'Yolsuzluk' suçlamasından Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığına
Suudi Arabistan'ın yeni Dışişleri Bakanı İbrahim el-Assaf, geçen yıl ülke genelinde başlatılan "yolsuzluk soruşturmaları" çerçevesinde başkent Riyad'daki The Ritz-Carlton otelinde gözaltına tutulan üst düzey isimler arasındaydı.
Assaf, "Yolsuzlukla Mücadele Heyeti"nin yürüttüğü sorgulamanın ardından Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz tarafından 2 Kasım 2017'de Devlet Bakanı ve Kraliyet Danışmanı olarak atandı.
İbrahim el-Assaf, 1996’dan 2016’ya kadar 20 yıl boyunca Maliye Bakanlığı görevinde bulundu.
Suudi Arabistan'ın yeni Dışişleri Bakanı Assaf
Gözlemciler, ülkede birçok üst düzey pozisyonda görev alan eski Maliye Bakanı Assaf'ın "yolsuzluk suçlamasıyla" The Ritz-Carlton otelinde hapsedilmesini, "siyasi hayatının sonu" olarak değerlendirmişti.
Hapsedildiğinde "siyasi hayatının sonu" geldi denilen Assaf, dün gerçekleşen kabine revizyonu kapsamında Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr'in yerine atanan isim oldu.
Cubeyr'den sonra Dışişleri Bakanı olan Assaf'ın atanması ani ve hızlı bir şekilde gelişti. 20 yıl boyunca Maliye Bakanı olarak görev yaptığı esnada Assaf hakkında "kralların değişmesiyle değişmeyen bakan" yorumları yapılıyordu. Kasım 2017'de ise başkent Riyad'ın en lüks otellerinde, yolsuzluk suçlamasıyla, yüzlerce prens, iş adamı ve bakanlarla birlikte hapsedildi.
Hapsedilmesiyle beraber Assaf hakkında yapılan "değişmez" efsanesi çökmüş, krallığın en eski bakanlarından birinin siyasi yolunun sona erdiği değerlendirmesi yapılmıştı. Ancak daha sonra herhangi bir açıklama yapılmadan gizemli bir şekilde beraat etmişti.
Kraliyet ailesini Arap Baharı'ndan korumada önemli rol oynadı
Assaf, kraliyet ailesini, birçok Arap ülkesini kasıp kavuran, Mısır'da Hüsnü Mübarek'i, Tunus'ta Zeynel Abidin bin Ali'yi ve Libya'da Muammer Kaddafi'yi deviren Arap Baharı'ndan korumada önemli rol oynadı.
Kraliyetin talimatları gereği Assaf, 2011'den bu yana "toplumsal barışı satın almak ve Arap Baharı dalgasını önlemek" için petrol fiyatlarının yükselmesinden de istifade ederek vatandaşlar lehine on milyarlarca dolar akıttı.
Suudi Arabistan, onun döneminde tarihinin en büyük bütçesine tanık oldu, bütçe 2011 yılında yaklaşık 155 milyar dolara ulaştı. Assaf, yaptığı açıklamada, bütçenin temelde alt yapı, ekonominin canlandırılması ve eğitim için harcanacağını söyledi.
2014'ten sonra petrol fiyatlarının düşmesi, Suudi Arabistan ve koalisyon güçlerinin 2015'te Yemen'deki savaşa müdahil olmasıyla düşüş başladı. Bunlar, ülkenin mali kaynaklarının büyük bir kısmını tüketti.
Ekonomi ve Planlama Bakanı Muhammed et-Tuveyciri de ekonomik reformlar yapılmazsa ülkenin 3 ila 5 yıl içerisinde iflas edeceğine ilişkin açıklamasının ardından Assaf köşeye sıkıştı. Ülkede infiale neden olan bu açıklamalar, ülke ekonomisi ve Assaf'ın izlediği mali politikayla ilgili şüphe oluşturdu.
Suudi Arabistan'ın iç meselelerini yakından takip edenler, ülke ekonomisiyle ilgili bu açıklamaların Assaf'ı Maliye Bakanlığı koltuğundan eden nedenlerden biri olarak görmektedir.
Her ne kadar kraliyet ailesinden olmasa da Assaf, prestij sahibi bürokratlardan biri olarak öne çıkıyor. Nitekim Kamu Yatırım Fonu, Emekli Sandığı, Suudi Kalkınma Fonu ve Emlak Geliştirme Fonu gibi birçok fona başkanlık yaptı, İslam Kalkınma Bankası, Dünya Bankası Grubu, Uluslararası Para Fonu ve çeşitli Arap finans kurumlarında Suudi Arabistan'ı temsil etti.
Tüm bunlardan hareketle, Cubeyr'in yerine Assaf'ın getirilmesi, ülkenin son dönemde karşı karşıya kaldığı sıkıntıların ardından işlerin yoluna koyulması için "eski muhafızın" döndüğü anlamına gelebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.