Zina Meselesi
Çağdaş Laik Türkiye’nin en büyük ayıplarından ve eksikliklerinden biri, yeni Ceza Kanunu’nda zinanın suç olmaktan çıkartılmış olmasıdır.
Zina Osmanlı devleti zamanında suçtu, M. Kemal rejiminde suçtu, Millî Şef İsmet İnönü zamanında suçtu, askerî darbe rejimlerinde suçtu… Lakin artık suç değil… Niçin? Çünkü Türkiye Avrupa’ya girmek istiyormuş, Avrupa medeniyeti ise artık zinayı suç saymıyormuş.
Zinanın suç olmaktan çıkartılması, İslam dinine, İslam Şeriatine, İslam hukukuna, millî ahlaka aykırıdır.
Dünyada sadece Avrupa Medeniyeti değil, on kadar ayrı ve bağımsız medeniyet vardır . Türkiye İslam medeniyeti dairesi içindedir.
Türk toplumun temeli fert değil, ailedir. Zinanın Ceza Kanunundan ve suç olmaktan çıkartılması aileye indirilmiş çok ağır ve tahrip edici bir darbedir.
Aile sarsılırsa Türkiye sarsılır, aile yıkılırsa Türkiye yıkılır.
Türkiye’nin ayakta kalmasını istiyorsak, zinanın Ceza Kanununa tekrar suç olarak konulması ve zina yaptıkları hukuken isbat edilen erkeğin de kadının da cezalandırılması gerekir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın zina konusunda ülkeyi idare edenleri ve idare edilenleri uyarmalı, aydınlatmalı, bilgilendirilmelidir.
İslam Şeriatine göre zina ağır bir suçtur.
Büyük bir günahtır.
Zinanının günah ve suç olmadığına inanların dini elden gider.
Zinayı suç ve günah saymayan bir Müslüman düşünülemez. Zinayı suç saymayan reformcu, yenilikçi, değişimci, mezhepsiz, Sünnet düşmanı, Kemalist ilahiyatçılar Ehl-i Sünnet ve Cemaat dışı bid’atçi, dall ve mudil kimselerdir.
İslam Şeriatinde recm cezası olmadığını iddia edenler yalancı ve bid’atçidir.
Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) recm cezasını uygulamıştır.
İslam fıkhının ukubat bölümünde recm cezası ile ilgili hükümler vardır.
Bir İslam memleketi olan Türkiye’de zinanın suç olmaktan çıkartılması çok vahim bir hadisedir.
Müslümanların, yasal sınırlar içinde bunu protesto etmemeleri de çok vahim bir pasifliktir.
Bütün Müslüman ulema, fukaha, meşayih, ziyalılar, yazarlar; zina konusunda doğruları yazmalı, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmalıdır.
(İkinci yazı)
Gerçek İmamların Duaları
Cami imamı, “Namaz kıldırma memuru” değildir.
Cami imamı, yüksek dereceli din alimi ve fakih olmasa bile, mutlaka âli ve ‘âli ilimlerden icazetli olmalıdır.
Ehl-i Sünnet ve Cemaat akidesine sahip olmayan kimse cami imamı olup da Sünnî Müslümanlara namaz kıldıramaz.
Bid’ati ve günahları kıldığı namazın sıhhatine mani olan kimseyi cami imamı yapmak hıyanet ve cinayettir.
Ayakta tebevvül eden ve istibraya dikkat etmeyen kimse cami imamı olamaz.
Karısı kızı açık gezen kişi cami imamı olamaz.
Cami imamı ilim, irfan, ihlas, taqva, mürüvvet, hilm, kerem, sabır, sebat, hikmet sahibi olmalıdır.
İmamların maaş almasına fetva ve ruhsat verilmiştir ama aldığı maaşı kıldırdığı namazların ücreti olarak kabul eden kişinin ardında namaz kılınmaz.
İmam, cemaatin ve cami hinterlandının önderidir.
İmam Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha ve İslam ahlakına uyar.
Gerçek imam, imamlığı ve din hizmetlerini âlet ederek, vasıta kılarak dünya zenginliği elde etmez.
İmam, öyle bir karizma ve cazibeye sahiptir ki, etrafın gençleri ve halkı onu görmek, onun ardında namaz kılmak, onun sohbetinden yararlanmak için sık sık camiye gelir.
İmam cami çevresindeki fakir ve miskin Müslümanların hamisidir. Onlara zekat ve sadaka verilmesi için telkinatta bulunur.
İmam herhangi bir Sünnî cemaate ve tarikata mensup olabilir ama asla cemaatçilik ve tarikatçılık, holiganlık ve militanlık yapmaz.
İmam, cami çevresindeki halkın küçük nizalarını ve anlaşmazlıklarını mahkemeye gitmeden fıkha göre halleder.
İmamın ahlakını, faziletlerini, halka ve insanlara yaptığı hizmetleri dinsizler ve dinden kopmuşlar bile takdir eder.
İmam, yasal sınırlar içinde emr-i mâruf ve nehy-i münker yapar.
İmam halkın acılarını, kederlerini, sevinçlerini paylaşır.
Hiçbir gerçek imam mikrofon, hoparlör, klima, kalorifer, vantilatör fetişizmi yapmaz.
Hiçbir gerçek imam reformculuk, dinde değişimcilik, dinde değişiklik, mezhepsizlik, sünnet düşmanlığı, Fazlurrahmancılık yapmaz.
Mihraplar, minberler, kürsiler Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya efendimizin makamlarıdır. İmamlar vekildir. Mihrapların, minberlerin, kürsilerin hakkını veren gerçek imamları tebrik ediyor, ellerinden ve eteklerinden öpüyorum.
Böyle imamların inşaallah müstecab dualarına çok muhtacım.
İstirham ediyorum: Bu fakir için de dua buyursunlar.
Kendilerine selam, minnet ve teşekkürlerimi arz ederim.