"Ben muhalif değilim, eleştiriyorum"
İsrail’in son Gazze saldırısı ve öncesinde sınır kapılarını kapatarak Filistinlilere ilaç ve gıda yardımı ulaşmasını engelleyen, İsrail ile sıkı ilişkileri olan, hiçbir suç isnad edilmeden muhalefetteki Müslüman Kardeşler’in seçimlere girmesini önlemek için üyelerini hapse atan Mısır yönetimi, eleştirilen yönetimlerden biri…
Mısır’ın Filistin davasındaki ‘kayıtsız’ tavrı, Gazze’deki Filistinlilere uyguladığı ‘insanlık dışı’ yaptırımlar, Müslüman Kardeşler’e karşı yapılan baskılar, İran’a yönelik ABD yanlısı politikalar ve Mısır’ın eleştirilen birçok politikasını Hüsnü Mübarek’in birçok konuda danıştığı bir isme sorduk. İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB) geçtiğimiz hafta sonu düzenlediği ‘Yaşayan Filistin Sempozyumu’ için İstanbul’da bulunan Kahire Üniversitesi’nden Prof. Ali el Gatit, uluslar arası hukuk ve anayasa profesörü. Kendisine bir şey sorulduğunda Türkiye’de de benzerlerini çokça gördüğümüz ‘tarafsızlık' mantığı çerçevesinde cevap veriyor.
MISIR’IN GAZZE KATLİAMI SIRASINDAKİ TUTUMU
Önce Mısır’ın Refah sınır geçişini kapatması olayını soruyoruz el Gatit’e. İsrail Gazze üzerine bomba yağdırırken Mısır yönetiminin neden kapıları kapatarak Filistinlilere ilaç ve gıda yardımı yapılmasını engelledi? “Ben politikacı değilim. Neden böyle olduğu konusunu bilmiyorum” diyerek geçiştiriyor el Gatit, sonra soruyu daha da somutlaştırıyoruz. “Peki insani buluyor musunuz böyle bir uygulamayı?” Bu sefer daha somut şeyler söylüyor el Gatit: “Bu uluslar arası hukuka aykırı bir durumdur.” Böyle başladı el Gatit ile röportajımız ve şöyle devam etti:
“GAZZE ABLUKASI ULUSLAR ARASI HUKUKA AYKIRI”
- O zaman siz Mısır hükümetinin uluslar arası hukuka aykırı davrandığını söylüyorsunuz öyle mi?
Hayır, ben bir durumu tespit ediyorum.
- İnsani açıdan bakmak bir tarafa, eğer sınır kapılarının abluka altındaki bir halka kapatılması uluslar arası hukuka aykırıysa, Mısır Hükümeti de bu hukuka aykırı davranmış sayılmaz mı?
İsrail’in bir halkın üzerine bomba yağdırması, abluka altına alması uluslar arası tüm sözleşmelere, hukuka aykırı bir durumdur. Bu bir vahşettir.
MÜSLÜMAN KARDEŞLER’E YAPILAN UYGULAMALAR…
Mısır’ın tutumuyla ilgili istediğim cevabı alamayınca başka soruya geçiyorum.
- Peki ya Müslüman Kardeşler’e (İhvan-ı Muslimin) yapılanlar? Şiddeti reddeden bir hareketin üyelerinin hapse atılmasını nasıl görüyorsunuz?
Onlara (Müslüman Kardeşler) ait bir yorumum yok. Çünkü onlara çok yakın olmadım. Ama onların sahip olduğu pozisyonu destekliyorum. Filistinlilerin haklarını savunmasını, hapisteki üyelerinin serbest bırakılması çağrılarına katılıyorum. Ben Mısır hükümetine, Müslüman Kardeşler üyelerinin hapse atılmasının yanlış olduğunu söyledim. Ama Müslüman Kardeşler’in rolü sosyal bir rol olmalı, ki Hasan el Benna bunu çok iyi şekilde yapmıştır, siyasi bir rol değil.
“MÜSLÜMAN KARDEŞLER SİYASET YAPMASIN”
-Yani Müslüman Kardeşler’in siyasette bulunmasını istemiyor musunuz?
Ben onların siyaset yapma haklarını savunuyorum ama Müslüman Kardeşler eskisi gibi değil. Sosyal çalışmalarla ortaya çıkmış bu hareket toplumu eğitmesi gerekirken, toplumu ben yönetmek istiyorum diyor.
-Bunu söylemeleri hakları değil mi?
Hakları var ama çürümüş bir toplumu eğitmeleri gerekir öncelikle. Zaten toplumu tam olarak eğittiklerinde toplum kendilerine yönetme hakkı verecektir.
-Belki de onlar çürümüş bir yapıyı yöneterek değiştireceklerini düşünüyorlardır..
Ben egemenliğin tam olmadığı bir ülkede parti sistemine inanmıyorum. Tam egemenlik olan ülkelerde partiler olabilir. Dolayısıyla Müslüman Kardeşler’in siyaset yapmalarının bir anlamı yok…
- O zaman Mısır’da demokrasi olmadığını kabul ediyorsunuz?
Hiçbir bir Arap ülkesinde demokrasi yok. Konuşma özgürlüğü olabilir ama somut anlamda bir demokrasi yok.
DEMOKRASİ MÜSLÜMAN KARDEŞLERİ BAŞA GETİRİR Mİ?
-Hüsnü Mübarek bir seferinde Amerikalılara “Eğer demokrasiye izin verirsek, Müslüman Kardeşler başa gelir ve bu da Amerikan menfaatlerine aykırı olur?” demişti.
Arap dünyasında bir eğilim var. İnsanlar ölene kadar başta kalmak istiyor.
-Peki bu nasıl değişebilir?
Bilmiyorum. Mesela bir Anayasamız var. 5 yıl önce değişikliğe uğradı. Ben uluslar arası hukuk ve anayasa profesörüyüm. Bu değişiklikler konusundaki itirazlarımı yönetime ilettim.
-Uluslar arası hukuka inanıyor musunuz? Uluslar arası hukuk güçlü ülkeler için çalışmıyor mu?
Ben uluslar arası hukukun güçlendirilebileceğine inanıyorum. Uluslar arası kendi başına çalışamaz, siz kendiniz çalıştırmak zorundasınız. Batılılar bunu yapıyor ama bizler yapmıyoruz. Ben yıllardır bunun üzerine çalışıyorum. Roger Garaudy (Müslüman olmuş Fransa Komünist Partisi eski Genel Sekreteri) savundum. Çünkü kendisine savunma hakkı verilmiyordu. Bakın bana hem Sedat ve Mübarek tarafından bakanlık teklif edildi ama hiç kabul etmedim. Mesela Hariri davasında Beşar Esad’a yardım ettim, uçakta Mısır’a dönerken para dolu çantayla ‘Bizim adımıza davayla sen ilgilen’ dediler ama kabul etmedim. Ben sadece davayla ilgili ne yapacaklarını söyledim ve bıraktım.
İRAN’IN NÜKLEER ÇALIŞMALARI…
-Sünni Arap ülkelerinin İran’ın nükleer çalışmaları konusunda ABD ve İsrail ile aynı endişeleri taşımasını nasıl görüyorsunuz?
Ben Sünni Arap diye bir şey kabul etmiyorum.
-O zaman şöyle sorayım. Mısır ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği bazı ülkelerin İran’ın nükleer çalışmalarını ‘tehdit’ olarak görmelerini nasıl görüyorsunuz?
Bu ülkeler yanlış şekilde yönlendiriliyor. İsrail mi İran mı düşman? Irak ve İran arasında ne oldu? Amerika tarafından Arap ve İranları yok etmek üzere çıkarılmış bir savaş değil miydi İran-Irak savaşı? Birbirimizle savaşarak hiçbir menfaat sağlayamayız. Bizler farklılıklarımızdan zenginlik çıkarmalıyız. Aramızdaki farklılıklar zenginliktir.
- O zaman Mısır yönetiminden farklı olarak İran’ın nükleer çalışmalarda bulunmasını destekliyorsunuz?
İran barışçıl amaçlarla nükleer enerji üreteceğini söylüyor. İran’dan önce İsrail’e bakılmalı. 600 nükleer başlık taşıyan silahları var. ABD’nin İran’a yönelik politikasını çifte standart olarak görüyorum.
-Müslüman ülkelerin birlik olmasıyla ilgili çağrılara katılmıyor musunuz?
Kesinlikle. Ben hiçbir zaman Sünni ya da Şia arasında ayrım yapmam. Müslümanların kardeşliği, ilahi bir emirdir.
MÜBAREK, BAZEN BENİ DİNLİYOR
- Kendinizi Mısır yönetimine karşı muhalif olarak görüyor musunuz?
-Ben kendimi muhalif olarak görmüyorum ama yapılanları eleştiriyorum. Ben aynı zamanda Mısır’da bazı şeylerin nasıl değiştirilebileceğine dair tavsiyelerde bulunuyorum. İlk elden Mübarek’le konuşuyorum. Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda kendisini uyarıyorum.
-Peki sizi dinliyor mu Mübarek?
Bazen dinliyor.
-Hüsnü Mübarek’ten sonra yönetim Cemal Mübarek’e mi geçecek?
Bilmiyorum ama onun için en iyisi devlet başkanı olmamaktır.
ERDOĞAN’IN DAVOS ÇIKIŞI
-Türk hükümetinin Filistin meselesine bakışını nasıl buluyorsunuz? Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül birer örnek oluşturuyor. Uluslar arası ilişkilerin dinamiklerini iyi biliyorlar. Ahlaki cesaret ve sorumluluk sahibidirler. Bu sorumluluğun sınırını biliyorlar. Ama ölçülü insanlardır. Bir anda patlamıyorlar. Hareketleri ve tepkileri ölçülü. Gerçek hayatın da farkındalar ama hangi ideallerin taşınmasını gerektiğini de biliyor. Suni idealler peşinde de değiller. Eğer uluslar arası bir platformda yalan söyleyen birine karşı sessiz kalsaydı, Filistin’de yapılanları kabul etmiş olurdu. Bu cesaret ister. Bazı insanlar ‘Bu sadece sözle olmuyor’ diyor ama şu da bir gerçek ki siz tepki vermezseniz hiç kimse sizin haklarınıza saygı göstermez. Eğer düşmanlarınız size saygı göstermiyorsa, bunu kendinize sormalısınız.
MEHMET NEDİM ASLAN-VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.