Bu da Balbay’ın günlükleri!

Bu da Balbay’ın günlükleri!
Ergenekon tutuklusu, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın tutuklanmasına sebep olan günlükleri, Tempo24 isimli internet sitesinde yayımlandı. Notlarda, Şener Eruygur ile bazı gazetecilerin diyalogları da yer alıyor.

HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT ERGENEKONCU HURŞİT-TIKLAYIN

Günlüklerde Mustafa Balbay’ın Nisan 2004 ve daha öncesine dayanan notları yer alıyor. Günlüklerin baş kahramanı olan dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur, gazetecilere iktidarın nasıl devrilmesi gerektiğini anlatıyor ve gazete yönetimlerinin 28 Şubat’ta olduğu gibi topyekûn bir saldırı politikası izlemesi gerektiğini söylüyor. Eruygur bunları anlatırken, gazeteciler, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ten yakınıyor

Dün, başta Tempo24 internet sitesi ve diğer internet siteleri olmak üzere, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlükler yayınlandı. İnternet sitelerine düşen günlüklerde ilginç diyaloglar yer aldı. Ergenekon Terör Örgütü tutuklusu Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay’ın internete düşen günlüklerinde, akla hayâle gelmedik skandal görüşmeler ortaya çıktı. Balbay’ın bilgisayarından ele geçirilen bilgiler, internet siteleri tarafından yayınlandı. Mustafa Balbay'ın bilgisayarından sildiği öne sürülen notları, soruşturmayı sürdüren polis teknik birimleri tarafından harddiskten kurtarıldı. Balbay'a ait olduğu öne sürülen notlarda, dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur’a atfen verilmiş diyaloglar bulunuyor. Eruygur, Balbay'ın da aralarında bulunduğu birkaç gazeteciyle yaptığı sohbette, hükümete karşı enerjiyi birleştirmek gerektiğini söylüyor.

BÜYÜKANIT: SÖYLEYİN BALBAY, BU MEDYA YAPISIYLA BUGÜN DARBE YAPILIR MI?
“6 Nisan 2003 Pazar günü saat 12.30’da Genelkurmay Karargâhı’nda Aslan Paşa ile görüşme... 45 dakika sonra, Yaşar Paşa geldi, ona günü anlatmam lazım, ‘İsterseniz bekleyin, en çok yarım saat sürer’ dedi, sonra ikisi birlikte geldiler.. Yaşar Paşa, sivildi. Kırmızı ağırlıklı bir tişörtü vardı. Konu Hilmi Paşa ile ilgili yazıya geldi.. 
- Söyleyin Sayın Balbay, bu medya yapısıyla bugün darbe yapılır mı? Yapılmaz. Bugün medyayı arkanıza almadıktan sonra bir şey yapamazsınız. Lâikliği konu edinen bir tek siz varsınız. Öteki gazeteler her gün bir türbanlı kadın fotoğrafı koyup, neredeyse sempatik hale getirmeye çalışıyorlar.

ERUYGUR VE YALMAN OYLARINI CHP’YE VERMİŞ
Org. Şener Eruygur ve Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, 3 Kasım 2002 seçimlerinde oyunu CHP’ye vermiş. Mustafa Balbay, 8 Kasım 2002 tarihinde Aytaç Yalman’ın makamında görüşmüş. Yalman, Balbay’a, “Oyum şahsen CHP’ye idi” demiş.

Eruygur, 30 Kasım 2002 tarihinde yaptığı görüşmede Mustafa Balbay’a, “CHP adam olsa... Mecburen oy verdik. ‘Kızım aradı, baba ne yapacağız?’ dedi, ben de ‘Mecburen CHP’ dedim. Baykal... 
Niye yardımcı oluyorsun be adam. Erdoğan, kamu düzenini bozucu suç işlemiş. Bu, hiç yok mu sayılacak. 
Acaba Baykal, Erdoğan dışarıda kalırsa daha kötü olur, mazlumluk devam eder diye mi düşünüyor. CHP’ye önemli görev düşüyor” demiş.

“Bir numara teslim olmuş durumda”

“23 Nisan Çarşamba-Fatih ve Şener ile Şeraton’da sohbet...
- Ya biz bu işi 28 Şubat’ta bitirecektik. Bunu o gün üç kişi planladık, Bir (Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Org. Çevik Bir), Fevzi (Jandarma Eski Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri), Ben (Dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur). Her şeyi hazırladık. Bakanlar Kurulu’nu dahi. Müsteşarları bulmak zordu, onları da tamamladık. Karadayı bizi uyuttu. Az sonra dedi, hemen dedi. Hükümet devrilsin, ondan sonra dedi... Artık gelip 10-15 yıl gitmeden işleri hâllettmek gerekiyor. Üstelik o ara AB de yoktu. Kopenhag olmamıştı. Şimdi her şey çok daha zor. Bugün durum çok kötü. Bir numara teslim olmuş durumda. Bunun lamı cimi yok! Onunla Recep arasında hat var. Hat var. Bunlar AB yasalarını tümüyle kendi çıkarları için uygulayacak. İşte imar yasası. Apartmanların altına mescit yapmanın yolunu açacak değişiklik planlıyorlar.
Bir’in (Bir numara) altı sağlam. Blok. Ama orası çok önemli.”

‘ÖZKÖK VE HÜKÜMET GİTMELİİLK HAREKET 30-60 GÜN İÇİNDE’

Mehmet İlhan’la sohbet...
Her şey planlandığı gibi. 30-60 gün içinde ilk hareket. Sizin tahmininizden de öte. Çok öte. Bir’in yanı sıra 59’un da gitmesi gerek..

İçe kapandılar. 2 aydır öyle. Aytaç Paşa çok ağır konuşacak. MGK’da konuşacak. Son tümce şu olsun demiş; ‘Bunlar yapılmazsa kırılma yaşanır...’ Çok hazırlıklı gelecekler. Bunu biliyoruz. Ona göre konuşmak lazım. Aslında onlara konuşma diye de değil, doğru neyse o. Söylenip tamam denmesi lazım. Bunlar cevap veriyor. Öyle görünüyor.

Medyanın durumu bizi çok düşündürülyor. Çoğu satımlı. ABD ne yapar bizim harekete, o belli değil. Acaba... BİR Numara en çok ona mı güveniyor. Olabilir.

Özden Örnek, Çetin, Tamer emekli edilirse bu iş bitmiş demektir. Ya da 27 benzeri bir şey olabilir demektir. O da kanlı olur. Komlar da öyle düşünüyor.

İrtica zaferinden emin. Çok emin. Geliyoruz diyorlar.

Ankara’da resepsiyona katılınmadı, ama Anadolu’da katılındı. Düştü Anadolu. Belki 19 Mayıs’ta bir genelge çıkarıp türban varsa, toplantıya katılmamalı.

1) Bunlar değişmeyecek.
2) Bir numara değişmeyecek.
3) CHP’den bir şey umulamaz.
4) Vakit kaybetmemeli.
5) Bu kez tümüyle hâlletmeli.

MGK bir istişare yeri haline geliyor. O hale getiriyorlar. Bu kabul edilemez. Yaptırımı yok. Baktım Aytaç Paşa MGK’da hep konuşmuş, ama o kadar. Yaptırımı yok.”

Görüşme tarihinin 23 Nisan 2003 ile 19 Mayıs 2003 arasında gerçekleştiği ifade ediliyor.
Mustafa Balbay: Paşam sizi çok iyi anlıyoruz. Belki bizimle her şeyi bütün açıklığıyla paylaşamayacaksınız ama, şöyle bir gerçek var ortada; sizin bir numara ile kafanızdakileri yapmak çok zor.
Şener Erygur: Öyle mi görüyorsunuz..
Mustafa Balbay: Evet... Bu bir tek bizim görüşümüz değil. inanın buna. Sokakta, her yerde insanlar böyle konuşuyor..
Şener Eruygur: Nasıl konuşuyor?
Mustafa Balbay: Yani sizin de kulağınıza gelen şeyler... İşte Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla tavladılar deniyor... Hükümetle anlaştı deniyor..
Şener Eruygur: Bütün bunlar söyleniyor öyle mi?..
Mustafa Balbay: Evet, her yerde... Burada bizim gördüğümüz bir şey var. Siz tamam, bütün kuvvet komutanları tamam, bloksunuz, ama üstünüz olmayınca olmuyor..
Şener Eruygur: İşte dediğiniz gibi, kuvvet komutanı arkadaşlar bakımından bir sorun yok. Aynı düşünüyoruz...
Şener Eruygur: Benim sizi çağırdığımdan, şu andaki sohbetimizden öteki arkadaşların haberi var... Türk Silahlı Kuvvetleri sizin kafanızdaki şeyleri düşünüyor. inanın buna... Öte yandan şu da var; yüzde 1, yüzde 99'a uymak zorunda. Uyar... Öyledir. O yüzde 1. kalan yüzde 99... Uymak zorunda..
(…)
Mustafa Balbay: Patronlarla zaman zaman görüştüğünüzü biliyoruz... Onlar etkili oluyor, bilesiniz.. Şener Eruygur: Evet, görüşüyoruz, bize gelince başka bir halde oluyorlar... Bir de tabiî şaşırıyor insan, mesela o Akşam Grubu’nun sahibi geldi, adam zavallı bir adam gibi oturuyor... Ama yine de onlarla da konuşmak lazım..
3 Mart 2004 tarihinde ATO'da düzenlenen ve görevli ve emekli subayların katıldığı “Hilafetin İlgası ve Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun 80. Yılı ile Günümüz Türkiyesi” paneli, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un talimatıyla düzenlenmiş. 18 Mart 2004 tarihinde İlhan Selçuk ile görüşen Şener Eruygur, “İlk iş olarak 3 Mart Hilafetin Kaldırılışı ve Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun yıldönümü. O gün büyük bir toplantı yapılacak. Biz de davetli olarak geleceğiz. Öteki arkadaşlarım da gelecek... Konuştuk onlarla da. Hani dedim ya; yüzde 1, yüzde 99’a uymak zorunda. Biz artık ona bakmıyoruz. Kendimiz yürüyoruz” demiş.

ERUYGUR’DAN BALBAY VE ÇÖLAŞAN’A: BLOK OLARAK İLERLEYECEĞİZ
“21 Nisan 2003 Pazartesi günü Emin Çölaşan ile birlikte Şener Eruygur’la yemek. Beşevler, Anıttepe’deki Jandarma Tesisleri’nde... Başlangıçta İmam Hatip okullarına ve irtica yuvalarına operasyonlar. Bazı videolar gösterdi. Bunlarla kararlı mücadele. Çölaşan Bir’i (Bir numara) sordu. O da ‘Bunlar önemli değil, bir blok olmak önemli...’ dedi. ‘İleri gidene biraz dur, geride kalana yürü diyeceğiz ve bir blok olarak ilerleyeceğiz...’ dedi.. Bunların azgınlığından söz etti. 23 Nisan’da ne yapmak gerektiğini konuştuk. Mutlaka bir duruş göstermek gerektiğini söyledi.”
30 Kasım Cumartesi günü Jandarma Genel Komutanı Org. Şener Eruygur’la 75 dakikalık sohbet...
“(...) - Abdulkadir Aksu ile amir-memur bağlantımız var. Benim yanıma sürtünerek, yılışarak geldi. Cumhurbaşkanı, “Bu tür (namaz gibi, türban gibi..) gösterisel şeyler yapmayın...’ dediğinde, ‘Neden bir daha olmayacak demedin?’ dedim. Gülerek, ‘Konuşturmadı ki..’ dedi. 
“Saat 16.00 Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’la makamında görüşme... 75 dakika
AKP: Bu köpekler yapmak istediklerinden vazgeçmeyecekler. Mümkün değil. İki uç var, hemen erken hareket etmemek gerekiyor. Edersek, bir karmaşa olursa, hemen bundan yararlanmak isteyebilirler. Ama geç de kalmamak gerekiyor. Çok hassas bir denge... Dikkatle izliyoruz. En büyük kadromuz, kadrolaşma girişimleri. Çok hızlı çalışıyorlar. Mesela Haşim Kılıç gizlice İçişleri Bakanlığı’na geliyor, Anayasa değişikliklerine katkıda bulunuyor. Neden yapıyor? Onlardan.. (30 Aralık 2002) 
8 Eylül 2004 Çarşamba
Mehmet Abi geldi... Benim Levent’le görüşürken, karşıdan resimlerimi çekmişler. Önlerine koymuşlar... Özensiz davranmalar. İstifa etmeyecekmiş, bütün gözler Yaşar’da... Konuşma çok iyiydi ama, Ekim’e kadar bakmak gerek. Bakalım ne yapacak.
Şener Abinin durumu ilginç. Önüne bilgisayar disketlerini döküp koymuşlar. AYIŞIĞI GİRİŞİMİ... İndirmek ve yeni yapı oluşturmak... Sonra Yaşar’ın gelmeyeceği olasılığına karşı onu öne çıkarmaya başlamışlar. O da hemen yeni duruma göre hazırlık yapmış. Beklemiş. Hemen kurumdaki her türlü çalışmayı kaldırtmış.
Örnek Abinin durumu da biraz karışık. Kendisinden üç defa mal bildirimi istenmiş. Birincisini beğenmemiş tepedeki, ikincisini göndermiş; sonra bir defa daha göndermiş. Durum trilyon. O da bu nedenle bir ölçüde geri çekilmek durumunda olabilir..
Beythoven’ın da görev sırasında bazı kadınsal ilişkiler nedeniyle durumu hoş olmamış. Bu da biliniyormuş..”

LANETLİ MANŞETİ ERUYGUR YAZDIRMIŞ
31 Mayıs öğle vakti, evinden JGK Eruygur aradı...
“- Görevinizi yaptınız. rahatsızız, şunu sorun soranlara; ‘Siz rahatsız değil misiniz? Köpek bunlar, korkak... Kasımpaşa kabadayısı...” Görüşmenin ‘31 Mayıs 2003’ tarihinde yapıldığı, ‘JGK Eruygur’un belirtilen tarihte, Jandarma Genel Komutanı olan Mehmet Şener Eruygur olduğu, Mustafa Balbay’ın 23 Mayıs 2003 tarihli Cumhuriyet gazetesinde ‘Genç subaylar tedirgin’ başlıklı bir yazı yazdığı biliniyor.

BAŞBUĞ: BALBAY ANLAŞMAYI BOZDU, ÜZÜLDÜK
“13 Temmuz Çarşamba...
Sabah Taner Dövenci Albay aradı, ‘Komutan (Başbuğ), İlhan Bey’le baş başa görüşmek istiyor...’ dedi. Şaşırdım. Malûm konu olabilirdi. İS’e bilgi verdim. 16.00'da gitti, 2 saate yakın görüşmüşler.
Milli Güvenlik Belgesi’ni o açmamış, İlhan Abi açınca ‘Siz açmasaydınız, ben de açmayacaktım...’ demiş devam etmiş: - Balbay anlaşmayı bozdu. Kırıldık. Çok üzüldük. Kimi arkadaşlar biz çekilelim dediler. Tabiî kaynağı sormuyoruz. Söylemeyecektir. Bu tür şeyler yapmayacaktı. Yaptı.
- Kaynaklarını bana da söyleme.. (gülerek) bakarsın bir şey olur, bana sorarlar, bilmeyeyim.
- Ben kimsenin adını vermemiştim. Yıllar sonra bana bir yemek verdiler. Konuştuk uzun uzun.
- Yine benzer durum olabilir. Aman dikkatli ol. Şimdi senin yaptıklarından benim haberim yok. Onlar da sevinmiştir. Bunların da arasında ikilik var diye...
- Acaba Hilmi Paşacı CB yapıp öyle mi dönüştürmek istiyorlar. Bunu yazıp sormalı”
Söz konusu yazıda yıl belirtilmediğinden dolayı takvim üzerinde yapılan incelemede 13 Temmuz 2005 tarihinin Çarşamba gününe rast geldiği ve bu nedenle söz konusu görüşmenin “13 Temmuz 2005” tarihinde yapıldığı...
‘İS’ ve ‘İlhan’ın Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi İlhan SELÇUK, ‘Başbuğ’un ise dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı İlker BAŞBUĞ olduğu iddia ediliyor.

AYDIN DOĞAN’A ‘TÜRBANLI BİR FOTOĞRAF KOYMAYA MECBUR MUSUNUZ?’ DEDİM, HÜLYA AVŞAR’IN POPOSUNU KOYDU!
Mustafa Balbay’ın, 28 Mart 2003’te Yaşar Büyükanıt’la yaptığı görüşmenin notları şöyle:
“Bugün medya desteği olmadan hiçbir şey yapılamaz. Bakın medyaya; sizin dışınızda lâiklikle ilgili hassasiyeti olan yayın organı yok. Artık bu konuda sizden başka kimseye bilgi notu da göndermiyoruz. -Ben, ‘kesildi, azaldı..’ deyince- Evet orada bir kaza 
oldu. Bir hasar meydana geldi. Düzeltiyoruz, yeniden yoğunlaştıracağız.
- Aydın Doğan geldi, söyledim. “Her gün Milliyet’in birinci sayfasına bir türbanlı fotoğraf koymaya mecbur musunuz?” dedim. “Farkında değilim, bakayım” dedi. Ertesi gün de birinci sayfaya Hülya Avşar’ın poposunu koydular. Ben ille onu yap demiyorum ki...(Tempo24)

PAŞA'NIN 'YEŞİL' İTİRAFINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

ETÖ'CÜ VE 28 ŞUBAT'ÇI PAŞALARIN SKANDAL SES KAYITLARI İÇİN TIKLAYIN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.