Sosyal hayatın içinde olan engelliler daha mutlu

Sosyal hayatın içinde olan engelliler daha mutlu
Adana İl Halk Kütüphanesi'nde 11 yıldır santral memuru olarak çalışan görme engelli 41 yaşındaki Sefa Nur, dört duvar arasından dışarıya çıkamayan engellilerin büyük baskı altında yaşadığını söylüyor.

Bir işe girme şansı bulan engellilerin, sosyal hayattan kopmayarak daha mutlu bir hayat geçirdiklerini belirten Nur, "Bedensel engeller, başarıda engel değildir. Yeter ki onlara bir imkân tanınsın. Zorlukları yenip başarılı olmuş, çok sayıda örnek arkadaşımız var." diyor.

Çocuk yaşlardan itibaren babasının atölyesinde kaynakçılık yaparak yetişen Sefa Nur'un hayat hikayesi hayata küsüp eve kapanan binlerce engelli için ibret niteliği taşıyor. Sefa Nur, ortaokulu bitirdikten sonra, eğitime devam edememiş. Askerlik sonrası Adana'da kaynakçılık mesleğine devam eden Nur, çalışma sırasında sıçrayan sıcak demir parçası, sağ gözüne saplanınca hayatının akışı değişmiş. Yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen bir gözünü kaybeden Nur, aynı darbenin etkisi ve kendi iddiasına göre 'doktorların hatalı tedavisi' sonucu ortaya çıkan sorunlar nedeniyle diğer gözünden de olmuş. Hayatının baharında iki gözünü yitiren Nur, ciddi fiziksel ve psikolojik sıkıntılar içinde hayata yeniden tutunmakta büyük zorluklar yaşamış. Kendi ifadesiyle o güne kadar, 'hiç dikkatini çekmeyen engellilerin' görmeyen dünyasına alışmak, kolay olmasa da ailesinin ve çevresinin desteğiyle bu zorluğun üstesinden gelmeyi başaran Nur, Altı Nokta Körler Derneği'ndeki arkadaşlarından aldığı moral ve motivasyon ile yarım kalan eğitimini tamamlamaya karar vermiş. Nur, Ankara Saray Rehabilitasyon Okul'a müracaat ederek görme engellilerin yürümekten, yemek yemeye kadar sosyal hayata dair her türlü dersin verildiği merkezde altı ay kalmış. Sefa Nur, Ankara'dan döndükten sonra pek çok arkadaşı gibi radyoda dinlediği bir haber üzerine Açık Öğretim Lisesi'ne kayıt olmuş ve kitapları kasette okutup, üç yılda okulundan mezun olmuş. O yıllarda devlet memurluğu sınavlarının tek yapıldığı yer olan Ankara'ya giden Sefa bey, Kültür Bakanlığı'nın açtığı personel sınavını kazanıp, devlet memuru olarak Adana İlk Halk Kütüphanesi'nde çalışmaya başlamış.

Burada santral görevlisi olarak çalışan Nur'un, daha sonra tanışıp evlendiği bir gözü engelli eşi de sınavla kütüphanede çalışmaya başlamış. Kaza ve kadere inanan bir insan olduğunu ifade eden 2 çocuk basası Nur şunları söylüyor: "Belki gözlerimi kazada kaybettim. Ama Allah bana başka kapılar açtı. Dünyada hiçbir insan başına böyle bir olay gelmesini temenni etmez. Ama olduktan sonra, yapacak bir şey yok. Yaşamak için yeni bir sayfa açmak gerekiyor. Biz de öyle yaptık. Gözlerimi kaybettim, ayakta kalmak için evde oturmadım. Çalıştık, Allah da kütüphanede memur olmayı nasip etti. Belki de bu talihsiz olay başıma gelmeseydi şimdi babamın atölyesinde demir dövmeye devam edecektim."

Eşiyle aynı yerde yollarının birleşmesini de büyük bir 'şans' olarak nitelendiren Nur, diğer insanlar gibi engellilerin istihdamının önemli olduğunu vurguladı. Devletin sakatları maaşa bağladığını hatırlatan Nur, ama -karınları tok olsa da- bu insanların dört duvar arasında günlerini mutsuz bir şekilde geçirdiğini kaydediyor. Bir zamanlar kendisinin de sürekli baş ağrısı çektiğini dile getiren Nur, gittiği doktorların rahatsızlığa çare bulmadığını hatırlatıyor. Baş ağrısının sıkıntıdan kaynaklığını belirten Nur, "İşe başladıktan sonra hastalık falan kalmadı. Eve tıkalı kalan engelliler kendilerini hiçbir işe yaramaz hissediyor. Bir işte çalışmaları, onları daha fazla mutlu ediyor. Oluşturulacak iş alanları hem 8.5 milyonu bulan engelli kitlesi potansiyelini ekonomiye kazandırır, hem de onların yaşama sevincini artırır." açıklamasını yapıyor.

Kütüphanede göreve başladıktan sonra kendisi gibi görme engelli bireylerin kitap okuması için uygun bilgisayarların alınmasında katkıda bulunduğunu ifade eden Nur, on bir yıllık santral hizmetinde telefon numaralarını hafızasına kayıt ettiğini sözlerine ekliyor. (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.