İsrail'in insanlık dışı uygulamaları
-Yaklaşık 7 milyon Filistinli, birbirinden ayrılmış olan 4 ayrı bölgede yaşam mücadelesi vermektedir.
-Gazze’de 2 milyon Filistinli abluka altındadır ve hiçbir şekilde Kudüs’ü ya da Batı Şeria’yı görme imkanları yoktur.
UTANÇ DUVARI
-Batı Şeria’da 3 milyona yakın Filistin nüfusu vardır. Ancak onların da Kudüs ile aralarında utanç duvarı bulunmaktadır. Utanç duvarını aşmak başlı başına problemdir. İsrail utanç duvarından geçişe izin vermediği taktirde Batı Şeria’daki Filistinliler de Kudüs’e gidemez.
EVLERE ZORLA EL KOYUYORLAR
-Kudüs’te bundan 10 yıl önce 700 binden fazla Filistinli vardı. Şu an bu sayı 300 bine indi.
-Kudüs her geçen gün Yahudileştiriliyor. Filistinlilerin evlerine el konuluyor, tapulu arazileri, binaları alınıp, Yahudilere veriliyor.
-Kudüs’te İsrail ekonomisi geçerli, hayat ise çok pahalı. Bir şişe suyun fiyatı 5 TL, en ucuz yerde yemek yemek istersen, küçük bir sandviç 35 TL.
ASTRONOMİK VERGİLER
-Kudüs’te Filistinlilerin ev kirasını karşılamayı bırakın sahibi oldukları evlerin extra vergilerini ödemeleri bile imkansız hale getiriliyor. Kudüs’ün Yahudi belediyesi sık sık saçma sapan vergilerle Filistinlilerin kapılarını çalıyor, astronomik vergiler ödenmedi diye de tapulu evlere el koyuyor.
-Kudüs plakalı bir araçla utanç duvarını aşıp Batı Şeria’ya gidebilirsiniz. Ancak dönüşte Filistin plakalı bir taksi ya da özel araca bindiyseniz, o araçla Kudüs’e girmeniz imkansızdır.
SÜRESİZ GÖZALTI
-6 binden fazla Filistinli, İsrail cezaevlerinde esir tutuluyor. İsrail askeri kanunlarına göre göz altı kararları 6 ayda bir sonsuz kez uzatılabiliyor. Bu esirlerin çoğu yargı önüne çıkarılmadan, sürekli uzatılan idari göz altı kararlarıyla yıllarca hapiste tutuluyor.
-Filistinli bir esirseniz, aileniz sizin hangi cezaevinde tutulduğunuzu bilemez. Hatta serbest bırakılırken bile hangi cezaevinden çıkacağınız konusunda kimseye haber verilmez.
CENAZELERE BİLE EL KOYUYOR
-İsrail, katlettiği Filistinlilerin cenazelerine el koyar. Geçen Cuma günü Kudüs’te şehit edilen 17 yaşındaki Muhammed adlı çocuğun cansız bedenini, ailesi Makaset Hastanesinin bahçesinin duvarından kaçırarak, apar topar defnetti. Çünkü az daha bekleselerdi İsrail askerleri gelip, cenazeye el koyacaktı.
-Kudüs’te yaşayan bir Filistinli eğer 6 ay boyunca şehir dışına çıkmışsa, geri döndüğünde Kudüs kimliğini kaybetmiş olur, yani artık Kudüs’te yaşama hakkı yoktur.
-Filistinli aileler toplu halde evlerinden dışarı çıkamaz. Evde mutlaka bir kişi kalmalıdır eğer ev boş bırakılırsa, Yahudiler kapıyı kırıp, o evi işgal edebilir.
-El Halil’de geçen Salı gecesi Ebu Recep ailesinin 3 katlı binasına, 50 yahudi işgalci baskın yaptı. Ev boştu, Yahudiler askerler eşliğinde binaya girip, eve el koydu. O ev ve onun gibi yüzlercesi o saatten sonra Yahudilerin malı oluyor.
-El Halil’de Hazreti İbrahim Caminin yarısı sinagogdur. Caminin girişinde x-ray kabinleri ve turnikeler vardır. İsrail askerinin izni olmadan camiye girilemez.
-El Halil’deki Hazreti İbrahim Caminin önünde bulunan Şuheda caddesi ise Müslümanlara kapalıdır. O caddeden Müslüman geçemez, sadece Yahudiler yürüyebilir.
-Mescid-i Aksa’nın kapılarına konulan x-ray kabinleri bu nedenle tepki gördü. 1994’ten beri Hazreti İbrahim camindeki durum bir emsal teşkil ediyor. İsrail aynısını Mescid-i Aksa’da yapıp, Mescid-i Aksa’nın yarısını Yahudilere tahsis etmek istiyor.
-Kudüs ile Batı Şeria’daki Ramallah kenti arasındaki mesafe arabayla 10 dakikadır. Ancak utanç duvarı nedeniyle iki şehir arasındaki yolculuk bazen saatler alabilir.
-Utanç duvarı güzergahında çok sayıda kontrol noktası vardır. Yolların çoğu Filistinlilere kapalıdır. Bazen 15 dakikalık bir mesafeyi kapatılan kontrol noktaları nedeniyle labirente çevrilen yollardan geçtiğiniz için saatler sonra ancak alabilirsiniz.
-İsrail askerleri sokaklarda namaz kılan Filistinlilerin üzerine toma ile tazyikli su sıkar. Ancak suyun içerisinde lağım karışımı vardır. Nebi Salih köyünde geçen Cuma günü sokakta kılınan namaza lağımlı suyla müdahale edildi, burada amaçlardan biri de namaz abdestini bozmaktır.
-Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimleri, Filistin köylerinin tam karşısına, su kaynaklarının geçtiği alanlara kurulur. Filistin köyü ile Yahudi işgal mahallesi arasında da tampon bölge oluşturulur ve askeri bölge ilan edilir.
-Filistinlilerin bir çoğu mültecidir. Batı Şeria’da çok sayıda mülteci kampı vardır. İstanbul’da doğup büyüyen bir kişinin, İstanbul’daki mülteci kampında mülteci olarak yaşaması gibi bir durum söz konusudur.
-Suriye, Ürdün ve Lübnan’da da yaklaşık 6 milyon Filistinli mülteci bulunur. Suriye’de savaş çıkınca, ateş altında kalan Filistinli mülteciler, double refugee yani çifte mülteci olmuşlardır.
-İsrail, Filistinlilerin evlenmelerine de müdahale eder. Mesela Umm Fahm kentindeki bir Filistinli kadın ile Nablus’taki bir Filistinli erkeğin evlenmesine izin yoktur.
-İsrail, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın posterlerine ya da Türk bayraklarına karşı da alerjilidir. Kudüs’te bir market sahibi bu nedenle 3 ay hapis ve 27 bin dolar para cezasına çarptırılmıştır.
KUDÜS KELİMESİNİ KULLANMAZ
-Batı Şeria, BM tarafından Filistin’e verilmiştir. Ancak İsrail Batı Şeria’yı A, B ve C diye de üçe bölmüş, iki bölgenin tamamen kontrolünü kendine almıştır.
-İsrail, Kudüs’e Kudüs demez, dedirtmez de. Onlar için Kudüs’ün adı Yeruşalayim’dir. Kudüs’te Filistinlilerin okullarındaki kitaplarda bile Kudüs kelimesini müfredattan kaldırmışlardır.
-İsrail, Kudüs’te Filistinlilere ait okulları da sebepsiz yere kapatır, çocukların okula gitmesini engeller.
-Kudüs’te Hazreti Ömer’in fetih sırasında şehre ilk girdiği tepe olan Cebeli Mukabbir semtinde yollar kapalı tutulur, bir çok noktada barikatlar vardır.
-Utanç duvarı bir çok mahalleyi hatta evleri bile bölmüştür. Beytüllahim’deki bir evin tam önünde kontrol noktası vardır. Filistinli aile, evine girip çıkarken o kontrol noktasından geçmek zorunda bırakılmıştır.
-İsrail belediyesi Kudüs’te Filistinlilerin yaşadığı Şeyh Cerrah, Tur, Vadi Coz gibi mahallelerde çöpleri temizlemez. İsrail bayrağı asılmayan mahallelere hizmet götürmez. Ama o semtlerde yaşayan Filistinlilerden vergi alır.
-Filistinli direnişçiler sokak ortasında yargısız infaz edilir. Şehidin cenazesine el konur. Aile bireyleri göz altına alınır, evleri ise yıkılır. İsrail buna toplu ceza yöntemi adını verir.
-Bir Filistinlinin yolda yürürken göz altına alınması an meselesidir. Asker veya polis hiçbir sebep göstermeden şüpheli gördüğü herkesi göz altına alabilir.
(Taha dağlı- haber 7)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.