“Taşerona kadro ek maliyet getirmez”
HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye Elektrik İletim AŞ Genel Müdürlüğü, Türkiye Elektrik Üretim AŞ Genel Müdürlüğü, İller Bankası AŞ TRT Genel Müdürlüğü, Eti Maden İşletmeleri, Toprak Mahsulleri Ofisi, Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu, TCDD, Merkez Bankası, Sümer Holding AŞ Devlet Malzeme Ofisi, Et ve Süt Kurumu, Türkiye Petrolleri, Türkiye Elektrik ve Taahhüt AŞ ve PTT başmüdürlükleri başta olmak üzere KİT’lerde çalışan işyeri sendika temsilcileriyle bir araya geldi.
Taşeron konusunda gelinen noktayı uluslararası bir başarı olarak değerlendiren Arslan, 1 milyona yakın taşeron emekçiye kadro verilirken 70 bin civarında emekçinin kapsam dışında tutulmasının bu başarıyı gölgelediğini söyledi. Arslan, “Taşerona kadro hem uluslararası bir başarı hem de Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı reformudur. Ancak 70 bin civarında taşeron emekçinin kadro kapsamında tutulmasından dolayı bu başarı taçlandırılamadı” dedi.
KADRO, DEVLET İÇİN KÂRLIDIR
KİT’lerde çalışan taşeron emekçilere kadro verilmesinin kamu iktisadi teşebbüslerine ekstra bir maliyetinin olmayacağını, aksine daha kârlı bir ekonomik tablonun oluşacağını belirten Arslan, “Devlet taşeron şirkete kâr payı ve KDV ödüyor. Kadro verilirse bu ve benzeri ödemeler devletin kasasında kalacaktır. Kadro devlet için kârlı uygulamadır” diye konuştu.
Kadro alamayan emekçilerin sendikalara dağılımına göre, Hak-İş üyesi 40 bin emekçinin bulunduğunu belirten Arslan, “Taşeron mücadelesini biz başlattık. Hak-İş olarak hakkaniyetli ve adaletli olmak durumundayız. Bu arkadaşlarımızı gözetmezsek hak da, adalet de zarar görür. Bu arkadaşlarımız için de kadro mücadelemizi kararlılıkla devam ettiriyoruz. Bizim dışımızda kimsenin sesi çıkmıyor. Bu işi bizim yapmamız lazım. KİT’lerde çalışan arkadaşlarımın hak ve hukukunu başkalarının insafına bırakamayız. Biz herkese kadro istiyoruz. Aksi bir durum ayrımcılıktır” dedi.
BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI
Taşerondan kadroya geçen ve kadro kapsamı dışında kalan emekçilerin ücret artışlarının enflasyonun altında olmayacak şekilde yapılması için bir imza kampanyası başlattıkları bilgisini de paylaşan Arslan, “2016’da YHK ile artış oranları belirlendiği zaman enflasyon oranları düşüktü. Yüzde 4+4 artış öngörülmüştü. Ama şimdi TÜFE yüzde 20,30, ÜFE yüzde 33,64’tür. Dolayısıyla ücretlerde yeniden bir düzenleme yapılması gerekiyor. Enflasyona karşı ücretlerimizi korumak için bütün arkadaşlarımız dilekçeleri imzalayıp göndermelidir. Bu risksiz bir görevdir. Mücadeleyi birlikte yapalım” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.