Gladyo Uzmanı: Ergenekon çok benziyor!
İtalya'da son 20 yılını ülkedeki gizli yapılanmalara, gizli servisler ile mafya arasındaki işbirliklerine ve faili meçhul cinayetleri araştırmaya veren gazeteci Philip Willan, Türkiye'de Gladyo benzeri bir yapılanmanın olmamasının şaşırtıcı olacağını söyledi.
Ergenekon terör örgütü ile Gladyo'nun birbirine çok benzediklerine dikkat çeken Willan, CİHAN'a Gladyo'nun geçmişiyle ilgili şu açıklamaları yaptı: "Şu ana kadar Türkiye'de Ergenekon ile ilgili ortaya çıkan deliller ile İtalya'daki Gladyo arasında büyük benzerlikler olduğu görülüyor. Gladyo, 2. Dünya Savaşı döneminde Doğu Bloku'nun İtalya'yı işgal etmesi olayı sırasında silahlı direniş ve sabotaj için kurulmuş gizli bir örgüttü. Bu örgüt NATO tarafından özellikle Amerikalı ve İngiliz gizli servisi ve özel kuvvetleri kullanılarak kurulmuştu. Üye olarak ise özel olarak Komünizme karşı kişiler arasından seçiliyordu ve örgütün İtalya'nın birçok yerinde yer altında gizli silah ve patlayıcıları vardı."
Gladyo'nun 'Kaos Stratejisi'ni kullanarak ülkedeki bazı güçlerin demokratik yollarla iktidara gelmesini engellemeye çalıştığını dile getiren Willan, "O zamanlar Gladyo örgütü adına çalışan gizli servisler Ergenekon örgütünde olduğu gibi bütün enerjilerini ünlü politikacı, gazeteci ve iş adamlarına şantaj yapmak için kişisel bilgilerini toplamaya adamışlardı." dedi.
"KİLİT İSİM CLARRIDGE"
"Türkiye'de Gladyo'ya benzer bir yapılanmanın olmaması şaşırtıcı olurdu" diyen Willan, şöyle devam etti: "Gladyo'nun olduğu dönemlerde Türkiye'de de içinde 'Bozkurtlar' adlı milliyetçi grupların olduğu gizli örgütler mevcuttu. CIA görevlisi Duane Clarridge, Soğuk Savaş döneminde hem Türkiye'de hem de İtalya'da görev yapmış bir kişidir. Her iki ülkede de görev yapmış olan Duane Clarridge hem İtalyan hem de Gladyo'nun Türk versiyonu ile temas halindeydi. Bozkurtlar örgütünün bir üyesi olan ve Papa II. John Paul'e suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca, Soğuk Savaş yılları döneminde her iki Akdeniz ülkesinde bulunan gizli örgütler arasındaki meçhul ilişkiye bir kanıt olarak kalmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra Gladyo'nun P2 dediğimiz iş adamları ve mason Licio Gelli tarafından yönetilen 'Propaganda Masonica' yasadışı örgütüyle de ilişkisi vardı."
MEDYANIN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye'de Gladyo'ya benzer bir yapılanmanın olmasına pek şaşırmadığını anlatan Willan, Türkiye'nin hala siyasi, kültürel ve ideolojik seçeneklerle karşı karşıya olduğunu ancak İtalya'nın böyle bir pozisyonda olmadığını ifade etti. Ülkede korku toplumu oluşturan gizli yapılanmaların gün yüzüne çıkarılmasında medyanın rolünün çok önemli olduğuna dikkat çeken Willan, bu yapılanmanın ortaya çıkarılmasında özgür medya ve seçilmiş bir parlamentonun insiyatif alması gerektiğini söyledi. Willan, bunun ortaya çıkarılmasında yaşanacak bir başarısızlığın sonuçlarının ise ülkede sürekli bir çatışma ortamının yaşanmasına ve demokrasinin tehlikeye atılmasına neden olabileceğini vurguladı.
HAKİM VE SAVCILARA BÜYÜK BASKI VARDI
Ergenekon davasında yargıya destek verilmesine işaret eden Willan, son olarak sözlerini şöyle sürdürdü: "İtalya'da bu olayı yürüten savcı ve hakimlere de büyük baskı yapılıyordu. Soğuk Savaş yılları sona erdikten sonra ancak o zaman savcılar bu olayın üzerine rahatça gidebildiler. İtalyan anayasası mahkemelere büyük özgürlük vermiştir. Ama onların bu yetkisi daima hakimlerin cesaretine bağlıdır. Toplumu korkutan Ergenekon ve Gladyo gibi gizli yapılanmaları gün yüzüne çıkarmak her zaman için ve her toplum için çok önemlidir. Hala Ergenekon üzerine ortaya çıkarılması gereken çok şey olduğuna inanıyorum. İtalya'da da hala geçmişe ilişkin ortaya çıkarılması gereken çok şey gizli kalmaya devam ediyor. Örneğin Aldo Moro'nun ölümü. Türkiye'de de buna benzer gizli yapılanmaların olduğuna inanıyorum." (CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.