Pentagon ile Beyaz saray arasında Türkiye çatlağı!

Pentagon ile Beyaz saray arasında Türkiye çatlağı!
Siyasi Analist Serdar Sement, Türkiye ile ABD geriliminin olası sonuçlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu. "ABD Türkiye'yi kaybederse yüksek bedel ödeyecek" diyen Sement, ABD'nin Türkiye'yi mutlaka yanına alması gerektiğini söyledi.

 

ABD'nin savunma harcamalarının artacağını ve Türkiye'nin askeri,endüstriyel dönüşüm sağlayacağını söyleyen Sement, "Amerika, Türkiye ile gerilimi sürdürmeye devam etmesi halinde kaybeden taraf olacak. ABD bölgedeki varlığını yitirecek, Rusya-Türkiye ittifakı genişleyecek ve Suriye ekonomik alt yapısının tesisinde Türkiye söz sahibi olacak" dedi. Sement, "Amerika, Türkiye çekişmesinin küresel ederi çok yüksek. ABD Türkiye'yi kaybederse yüksek bedel ödeyecek. Maruz kaldığı savunma harcama baskısı zıplayacak. Savunma harcaması da kayba neden olacak. Bu yansıma büyüme rakamlarını düşürecek. Yeni askeri düzende ABD, savunma harcamalarının artmaması için Türkiye'yi yanına almak zorunda. Kongre savunma harcamaları onaylarken, Pentagon Rusya ve Çin ile ilgili olarak bu harcamalara karşı çıkıyor. ABD gibi ülkelerde savunma harcamaları makro ekonomik dengeleri ciddi sarsıyor ve geriletiyor" diye konuştu.

İŞTE SEMENT'İN DHA'YA VERDİĞİ ROPÖRTAJIN TAMAMI;

S Bilişim Danışmanlık Siyasi Analisti Serdar Sement, ABD-Türkiye Çekişmesinin Küresel ve Finansal Ederi başlıklı bir rapor hazırladı. Raporda, ABD savunma harcamaları, siyasi, askeri, ekonomik ve finansal olarak Türkiye’ye uyguladığı baskının sonuçları ortaya konuldu. Öne çıkan detaylar ise şöyle: "Amerika, Türkiye ile gerilimi sürdürmeye devam etmesi halinde kaybeden taraf olacak. ABD’nin yaşanan gerilim nedeniyle orta ve uzun vadede savunma giderleri büyük ölçüde artacak. Buna karşın Türkiye, bir süredir sürdürdüğü askeri- endüstriyel dönüşümünü tamamlayacak ve  ABD, bölgedeki ağırlığını yitirecek. Rusya- Türkiye ittifakı genişleyecek. Türkiye, ileride Suriye’nin ekonomik alt yapısının tesisinde en güçlü aktörlerden biri olacak."

TÜRKİYE ÇATLAĞI

"Amerika, Türkiye çekişmesinin küresel ederi çok yüksek. ABD Türkiye'yi kaybederse yüksek bedel ödeyecek" diyen Sement şöyle devam etti: "ABD'nin maruz kaldığı savunma harcama baskısı zıplayacak. Zaten yapmak zorunda olduğu savunma harcamaları yeterli olmayacak.Ortadoğu'da yeni yapılanmaya gitmek zorunda, Rusya'ya karşı Akdeniz ve Kafkaslar'da savunma duvarı çökecek ve daha büyük savunma harcamaları yapmak zorunda kalacak. 1 milyar dolar savunma harcamasının ekonomisinde 1.7 milyar dolar kayba neden olacak. Bu yansıma büyüme rakamlarını düşürecek. Yeni askeri düzende ABD, savunma harcamalarının artmaması için Türkiye'yi yanına almak zorunda. Kongre savunma harcamaları onaylarken, Pentagon Rusya ve Çin ile ilgili olarak bu harcamalara karşı çıkıyor. ABD gibi ülkelerde savunma harcamaları makro ekonomik dengeleri ciddi sarsıyor ve geriletiyor."

ASKERİ İLİŞKİLER

ABD ile Türkiye arasında kritik olanın askeri ilişkiler olduğunu belirten Sement, "Ekonomik/finansal açıdan kayda değer ederi olan ilişkiler askeri endüstriyel ekonomiye dayalıdır. ABD-Türkiye ilişkilerinde askeri etkileşimin ağırlıklı olması iki taraf için karşılıklı önemdedir"diye konuştu.

TEHDİTLERİN KAYNAĞI ABD

ABD'nin, Türkiye’nin aktüel siyasi risklerinin hemen tamamına eklemli halde olduğunu vurgulayan Sement, "Örneğin; PKK riski CENTCOM’la, FETÖriski ABD Dışişleri istihbaratıyla eklemlidir. Suudi Arabistan’ın bölgedeki faaliyetleri ve yarattığı tehditler, ABD ile tam eşleşmiş haldedir. Ekonomik risklerin aktif hale gelmesini sağlayan, büyük ölçüde ABD’dir. Türkiye, ABD ile gireceği kontrollü gerginlik evresinde, ekonomi bir yana çok daha kritik ve öncelikli biçimde, bölgesel hasmane tutumda olan aktörler ya da bunların diğerleriyle çatışmalarına dönük kapsamlı askeri tedbirler alacaktır" ifadelerini kullandı.

ASKERİ HARCAMALARI ARTACAK

Sement, "ABD, Türkiye’nin bölgesindeki aktörlere dönük alacağı askeri tedbirler nedeniyle bölgede askeri yapılanmasını yenileme ve güçlendirme yönünde ağır baskı altında kalacaktır. ABD-Türkiye gerginliği, sadece ABD-Rusya ile sınırlı değil, Ortadoğu’da ABD’nin, büyük-hacimli-nispi kalıcı savunma-güvenlik harcamalarını da tetikleyecektir. ABD’nin savunma harcamalarının ekonomik etki analizi akademik açıdan net olmamakla birlikte; gelişimini tamamlamış bir ekonomi açısından; ağır gereksiz, uzun müddet sürdürüldüğünde yıkıcı etkidedir. Bütçe kalemi içinde, 'ihtiyari' olarak yer alan askeri harcamalar, Kongre’nin sorgulamasına yol açmaktadır"diye konuştu.

İNCİRLİK’İN DURUMU KRİTİK

"ABD’nin 105 kadar yabancı ülkede üssü bulunuyor ancak bunların hiçbiri üç kıtaya birden dönük/hitap edebilen kapasitede değildir o yüzden İncirlik'in durumu kritik" diyen Sement şöyle konuştu: "Kastedilen İncirlik’tir. ABD Türkiye’yi yanında tutmadan İran’ı sadece uzaktan vurabilir; karşılık şeklinde Suud-İsrail’i vurdurabilirdir. Türkiye, ABD’nin; Rusya-Balkanlar-Karadeniz, Kafkasya, Ortadoğu ve Akdeniz askeri kümelenme merkezinde, vazgeçilmezidir. Kilit taşını çektiğinizde tüm bu bölgelere dönük Amerikan askeri küme duvarı çökecek, Amerikan siyaset kurumunun ekonomi ve askeriyeyle yüksek stresini yönetmesi imkânsızlaşacaktır. Rusya’nın sarsıcı askerî modernizasyon programları ile Çin’in agresif savunma hamlesi, ABD’de Wall Street-Kongre-Pentagon üçgeninde stres üreticidir. Sadece Karadeniz-Doğu Avrupa’da silah-üslenme artışları dahi stres kaynağıdır."

RUSYA-ÇİN’İN YÜKSELİŞİ ABD'Yİ ENDİŞELENDİRİYOR

"ABD-Avrupa arasında Rusya hakkında konsolide edilememiş tartışma, dolaylı yoldan Türkiye üstünden de işletilmektedir" diyen Serdar Sement, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "ABD-savunma analistleri; ABD-ordu kuvvet profilinin bilhassa teknolojik yönden nispi gerilediğini gözlemlemiştir. Gerileme karşısında ABD’yi beklenenden fazla pasifize eden, ilk olarak, uzay-havadan üstün gözlem-izleme ve analiz yeteneğidir. Hava-uzay üstünlüğünün Çin-Rusya’ca bloke edilebilmesi, Amerikan ordusunun karasal-askeri denkleme hassasiyetini yükseltmiş, ülke dışı üs dağılımları tekrar kritikleşmiştir. Pasifize edici ikinci faktör, ABD’nin askeri kapasitesini tehditlere süratle ve gizlice yaklaştırıp ateş tevcih (transfer ve uzaktan akıllı nokta vuruş sistemleriyle) yüksek kapasitesidir. Kastedilen nakliye ve vuruş olarak füze sistemli hava kuvvetleridir." ABD’li analistlerin, Rusya’nın ordu- silah modernizasyon program ve bunun sürati nedenleriyle kısmi şokta olduğunu belirten Sement, "ABD’ye üstünlük temin eden faktörlerin Çin- Rusya’ca etkisiz kılınması, uydu-savar füze bilhassa S-400 ve S-500’ler, Çin-Rusya sinerjisi, ABD’yi ciddi endişelendiricidir" dedi.

HALKAYA TÜRKİYE’Yİ EKLEDİ

ABD savunma harcamalarının ülke dışı ana belirleyicisinin son yıllarda etkinliği artmasına rağmen Çin değil, küresel terör ve Rusya olduğuna dikkat çeken Sement, "Küresel teröre askeri müdahalesinde ABD, 2012’den beri Rusya ile rekabet halinde; Suriye iç savaşı ve bölgesel yayılım-ittifak ilişkileriyle İran ve eklenen halka Türkiye’dir. Putin’in ana-stratejisini; yürüttüğü savunma harcama ve askeri aktiviteyle birlikte Batı askerî harcamalarını sıçratmak, Batı savunma maliyet yapı-işleyiş ve dağılımlarını bozmaktır. Bu maksatla en elverişli konumda olan Türkiye’ydi. Türkiye, izlediği küresel yeniden konumlanma ve dış politikayla Putin’in maksadını kolaylaştırıcıdır. Enerji denkleminde İran, Rusya için arz-fiyat oynaklıklarında nasıl kritik değişkense benzeri, askeri denklemde Türkiye bakımından caridir. Rusya-İran enerji, Rusya-Türkiye askeri-endüstriyel eşleşmeler, ABD’nin İran ve Türkiye tepkimelerini eşanlı hale getirmektedir.  Rusya-Putin Türkiye’yi stratejik dairesine alamaz fakat Türkiye’yi Batı temel savunma ittifakı içinde uyumsuz, yüksek maliyetli aktör şeklinde konumlandırabilirdi" diye konuştu.

ASKERİ-ENDÜSTRİYEL AKTÖR TÜRKİYE

ABD savunma harcamalarında önemli yer tutan, "küresel terörle mücadele"alanında Türkiye’nin hareketliliğinin ABD savunma harcamalarını süratle değiştirici önem ve değerde olduğunu söyleyen Sement, "Temel savunma ittifakı ABD-NATO’ya sırtını dönen, silah-teçhizat tedariklerini S-400’den başlayarak ABD’den uzaklaştıran, yerli savunma sanayine tam öncelik veren Türkiye, belli müddet savunma kapasite açığına rağmen er ya da geç tam savunma tam güvenlik mevziine erişecektir. Tam savunma-tam güvenlik mevziine erişime yönelen Türkiye, bölgede sahibi olduğu en gelişkin endüstriyel kompleksiyle sıçrama derecesinde askeri endüstriyel aktör vasfı kazanabilecektir. Türkiye tam savunma ve tam güvenlik mevziine girdiğinde bölgesel denklemi süratle konsolide edebilecektir. Konsolidasyon salt askeri açıdan değil askeri endüstriyel yetenekle birlikte yürütülebilecektir. Bu halde Ortadoğu’da petrol, milli devlet prensiplerine sıkıca bağlı parametreye dönüştürülebilecektir" ifadelerini kullandı.

SURİYE’NİN EKONOMİK ALT YAPISI

Suriye ile ilgili ekonomik ve askeri sürece değinen Serdar Sement, "Astana süreci, Rusya-Türkiye askeri eşleşmesi başarısını ikmal ederse Suriye ekonomik alt yapısına da el atacak; bunun Ortadoğu’da ederi iyi düşünülmelidir. Suriye’de Rusya-Türkiye eşleşmesi, güvenlik üreten askeri-endüstriyel formata dönüşmeye açıktır. Bu eşleşme bölge denkleminde ABD için askeri sosyo-ekonomik meşruiyet yaratıcı yıkım ekibi haline gelebilecektir. ABD, aleyhine tüm bu gidişatı engellemek maksadıyla elindeki sınırlı son kozlarını oynamaktadır. ABD Türkiye’de önceden askerî bürokratik vesayet bilahare güya ruhaniyet formatta FETÖ vesayetiyle yürüttüğü operatif devlet uygulamasını son olarak bürokratik istihbari networklarıyla sürdürmüş, halen istediklerini alamamakta, elindekileri yitirmektedir" diye konuştu.

DENGELER BOZULABİLECEK

"Türkiye ABD için stratejik işbirliğinden uzaklıkta problem teşkil ettirdiğinde bunun savunma harcamalarında sıçrama şeklinde maliyeti, ABD kamu borcunun nispi yüksek yüzde ve yükseliş ivmelenmesiyle eşleşecektir" diyen Sement, şunları söyledi: "ABD ordusu Rusya-Çin yönünden muhatap olduğu baskılara, tarihî ve aktüel risk-harcama tepkimeler gözetilerek bakıldığında yüzde 25 kadar savunma harcama artışıyla tepki verecektir. Bu tepki, Türkiye ABD ile uyumlu aktör konumunda kaldığında etkili ve netice üretici olmak bakımından güç kazanacaktır. Türkiye ile uyumsuz etkileşimde ABD’nin savunma harcama artışları, son 10-15 yılda olduğu gibi yapılan harcamayla çıktısı arasında dengeleri ağır bozabilecektir. ABD ile uyumsuz etkileşimde Türkiye, Rusya kaynaklı artan baskıyla eşleşerek ABD savunma harcamaları üstünde ciddi etki uyandıracaktır. Türkiye’nin uyandıracağı etki iki senaryo olarak kurgulanmıştır. İlki, mevcut ekonomik ve askeri-endüstriyel kapasitesinde ciddi gelişim elde edememiş, maruz kaldığı baskıları bertaraf edememiş Türkiye’nin bölgesel denklemde zayıf, sadece Rusya ile uyumlu, saldırmazlık paktı imza etmiş aktör mevziinde kalmasıdır."

SAVUNMA HARCAMALARI YÜZDE 12.5 ARTACAK

"ABD savunma harcamaları sadece Rusya-Türkiye eşleşme kaynaklı yüzde 12.5 kadar artabilecektir" diyen Sement, "Türkiye’nin askerî-endüstriyel kapasitesi kayda değer ölçüde geliştirilebilir, Ortadoğu’da güvenlik ve ekonomik alt yapıyı dönüştürücü eşiği atlarsa, bu kez ABD, Ortadoğu için ciddi ekonomik-askeri harcama yapmak zorunda kalacaktır. Bu ihtimalde ABD savunma harcamalarını, diğer tepkimeleri gözeterek yüzde 25 artış şeklinde kestirmekteyiz. En geniş etkide senaryo çerçevesinde Türkiye’nin yol açtığı savunma ek harcamaları, bire bir yansıma halinde ABD kamu borç stokuna 9 trilyon dolar kadar ekleme yaptıracaktır. Bunun sadece ABD değil küre ekonomi-finansalları üstüne ederi malumdur" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.