞ’a gerçekleştirilen operasyon gerekçesiyle bölgedeki bir başka terör örgütü PKK/PYD’ye tırlarla yaptığı zırhlı araç ve silah sevkiyatını kentte alınması gereken çok dar bir alan kalmasına rağmen hız kesmeden sürdürüyor. Önceki gün ABD tarafından askeri araç gereç ve mühimmat taşıyan 100 tır daha Irak sınırından geçerek PYD kontrolündeki Haseke’ye girdi ve Rakka’nın kuzeyinde yer alan örgüt unsurlarına gönderildi. Böylelikle, ABD Savunma Bakanı James Mattis’in o dönemki Türk mevkidaşı Milli Savunma Bakan’ı Fikri Işık’a gönderdiği mektupta “DEAŞ yenildikten sonra silahlar geri alınacak” ifadesini kullandığı Haziran ayının başından bu yana PYD’ye ulaşan tır sayısı tam 909 oldu. Tüm bu gelişmeler akla şu soruyu getirdi: Terör örgütü DEAŞ Rakka’da çok dar bir alanda sıkıştırılmasına, teröristlerin büyük çoğunluğunu kenti terk etmesine ve 2 Haziran’da başlayan operasyonun sonu yaklaşmasına rağmen; gönderilen her türlü askeri malzemeyi geri alma taahhüdü veren Pentagon PYD’ye olan silah sevkiyatını neden kesmiyor?

EL KAİDE YALANIYLA KUZEYDE OPERASYON

ABD Başkan’ı Donald Trump’ın DEAŞ’la mücadele özel temsilcisi Brett McGurk, 27 Temmuz’da Ortadoğu Enstitüsü’nün düzenlediği bir panelde konuşmuş ve burada Türkiye’nin mücadele ettiği Heyet Tahrir Şam’dan (HTŞ) bahisle El Kaide tehdidinden söz ederek bu örgütün İdlib’te Hatay sınırı üzerinden destek aldığı tezviratına sarılmıştı. PKK ağzıyla konuşan McGurk El Kaide’nin Türkiye üzerinden yardım aldığı şeklinde kirli bir imada bulunmuş ve bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Önal tarafından doğrudan aranarak kendisine “Beyanlarınız kabul edilemez ve bunları reddediyoruz. Amacınız provokasyon yaratmak değilse, beyanlarınızı bir an önce düzeltiniz” denilmişti. McGurk’ün bu çıkışı, “Terör koridorunu Akdeniz’e ulaştırmak için hayati bir önem taşıyan Fırat Kalkanı Bölgesi ve İdlib’e operasyon zemini hazırlanıyor” şeklinde yorumlandı. Temsilcinin iftirası, Irak ve Afganistan savaşlarının ‘El Kaide bahanesiyle’ başlatıldığı hesap edildiğinde de, saldırıların terör koridorunu engelleyen Fırat Kalkanı’na ve hatta Türkiye’ye uzanabileceği yönünde tehlikeli bir yön de barındırıyor. Bu gelişmeler PYD’ye bir türlü kesilmeyen askeri sevkiyatları daha bir önemli hale getiriyor.

SALDIRILAR DEYR EZ ZOR’A KADAR GENİŞLEYEBİLİR

Terör örgütü PYD’nin Rakka’dan sonra hedef haline getirdiği bir başka önemli merkezin Deyr Ez Zor olduğu biliniyor. Arap medyasına demeç veren sözde Rojava Asayiş Genel Komutanı Ciwan İbrahim, Deyr Ez Zor ile ilgili Arap medyasına şu ifadeleri kullandı: “Gerçek savaş Deyr Ez Zor’da olacak. Rakka’dan daha önemli bu alan petrol ve doğal kaynaklar bakımından zengin. Suriye’nin Irak’taki geçidi ve Araplar ile Kürtler arasındaki bağlantı. Aynı zamanda Irak ve Suriye arasındaki Sünnilerin kapısı. Şu anda en önemli alanlardan biri ve ABD›nin anlayacağı ve üzerinde çalıştığı şey bu”. Terör örgütünün bu açıklamayla birlikte kuzeyde Fırat Kalkanı’na saldırı gerçekleştirirken güneyde de rejim ve İran etkisine karşı sözde kantonlarını genişletmek için Deyr Ez Zor hesabı yaptığı anlaşıldı. Durmayan silah sevkiyatları ve üst üste gelen açıklamalar, Pentagon’un söylediği gibi Rakka’nın aslında bir ‘son’ değil, başlangıç olabileceği riskini taşıyor. Tüm gelişmeler terör koridoru peşinde koşan PYD’nin ABD eliyle çatışma kabiliyeti olan profesyonel bir orduya sahip olacağı anlamına geliyor.

TANKSAVAR TÜFEK VE KALEŞNİKOF

ABD terör örgütü PKK/PYD’ye, DEAŞ’la mücadele gerekçesiyle üç günde 180 tır askeri yardım gönderdi. Böylelikle 5 Haziran’dan bu yana gönderilen tır sayısı 909 oldu. En sonki sevkiyatta, 12 bin kalaşnikof marka tüfek, 6 bin makineli tüfek ve 3 bin 500 ağır makineli tüfeğin yanı sıra 3 bin Amerikan yapımı RPG-7 ve bin Amerikan yapımı AT-4 veya Rus yapımı SPG-9 tanksavar yer aldı. 

hnmzo_1501561257_6817.jpg

KONVOYDA JEEPLER DE VAR

Ayrıca aynı kapsamda değişik kalibreye sahip 235 havan topu, 100 keskin nişancı tüfeği, 450 PV-7 tipi gece görüş dürbünü ve 150 kızılötesi lazer aydınlatıcı dürbün terör örgütüne ulaştırıldı. Konvoyda, ABD ordusunun kullandığı yüksek hareket kabiliyetli zırhlı “Hummer”lar, 4x4 jipler ile vinçler de bulunuyor.

Pentagon’dan teröre üslerle koruma 

Suriye’nin Rakka kentini terör örgütü DEAŞ’tan temizlemek bahanesiyle bir başka terör örgütü PKK/PYD’ye silah ve mühimmat desteği sunan Pentagon, ‘müttefikine’ bölgeye kurduğu üslerle de sahip çıkıyor. PYD işgalindeki topraklarda 3 hava üssü ve 8 askeri merkezi bulunan ABD, bir yandan teröristlere eğitim hizmeti sağlarken diğer yandan da örgüt için fiili uçuşa yasak bölge oluşturuyor. Bölgede Rumeylan, Harap Işk ve Tabka’da hava üssü kuran Washington yönetiminin; Tel Beyder, Tel Temir, Şeddadi, Ayn Dadat, Uşariye, Miştanur Tepesi, Ayn İsa ve Sept beldesinde de askeri merkezleri bulunuyor. Pentagon bu bölgelerde dönüşümü kolay fabrikalar, konut alanları veya terör örgütü PKK/PYD’ye ait kampları kullanıyor. ABD ayrıca, Fırat Kalkanı Bölgesi ile PYD işgalindeki topraklar arasına yerleştirdiği devriye gücü sayesinde TSK destekli ÖSO’nun Münbiç’e yönelik saldırılarını da engellemeye çalışıyor.

İSRAİL’İN PKK STRATEJİSİ

Türkiye’nin Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallenine en sert tepkiyi veren ülke olarak öne çıkmasının ardından İsrail  basınında ‘bağımsız bir Kürt devletini destekleme’ çağrıları yapılmaya başlandı. Ülkenin en büyük gazetelerinden Jerusalem Post gazetesinde yayımlanan ve zamanlaması dikkat çeken başyazıda İsrail’in Türkiye’ye karşı bir Kürt devletini desteklemesinin ‘zorunluluk’ olduğu iddia edildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.