Almanya'da korkunç tablo... Silahlandılar!
İngiltere'de 1992 yılında kurulan "Blood and Honour" ( Kan ve Şeref) örgütünün silahlı kolu olarak bilinen Combat 18'in Almanya'daki aktivitelerinin oldukça kısıtlı olduğu tahmin ediliyordu. Ancak Alman kamuoyuna yansıyan son haber örgütün tahmin edilenden çok daha aktif olduğunu ortaya çıkardı.
Alman istihbaratının takip ettiği Combat 18 üyesi 12 kişinin Çekya'ya giderek atış eğitimi aldığı ve 24 Ekim tarihinde Bayern eyaletinin sınır bölgesinde bulunan Schirnding bölgesinde yakalandığı açıklandı.
Alman istihbaratının Alman hükümetini olaydan iki gün sonra bilgilendirdiği açıklanırken, örgütün Almanya'nın 16 eyaletinin en az 7'sinde aktif olarak örgütlenmeye çalıştığı ifade edildi. Almanya'daki bu eyaletler ise Hessen, Kuzey-Ren Vestfalya, Baden-Württemberg, Aşağı Saksonya, Thüringen, Rheinland-Pfalz ve Bavyera eyaletleri.
COMBAT 18'İN ŞİFRESİ ALFABEDE SAKLI
Örgüt isminde yer alan 18 rakamı alfabenin birinci ve sekizinci sırasında yer alan A ve H harflerini, yani Adolf Hitler'in baş harflerini temsil ediyor. Combat 18 ise Adolf Hitler'in savaş birlikleri anlamına geliyor. Aşırı sağcılar tarafından İngiltere'de 1992 yılından kurulan Combat 18'in birçok Avrupa ülkesinde gizli yapılanması bulunuyor. Kıta Avrupası'nda örgütün en yaygın olduğu ülkeler ise Almanya, Avusturya ve Macaristan.
Örgütün internet sitesinde kuruculardan aşırı sağcı Ian Stuart'ın bir sözü slogan olarak kullanılıyor.
"Artık cılızlar Beyaz İnsanı yalanlar ve aldatma ile yönetemeyecek ve savaşçı ırkına olan sevgisi, dürüstlüğü ve gücü ile geri dönüşünü yapacak"
Örgüt tarafından en çok kullanılan sloganlardan arasında "Tek çözüm Beyaz devrim" ve "Yasağa rağmen ölmedik"
Combat 18, 2000 yılından beri Almanya'da yasaklı örgüt statüsünde bulunuyor. Örgütün 24 Ekim'de 12 üyesinin Almanya sınırında yakalanmasının ardından Combat 18'e yönelik kapsamlı bir soruşturma yürütülmesi bekleniyor. Silahlı örgütün saldırı gerçekleştirmek için 'lideri olmayan' ve küçük hücre yapılanmalarına gittiği ve örgüte yönelik takibin oldukça zorlaştığı belirtliyor. Alman hükümetinin Combat 18'in faaliyetlerine yönelik verilen bir soru önergesine verdiği yanıtta, örgütün kaç takipçisinin bulunduğuna yönelik net bir rakam bulunmadığı ve örgüte bağlı olarak çalışan dernek ya da grupların varlığının bilinmediği açıklanmıştı.
"BİZDEN TALEP EDİLMESİ DURUMUNDA ÖLMELİYİZ"
Yasaklı örgüt Combat 18'in internet sitesinde yer alan ifadeler ise örgütün kuralları ve yapısını anlatıyor.
"Şerefin kuralı" isimli başlık altında şu ifadeler yer alıyor:
"Şeref kavramı Nasyonal Sosyalistler için merkezi bir öneme sahiptir ve her Nasyonal Sosyalist şerefleri sayesinde belirli yollarla hareket etmek zorundadır. Ayrıca şerefle yaşamak, bir kişinin onursuz olmaktansa ölmeye hazıırlanması anlamına gelir.
Nasyonel Sosyalistler olarak görevlerimiz ve zorunluluklarımız bulunuyor. Nasyonal Sosyalizm amacının kendisi ve ırkımız için savaşma görevimiz var. SS'lerin sloganlarının "Benim Şerefim güvendir" (Meine Ehre heisst Treue) olması boşuna değildir. SS savaşçıları için şerefleri ölüme kadar Adolf Hitler'e sadık olmaları anlamına geliyordu. Bu, yemine uygun olrak yaşamlarını sürdürmelerini hazır olmaları ve eğer kendilerinden talep etmeleri durumunda ölmeleri anlamına gelir. Bundan başka bir yapmak şerefe aykırı ve adilik olur.
"YEMİNİ BOZANLARI ÖLÜMÜ VE SONSUZA DEK SÜREN ADİLİĞİ HAK EDİYOR"
"Adolf Hitler'in kurban edilmesininden beri kendilerini Nasyonal Sosyalist olarak tanımlayanların birçoğu ya şeref kavramını anlamadı ya da bunu göz ardı etti. Mümkün olduğu kadar sık bir şekilde tekrar edilmeli ki, bir insan şerefli olmak için çaba göstermezse ve hedefleri ve liderleri için şerefleri için gerçek bir yemin etmezse, o zaman kendilerini Nasyonel Sosyalist olarak tanımlamaya hakları bulunmayacak. Şeref için yemin etmek söylediği şey anlamına gelir. Yemini bozmak şerefsizliktir, korkak bir eylemdir ve böyleleri ölümü ve sonsuza dek süren adiliği hak eder."
TÜRKLERİ ÖLDÜREN NSU ONLARLA BAĞLANTILI
Almanya'da, 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesiyle ilgili görülen, aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında, daha önce faaliyetleri yasaklanan aşırı sağcı "Blood & Honour" (Kan ve Şeref) oluşumunun yöneticileri tanık olarak dinlenmiş, NSU üyelerinin Kan ve Şeref örgütüyle bağlantı içinde oldukları ortaya çıkarılmıştı.
Almanya'da, 2000-2007 yıllarında 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, çok sayıda soygun gerçekleştiren NSU terör örgütünün varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 2011 yılı sonunda ortaya çıkarılabilmişti.
NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü. İkilinin arkadaşı ve NSU terör örgütüne üye olma suçlamasıyla yargılanan Beate Zschaepe, NSU üyelerinin kullandıkları hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu. Davada Zschaepe'nin yanı sıra örgütü desteklemekten dolayı aralarında Andre E'nin de bulunduğu 4 kişi yargılanıyor.
HÜRRİYET
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.