Abdülhamid Han Patani’de yaşıyor

Abdülhamid Han Patani’de yaşıyor
Patani, Güneydoğu Asya’da 3 milyona yakın Müslümanın yaşadığı bir İslâm beldesi. Birçoğumuzun haberi olmasa da Budist Tayland Ordusu tarafından işgal altında tutulan Patani’de de tıpkı Irak, Afganistan ve Filistin’de olduğu gibi Mü

SAMET DOĞAN'IN RÖPORTAJI/VAKİT

-Budist Tayland Ordusu’nun işgali altında olan Patani’de bir hafta geçirdiniz. Bize bu bir hafta içinde şahit olduklarınızdan, yaşadıklarınızdan bahseder misiniz?

Patani’de yaşadığım olaylar, karşılaştığım manzaralar bana hep Irak, Afganistan, Lübnan ve son Gazze savaşında hissettiklerimi, gördüklerimi hatırlattı. Patani’ye girer girmez sokaklarda toplu halde devriye gezen silahlı Tayland askerleriyle karşılaştık. Ayrıca her 400 veya 500 metrede karşınıza askeri teftiş noktaları çıkıyor. Bu teftiş noktalarında askerler tarafından araçlarından indirilen Patanili Müslümanların üzerleri aranıyor ve bazı Patanililer son derece kaba bir şekilde gözaltına alınıyorlar. Budist askerler halkı o kadar çok korkutmuşlar ki, bize bir hafta boyunca eşlik eden Patanili şoförümüz askeri kontrol noktasına her yaklaştığımızda Kur’an okumaya başlıyor, Kur’an’a sığınıyordu. Askeri kontrol noktasını kazasız, belasız aştığımızda ise sevincini ifade etmek için “Elhamdülillah” diye bağırıyordu. Patani’de insanlar ölüm korkusu nedeniyle akşam saat 7’den sonra sokağa çıkmaya çekiniyorlar. Bundan dolayı insanlar gittikleri misafirliklerden erken dönmeye çalışıyorlar. Patani’de dikkatimizi çeken bir başka durum da Tayland Hükümeti’nin bölgeyi Budistleştirmek için yaptığı çalışmalar oldu.

PATANİ BUDİSTLEŞTİRİLİYOR

-Ne gibi çalışmalar?
Tayland Yönetimi başkent Bankong’tan getirdiği binlerce Budist aileyi Patani’ye yerleştirmiş. Patani’ye yerleşen her aileye hükümet tarafından 6 dönüm ile 8 dönüm arası toprak veriliyor. Bölgenin demografik yapısı bozulup Patani tamamen Budistleştirilmek isteniyor. Geçmişte 52 bin kilometrekarelik bir toprak parçasında yaşayan Patanili Müslümanlar bugün ancak 11 bin kilometrekarede yaşıyabiliyorlar. Ayrıca birçok kasabaya dini mabetler inşa edilip Buda heykelleri dikilmiş. Gençlerin ahlaklarını bozmak için bizzat hükümet eliyle gazino, gece kulüpleri ve fuhuş amaçlı kullanılan masaj salonları açılmış. Tayland Askerleri de Patanili gençlere son derece düşük fiyata uyuşturucu satıyorlar.
-Budist Tayland Yönetimi, Patani’yi işgal altında tutmak için neden bu kadar ısrarcı davranıyor?
Patani toprakları son derece verimli ve yeraltı kaynakları açısından da son derece zengin bir bölge. Tayland Yönetimi yurtdışına yaptığı ihracatın yüzde 40’a yakınını Patani’den karşılıyor. Ayrıca Taylandlıların kullandıkları en temel besin kaynaklarından biri olan pirinç ve balığın da büyük bir kısmı bu bölgede üretiliyor.
Bunların yanında Patani 11 Eylül saldırılarının ardından İslâm’a karşı dünyanın dört bir yanında açılan savaşın cephelerinden biridir. Tayland’a her alanda yoğun şekilde destekte bulunan Amerika ve İsrail Yönetimleri bu bölgedeki İslâmi uyanış ve direnişi bastırmaya çalışıyor.

PATANİLİLERİN ABDÜLHAMİD SEVGİSİ

-Patanili Müslümanlar Osmanlı’ya ve Türkiye’ye nasıl bakıyorlar? Bizim hakkımızda genel olarak neler biliyorlar?
Patani’de Osmanlı Hilafeti’ne, özellikle de Sultan Abdülhamid Han’a karşı büyük bir sevgi var. Abdülhamid Han, Patani İngilizler tarafından işgal edildiğinde Anadolu’dan 27 genci İngilizlere karşı savaşmaları için Patani’ye göndermiş. Bu gençler Patani’ye girerken İngiliz birlikleri tarafından esir alınarak kurşuna dizilmişler. Ayrıca bölgedeki Müslümanların başlarına Şeyh Ahmed Patani isminde Patanili bir âlimi atayan Abdülhamid Han, Patanili Müslümanların İngilizlere karşı verdikleri bağımsızlık mücadelesini de bizzat finanse etmiş. Yine bölgeye İstanbul’dan Fuat Efendi gibi âlimleri gönderen Abdülhamid Han bu âlimler aracılığıyla bölge halkını İttihad-ı İslâm fikri etrafında örgütlemeye ve siyasi olarak bilinçlendirmeye çalışmış. 50 yaşın üzerindeki Patanililerden birçok defa Abdülhamid Han ile ilgili ilginç bir olay dinledim. Bu insanlar çocukken köyleri Budist askerler tarafından basılırmış ve o yaşlarda çocuk oldukları için çok korkarlarmış. Anneleri onları sakinleştirmek için “Korkmayın! Abdülhamid Han’ın askerleri gelip bizi kurtaracak” derlermiş. Sultan Abdülhamid Han’a karşı duyulan sevgi nedeniyle Patani’de Abdülhamid isimli birçok gençle, çocukla karşılaştık. Abdülhamid Han Patani’de, Patanili Müslümanların kalplerinde dipdiri yaşıyor. Patanili Müslümanların gözünde Osmanlı ve Türkiyeli Müslümanlar bir kurtarıcı olarak görülüyor. Patanili Müslümanlar bize de Türkiye’den, payitahtın topraklarından geldiğimiz için büyük bir sevgi gösterdiler.

-Patanili Müslümanlara yardım eden kimse yok mu?
Sohbet ettiğimiz Patanililerin birçoğu Türkiye’den İHH’nın kendilerine yardımda bulunduğunu söylediler. Ayrıca Rabıta gibi Suudi Arabistanlı bazı yardım kuruluşları da bölgede ciddi yardım çalışmaları yürütüyorlar. Fakat Patanili âlimler ve kanaat önderleri Suudluların bölgede etkin hale gelmesinden son derece rahatsızlar.

-Niçin?
Patanili âlimlerin söylediklerine göre Suudlu yardım kuruluşları yaptıkları yardım çalışmaları vasıtasıyla gençler arasında Vahhabi düşünceyi yaymaya çalışıyorlarmış. Hatta birçok Patanili genç yakın zamanda Vahhabi anlayışını benimseyip halkın son derece sevdiği bazı Patanili âlimleri tekfir etmeye başlamış. Sohbet ettiğimiz Patanililer genel olarak Türkiye halkının İslâmi anlayışını kendilerine daha yakın gördüklerini söylediler. Bu nedenle de ülkelerinde Suudluların değil; Türkiyeli Müslümanların etkinliğinin artmasını istiyorlar.



İSLÂM DÜNYASI, SIYASI BIR IRADEYE MUHTAÇ

-Siz uzun zamandır İslâm Dünyası’nı gezen birisiniz. İslâm Dünyası’nda yaşanan acı ve olumsuzluklar sizce nasıl sona erecek?
İslâm Dünyası’nın her şeyden önce fikirsel bir devrime ve İslâm Ümmeti’ni yeniden bir araya getirecek siyasi bir iradeye ihtiyacı var. Bir zamanlar tek bir Ümmet olan Müslümanlar emperyalistler tarafından birbirlerinden ayrılarak uluslara bölündüler. Bugün Batılılar ulus kimliklerini aşarak Avrupa Birliği gibi ittifaklar oluştururken, Müslüman halklar ulusal sınırlara hapsedilmiş durumdalar. Müslümanları birbirlerinden ayıran bütün fiziksel ve zihinsel sınırları darmadağın etmek lazım. Batı’nın NATO’su varken İslâm Dünyası’nın niçin Birleşik İslâm Ordusu veya ortak bir askeri teşkilatı yok? Niçin sorunlarımıza çözümler üretecek veya son noktayı koyacak fikri, dini ve siyasi bir otoriteye sahip değiliz?
İslâm Ümmeti’nin içinden tıpkı tarihte olduğu gibi yeniden dünya çapında âlimler, dünya çapında mütefekkirler, dünya çapında sanatçılar, dünya çapında liderler, dünya çapında ekonomistler çıkmıyor?. Müslümanlar arasında son yıllarda meydana gelen yakınlaşmayı hissettikçe, Türkiye’nin tekrar imparatorluk reflekslerine sahip olmaya başladığını gördükçe benim kişisel olarak geleceğe dair umutlarım daha da artıyor.

En büyük özlemleri İslam devleti

-Siz ayrıca Patanili direnişçilerle de görüştünüz. Hatta Tayland istihbaratının en çok aradığı direnişçi olan Komutan Ruslan ile de bir röportajınız oldu. Bize Patani direnişinin fikirsel yapısından ve şu anki durumundan bahseder misiniz?
Patani direnişi ideolojik olarak İslâmi ve milli bir yapıya sahip. Bölgede Tayland Ordusu’na karşı uzun zamandır direnen Patani Birleşik Halk Cephesi ve Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü gibi silahlı gruplar var.
Bu direniş grupları mantalite olarak HAMAS, Hizbullah, Taliban ve Filistin’deki İslâmi Cihad Örgütü’ne benziyor. Amaçları önce Patani’yi işgalden arındırmak, daha sonra da tıpkı geçmişte olduğu gibi İslâm Hukuku ile yönetilen bir devlet kurmak. Patani direnişi özellikle 2004’den sonra daha da güçlenmeye başlamış.


-2004 yılının Patani direnişi için önemi nedir? Direniş niçin özellikle 2004 yılında güçlenmeye başladı?
2004 yılında Patani’de 2 önemli olay meydana geldi. 28 Nisan Günü Kurusi Camii’nde 32 Patanili Müslüman Budist askerler tarafından katledildi. Aynı gün bu katliamı protesto eden halkın üzerine ateş açan Taylandlı askerler 74 Müslümanı daha öldürdüler. 2004 yılının 25 Ekim tarihinde de Patani’ye ait Tak Baii Kasabası’nda bir Ramazan günü 6 Müslüman genç Budist askerler tarafından tutuklandı. Gençlerin suçsuz yere tutuklanmalarını protesto eden halka son derece sert bir şekilde müdahale eden askerler 1300 kişiyi üst üste kamyonlara bindirmek suretiyle gözaltına aldılar. Üst üste kamyonlara konuldukları için nefes almakta zorluk çeken 85 Müslüman ise gözaltı sırasında hayatını kaybetti. Bu iki olay Patanililerin Tayland Yönetimi’ne karşı daha da öfkelenmelerine ve direnişin güçlenmesine neden oldu.

-Patani’de eğitim ne durumda?
Patani’de eğitim genel olarak Pondok Medreseleri adı verilen eğitim kurumları tarafından yürütülüyor.
Dini ağırlıklı derslerin okutulduğu Pondok Medreseleri fıkıhta Şafii, itikatta Eşari ve tarikatta Nakşibendî ekolüne mensuplar. Patani direnişi de en büyük desteğini bu medreselerden alıyor ve bu medreselerden mezun olan gençlerin birçoğu zamanla direnişçilerin saflarına katılıyor. Tayland Hükümeti de bu medreselerin toplum üzerindeki etkinliğini azaltmak için başta askeri olmak üzere çeşitli yöntemlere başvuruyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.