M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Yavuz Selim Köprüsü

Yavuz Selim Köprüsü

Onlara kalsa, Boğaza beş köprü yapılsa, hepsine de Atatürk Köprüsü isminin verilmesini isterler. Nasıl ayırt edecekler? Birinci Atatürk, İkinci Atatürk, Üçüncü Atatürk Köprüsü…

Üçüncü köprüye, köprü olarak muhalifim ama isminin Yavuz Sultan Selim Köprüsü olacağını duyunca çok sevindim.

Türkiye Sünnî kültürlü bir ülkedir ve Yavuz Sultan Selim bir Sünnî büyüğüdür.

Şiî İran’da büyük bir köprü yapılsa ve adı Şah İsmail Köprüsü konulsa onu da tabiî karşılamak gerekir.

Yavuz Alevîlere kıymış… Peki Şah İsmail Sünnîlere kıymadı mı?

Büyük tepki gösteren biri, “Bari dördüncü Köprüye Muaviye ismini versinler” diye yazmış.

Biz Sünnîler elbette Hazret-i Ali kerremallahu vecheh ve radiyallahu anh efendimizi, Hz. Fatima annemizi, Haseneyn efendilerimizi, Ehl-i Beyt-i Mustafayı çok severiz ama Hz. Muaviyeye küfr ve hakaret etmeyiz, ona da radiyallahu anh deriz. Peygamber Efendimize vahiy katipliği yapmış bir sahabiyi nasıl dışlayabiliriz?

İslam kin ve intikam dini değildir. Bin dört yüz yıl önce cereyan etmiş üzücü hadiselerde savcılık, hakimlik, cellatlık yapmak doğru değildir. Bunların hükümlerini Ahkemülhakimîn olan Allaha bırakırız.

Şunu da belirteyim ki, Ehl-i Beyti sevmek Ehl-i Sünnete göre farzdır.

Köprüye Yavuz Selim ismi verildi diye Sünnîler ile Alevîler arasında düşmanlık çıkartmak, mezhep savaşı fitneleri kundakçılığı yapmak doğru değildir.

Yapılacak köprüden isteyen geçer, istemeyen geçmez.

Biz Sünnîler bu memlekette mecburen nice Deli Dumrul köprüsünden geçmiyor muyuz?

Birkaç kez arz etmiştim, tekrar ediyorum: Bu memleketteki Alevilerin hepsi bir değildir. Bir kısım Aleviler gerçek Alevidir. Bir kısmı ise Kripto Alevidir. Aslında Ermenidir ama geçici ve iğreti olarak Alevi postuna bürünmüştür.

Bugün İran’da Ebu Bekir, hele Ömer, Osman isimleriyle seyahat etmek, yaşamak mümkün değildir.

Safevî Şiilerinin en kızdığı, en fazla düşmanlık ettiği kimse Hz. Ömer’dir. Biz Sünnîler ise Hulefa-i Râşidîn efendilerimizin isimlerini camilerimize levha yaptırıp koymuşuzdur.

İstanbul Karacaahmet Seyyid Ahmed mezarlığındaki Şiî camiine gitmiştim. Onun içinde bol miktarda “Ya İmam!” levhaları vardı. Yani Ya Ali!.. Bizim onlardan farkımız, ilk üç halifeyi de sevmek ve hayırla yad etmektir.

Sünnilerin, Şiilerin, Alevilerin yapması gereken ilk iş barışmak, fitne ve fesat çıkartmamaktır.

Bunun için de Ashab-ı Kiram radiyallahu anhüm ecmain efendilerimize hakaret etmemek gerekir.

Biz Ehl-i Beyti seviyoruz sayıyoruz, onlar da en azından Ashaba hakaret etmesinler.

Yezide gelince… Sünniler içinde onu seven, tutan tek kişi çıkmaz. Sevmeyiz ama adaletsizlik de yapmayız. İslam adalet dinidir.

Sünnî Türkiye ile Şiî İranın Suriye konusundaki tutumlarını görüyoruz. Anlaşmaları mümkün değil.

Birbirleriyle savaşmasınlar başka ihsan istemez.

Bu fakir koyu bir Sünniyimdir. Lakin Allaha, Resulullaha, Kur’ana, Ehl-i Beyte, âhirete inanan bir Aleviyi kesinlikle dışlamam, hürmette kusur etmem. Barışçı bir Müslümanımdır Alisiz bir Alevilik çıkartmak isteyenleri kesinlikle Alevi kabul etmem. Alisiz Alevilik mi olurmuş…

Bendeniz İranda yaşayan bir Sünnî olsam, Şah İsmailin yüceltilmesinden rahatsızlık duyarım ama fitne ve fesat çıkmaması ve zulme uğramamak için sesimi çıkartmam.

İrandaki yirmi milyon Sünnnî Türkiyedeki Aleviler kadar hür değil.

Lütfen gerçekçi olalım… Barışçı olalım… Her konuda olmasa bile bazı konularda toleranslı olalım. Hz. Alinin, Ehl-i Beytin ruhaniyetleri, Hz. Hasanın, Kerbela şehidi İmam Hüseyin efendimizin, Hz. Fatima annemizin ruhaniyetleri Sünnilerin ve Alevilerin üzerine sâyeban olsun. Amin.

Herkese selam ediyorum.

 

(İkinci yazı)

Genç Müslümana

İslamî edebiyatı bırak, İslamı doğru öğren ve hayatına uygula.

İtikadını tashihi eyle.

Geceleri geç vakitlere kadar dinî tartışma yapmayı bırak, seher vakti uyan namaza kalk.

Her gün sabahtan sonra öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını da kıl.

Şeriat köle erkeklerin cemaate katılmalarını emr etmiyor, sen köle değilsen ve yirmi kadar şer’î mazeretin yoksa farzları cemaatle kılmaya çalış, hepsini cemaatle kılamazsan cemaatten büsbütün kopuk olma.

İhlaslı ol ihlaslı!.. İhlassız, riyalı ibadet bir işe yaramaz.

Taqvalı ol.

İslamı kendine uydurmak beyinsizliğini yapma, sen kendini dine uydurmaya bak.

Kur’anın, Sünnetin, Şeriatin emirlerine, yasaklarına uy, öğütlerini tut, uyarılarına kulak ver.

Peygamberi (Salat ve selam olsun ona) canından fazla sevmedikçe kâmil mü’min olamazsın.

Sakın namazı terk edip dünya şehvetlerine kapılanlardan olma.

Yatakta uyuyabilirsin ama ayakta uyuyanlardan olma.

Lüks ve yüksek binalardan, zinadan, ribadan, benlikten uzak dur.

Açıkça, göstere göstere, küstahça, meydan okurcasına günah işleme, fasık ve facir-i mütecahir olma. Kur’an müsrifler şeytanın kardeşleridir buyuruyor, israf etme, müsrif olma, şeytanın kardeşi olma.

Dilin senin en büyük düşmanındır. Dilini tut, gıybet etme, yalan söyleme, iftiradan kaçın,

İnsanların gizli ayıp, günah ve kusurlarını araştırma, tecessüs etme. Birini onda olan bir ayıpla ayıplayanın canını, Allahü Teala hazretleri, o ayıbını kendisine vermeden almaz hadîsini düşün.

Büyüklere hürmet, küçüklere şefkat göster.

Mütevazı ol.

İsraf etme, kanaatli yaşa.

Servetinle, meskeninle, yazlığınla, otomobilinle, elbiselerinle, lüks saatinle, yediğin içtiğin fâhir yemeklerle övünme sakın, büyük beyinsizliktir bu.

Efendimize biatlı ve irtibatlı ol. Efendimizin bu devirdeki halifesi, vekili, varisi kim ise ona da biat ve itaat et. Biatsiz ölme, çünkü biatsiz ölen sanki cahiliyet ölümüyle ölmüş olur.

Besmelesiz olma, hiçbir meşru işi besmelesiz yapma. Çünkü besmelesiz işler ebter=kısır olur.

Deccallardan, Kezzablardan, militan ve agresif kafirlerden, müşriklerden, münafıklardan, din düşmanı zalimlerden bucak bucak kaç. Sakın ha, kafirleri dost ve veli edinme. Onlar senin de yanmanı ister.

Fırka-i nâciye içinde ol, dışında olma. Ayağının birini bile Kur’an, Sünnet, icma dairesinden dışarıya çıkartma.

İslamın hükümleri dairesinde dünyayı imar et ama kesinlikle dünyaya bel bağlama, güvenme, dünyevî ve dünya-perest olma, âhirete yönelik ol.

İstişare edilebilecek alim, fazıl, kamil, güvenli=mu’temen zatlarla istişare et, etmezsen nâdim=pişman olursun.

Bu fakir yukarıdaki bilgileri kendi kafamdan yazmıyorum. İhyâ gibi kitaplardan öğrendiklerimi özetle nakl ediyorum.

Hatırlarsan arada bir bana da dua et emi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi