İsrail, Çin’in toplama kamplarını kıskandı
Çin’in Uygurlara her türlü işkenceyi yaptığı insanlık dışı toplama kampları dünyanın diğer ucunda Filistinlilere kan kusturan İsrail’e model oldu. İsrailli siyasetçiler Pekin’in uygulamasını ‘örnek’ gösterip aynı politikanın Filistin’de Müslümanlara karşı yürütülmesi için çağrı yaptı.
Milyonlarca Müslümanı dünyanın gözü önünde toplama kamplarına dolduran ve burada akıl almaz işkenceler uygulayan Çin’in bu insanlık dışı uygulaması İsrail’den destek buldu. İsrail’de iktidardaki Likud partisinden Oren Hazan, Pekin’in ‘kamplar’ konusunda en doğru adımı attığını savundu. Bunun Tel Aviv’e de model olmasını isteyen Hazan İsrail’de iktidardaki Likud partisinin önemli isimlerinden olan Hazan önceki gün sosyal medya hesabından paylaştığı mesajı Tel Aviv’de de büyük ilgi gördü.
İsrail Milletvekili, Çinlilerin Uygurlu müslüman azınlık için kurduğu ‘yeniden eğitim’ kamplarını terörle mücadele aracı olarak tanımlayarak överek, Pekin’in terörle mücadelede doğru yolu bulduğunu savundu.
Hazan yaptığı açıklamada Çin’in Müslüman azınlığı ‘yeniden eğitme’ adı aldında toplama kamplarına hapsetmesine destek verdiğini ve İsrail’in bunu örnek alması gerektiğini belirtti. Hazan, İsrail hükümetinin terörle suçlanan kişilerin ailelerini cezalandırma yöntemlerine değinerek ‘’Evlerini yıkmak- Yüksek Mahkeme bunu engelliyor, aileleri sınır dışı etmek- bu zaten yapılan bir şey. Ancak Çin terörle mücadelede doğru yasal çerçeveyi buldu. Cenevre Sözleşmesi’nde 2018 yılına uygun eğitime itiraz eden hiçbir madde olmadığına eminim’’ ifadelerini kullandı.
Tartışmalı bakan kısa bir süre önce Yahudi aktör Tzachi Halevy ile evlenen Arap gazeteci Lucy Aharish’i ‘Yahudi bir ruh tarafından baştan çıkarıldığı için suçlamıyorum. ‘Ben Müslümanlaşan Tzachi Halevy’i suçluyorum. Adamım bu kadar hayalperest olmayı bırak. Lucy kişisel algılama ancak bilmelisin ki Tzachi bir Yahudi ve tüm Yahudiler benim kardeşimdir. Asimilasyonu durdur’’ ifadeleri nedeniyle gündeme gelmişti.
İsrailli milletvekilinin örnek gösterdiği Pekin’in uygulamaları hem ABD hem BM tarafından ‘soykırım ve insanlık dışı girişimler’ olarak değerlendiriliyor. Özellikle Müslüman Uygur azınlığın yaşadığı Sincan’da inşa edilen devasa kamplar uluslararası basın tarafından da mercek altına alınmış durumda. Daha önce uydu görüntüleri ile bazı kampları tespit eden İngiliz devlet medya kuruluşu BBC bu kamplardaki olağanüstü güvenlik önlemlerine dikkat çekmişti. BBC’nin bölgedeki muhabiri ise kamplara yaklaşmayı bile başaramadan polis tarafından engellenmişti. Bölgeden yerel kaynakların uluslararası kurum ve kuruluşlara geçtiği bilgilere göre kamplarda 3 milyonu aşkın Müslüman azınlık zorunlu olarak tutuluyor.
Pekin hükümeti bu kamplarda ‘aşırıcılığa karşı eğitimler verildiğini’ savunuyor. Ancak kaynaklar insanların toplama kamplarına atılması için sunulan gerekçelerin ciddiyetsizliğine dikkat çekiyor. Hacca’a gitmek, Kur’an okuma, sakal bırakma, düzenli camiye gitme, helal gıda hassasiyeti bu nedenlerden bazıları. Ulusralarası haber ajanslarına konuşan eski tutuklular kampları, müslümanların dini inançlarını reddetmek, kendilerini ve sevdiklerini eleştirmek, iktidardaki Komünist Parti’ye minnet göstermek zorunda oldukları hapishaneler olarak nitelendiriyor.
Yetkililerin dayak ve işkenceyle bölgede kontrol sağladıkları belirtiliyor. Müslüman azınlığın dijital gözetim, polisin kitlesel konuşlandırılması, dini geleneklere ve giysilere yönelik ciddi düzenlemelere maruz kaldığını gösteriyor. Son olarak New York Times gazetesi kamplara doldurulan milyonlarca insanın yine bu kampların içinde veyahemen dibinde inşa edilen binlerce fabrikada ucuz işgücü olarak kullanıldığını ortaya çıkarmıştı. Yüzbinlerce Müslüman ya ücretsiz ya da oldukça düşük ücret karşılığında bu tesislerde yoğun güvenlik önlemleri altında köle gibi çalışmak zorunda bırakılıyor.
Karar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.