BM'den İsrail'e Ahed et-Temimi çağrısı

BM İnsan Hakları Filistin Özel Raportörü Michael Lynk, yaptığı yazılı açıklamada, işgal altındaki Batı Şeria'nın Ramallah kentinde bulunan Ofer Askeri Mahkemesince bugün görülen ve 11 Mart'a ertelenen davanın duruşmanın uluslararası hukuka "harfiyen" uygun yapılması gerektiğini vurguladı.

ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ

BM Genel Kurulunca 20 Kasım 1989'da imzalanan ve İsrail'in de taraf olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'de, çocukların en son çare olarak ve en kısa süreyle özgürlüklerinden yoksun bırakılabileceğinin açık şekilde belirtildiğini aktaran Lynk, İsrail'in bu sözleşmeyi ihlal ettiğini belirtti.

SERBEST BIRAKIN

Lynk, İsrail makamlarının çocuklara tanınan temel haklara riayet etmesi ve Temimi'nin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

İSRAİL'İN MAHKUM ETTİĞİ ÇOCUKLAR

Temimi'nin Tel Aviv yakınlarındaki HaSharon hapishanesinde tutulmasının da açık şekilde Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali anlamına geldiğini anımsatan Lynk, İsrail'in her yıl ortalama 500-700 arasında çocuğu askeri mahkemelerce tutukladığına ve haklarında kovuşturma başlattığına dikkat çekti.

"Genel olarak bu çocukların gözaltındayken kötü muamele gördüğüne, hem fiziksel hem de psikolojik istismara maruz kaldıklarına, sorgulama sırasında aile bireyleri ve avukatlara erişimlerinden yoksun bırakıldıklarına dair raporlar aldık." diyen Lynk, İsrail askeri mahkemelerinin bağımsızlığından ve tarafsızlığından ciddi endişeleri olduğunu kaydetti.

Bugün mahkemeye elleri kelepçeli şekilde getirilen Temimi'nin "zafer" işareti yaptığı görülmüştü. Bunun üzerine bir mahkeme görevlisinin Temimi'nin kelepçeli ellerini tuttuğu görüntülere yansımıştı.

İsrail askerleri, 16 yaşındaki Temimi'yi, 19 Aralık 2017'de Ramallah'ta ailesiyle yaşadığı eve düzenlediği baskınla gözaltına almıştı. Annesi Neriman'ın ise kızıyla ilgili bilgi almak üzere gittiği Ramallah'ın doğusundaki gözaltı biriminde İsrail askerleri tarafından gözaltına alındığı kaydedilmişti.

"Filistinli cesur kız" olarak da bilinen Ahed, 2012'de ağabeyi gözaltına alındığında İsrail askerlerine karşı gösterdiği tavır nedeniyle İstanbul'da "Hanzala Cesaret Ödülü"ne layık görülmüştü.

Öte yandan 1949'da imzalanan ve 1950'de yürürlüğe giren Dördüncü Cenevre Sözleşmesi, savaş bölgelerinde ve işgal altında yaşayan sivilleri korumayı taahhüt ediyor. İsrail ise Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ni imzalamasına rağmen henüz yasal olarak sözleşmeyi onaylamadı.