Siyonizm'i eleştirdi, üniversiteden kovuldu (RÖPORTAJ)

ABD’nin Bard Üniversitesi’nde 21 yıl öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra geçtiğimiz Şubat ayında kontratının yenilenmeyeceği söylenen Prof. Joel Kovel, habervaktim.com’a çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2007 yılında yazmış olduğu ‘Siyonizm’in Üstesinden Gelmek’ isimli kitabından sonra üniversite yönetimi ve Yahudi örgütlerinin baskısıyla karşılaşan Prof Kovel’a, 7 Şubat’ta ulaştırılan mektupta 1 Temmuz 2009 tarihi itibariyle artık Bard Üniversitesi’nde çalışılamayacağı bildirildi. 

SİYONİZMİ ELEŞTİRİNCE EMEKLİLİĞİ İSTENDİ
Kovel’ın kendi ifadesiyle Tikkun (Amerikan liberal Yahudilerine ait bir dergi) dergisinde ilk defa Siyonizm ile ilgili görüşlerini açıkladığı 2002 yılından bu yana üniversite yönetimi ve Yahudi örgütlerinden baskı görmeye başladı. Siyonizm ve İsrail eleştirileri nedeniyle üniversite yönetiminin 2003 yılında emekliliğini istediği Prof. Kovel, emekliye ayrılmayı reddedince üniversitede üstlendiği bazı görevlerden alındı. Kovel’ın kaderi İsrail eleştirileri yüzünden DePaul Üniversitesi’nden istifa ettirilen Norman Finkelstein’ın kaderiyle çakışıyor. 

TÜRKİYE’DE SADECE HABERVAKTİM GÜNDEME GETİRMİŞTİ
Prof. Joel Kovel’ın Siyonizm eleştirileri yüzünden üniversiteden ‘kovulduğunu’ Türkiye’de sadece habervaktim.com gündeme getirmişti. Üniversiteden uzaklaştırılmasıyla ilgili haberimizin ardından kendisiyle bir söyleşi gerçekleştirdiğimiz Prof. Joel Kovel, Amerikan üniversitelerindeki İsrail ve Yahudi örgütlerinin siyasi baskısı hakkında çarpıcı yorumlarda bulundu.

ÜNİVERSİTE BAŞKANI, İSRAİL’İN FİİLİ MEMURU
Amerikan üniversitelerinin Siyonizm ve İsrail’in Filistin işgalini sorgulama konusunda kesinlikle özgür olmadığını belirten Kovel, akademideki Siyonist baskının adeta bir polis teşkilatı şeklinde olduğunu ve akademisyen ortaya koyduğu tüm çalışmaların gözden geçirildiğini söyledi. Siyonist güçlerin baskısının yerden yere değiştiğini kaydeden Kovel, İsrail’in kısmi olarak sadece kamu okullarında, siyah ve Arap Müslüman öğrencilerin bulunduğu okullarda sorgulandığını belirterek, “Mesela bunların başında Detroit kenti gelir. Yine aynı şekilde benim 21 yıl çalıştığım Bard Üniversitesi gelir, ki orada organize olmuş Siyonist varlığı çok az. Ancak, entelektüel atmosfer tamamen üniversite başkanı tarafından kontrol edilir. Üniversite başkanı yılda 10 defa İsrail’i ziyaret eder ve İsrail’in fiili bir memuru gibi çalışır, üniversiteyi mutlak bir monarşiyle yönetir. Üniversite kendi kendine sansür yapar” dedi.

ÜNİVERSİTELERDE ‘SİYONİST DÜŞÜNCE POLİSİ’ VAR
Kovel’a göre, Amerika’daki birçok üniversitede ‘Siyonist Düşünce Polisi’ gibi çalışan kuruluşlar var. İslam ve Müslümanlar aleyhinde birçok kitap ve makale yayınlayan Amerikalı Yahudi Daniel Pipes’ın Campus Watch Movement (Kampüs İzleme Hareketi)’ni örnek gösteren Kovel, “Bu adam (Daniel Pipes) İsrail’e karşı konuşan herkese saldırıyor. Şunu unutmamak gerekir ki, Siyonistler çok organizeli, ihtiyaç duydukları finans kaynaklarına sahip ve akademide İsrail’i eleştirilere karşı korumak için çok yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Bunun sebebi çok basit: İsrail önemli bir şekilde Amerikan desteğine ihtiyaç duyuyor ve eğer bu ülkeye karşı yapılan eleştirilere izin verilse, insan hakları ihlalleri konusunda ekstrem bir üne sahip İsrail çok şey kaybeder. Gerçekte, eğer İsrail’in eleştirilmesine izin verilirse, bu devlet sonunda yıkılırdı” ifadelerini kullandı. 

DOĞU AVRUPALI YAHUDİLERİN ATALARI FİLİSTİN’DE YAŞAMADI
Kovel, Siyonist ideolojinin ırkçı bir yapıya sahip olduğunu düşünüyor. Bu konudaki soruya, “Başka nasıl olabilir ki. Burada şaşırtıcı olan şey ise, 1948’den 1994’e kadar süren Güney Afrika’daki apartheid rejiminin İsrail ile olan benzerliğinin bilinmemesi. Siyonizm mitolojik olarak içerisinde uluçsu bir yapı barındırır. Siyonizm’e göre tüm Yahudilerin kaderi tarihi Filistin topraklarında kurulacak bir Yahudi devletidir. Bu ulusal arzunun gerçekçi bir yanı yoktur. Siyonist yerleşimciler genelde Doğu Avrupa’dan gelmişler ve onların ataları hiçbir zaman Filistin’de yaşamadı. Siyonistler, bu ulusal arzuyu gerçekleştirmek için Filistin’in gerçek sahiplerini yerlerinden etti, ki bunların birçoğu da Milat’tan önce 70 yılında yıkılan tapınaklarından sonra geriye kalan Yahudilerdir. 

SİYONİZM’İN DOĞASINDA IRKÇILIK VAR
Etnik temizlik Siyonizm’in devlet kurması için yapması gereken bir şeydir. Çünkü, Yahudi kimliğinin temel yapısı Tanrı’nın seçilmiş, üstün insanları olduğuna dayanıyor. Siyonistler, bu ırkçı düşünceden yola çıkarak Filistinlilere yarı insan, terörist ve gerçekte olmayan insan muamelesi yapıyorlar. Irkçılığın bu derecesi Siyonizm’in gerçekleşmesi için gerekli görülüyor. Bu durum şu an İsrail toplumunun tamamına yayılmış durumda” şeklinde cevap veriyor.

IRKÇILIK, İSRAİL’İN SONU OLACAKTIR
Siyonizm’in tüm milletleri aşağı gördüğünü söyleyen Kovel, Kuzey ve Güney Yahudileri arasındaki farklılıkları da şöyle özetliyor: “Siyonizm’in şu anda üzerinde ırkçılık uyguladığı birinci nesne Filistinlilerdir. İkincisi ise Güney, yani Afrika ve Ortadoğulu Yahudilerdir. Bu yüzden İsrail Avrupa’nın ırkçı yapısıyla güneylileri ve Müslümanları Yahudiler için bir günah keçisi olarak görmektedir. Ama yine de, bu ırkçılık toplumun moral yapısını bozuyor ve İsrail’in yıkılışına sebep olacaktır” 

KİTABININ BASIMINI VE DAĞITIMINI DURDURDULAR
‘Overcoming Zionism’ (Siyonizm’in Üstesinden Gelmek) kitabını yazdıktan sonra birçok defa tehdit edildiğini söyleyen Prof. Kovel, kitabının basımını yapan ve dağıtan yayın evlerinin bu baskılar sonucu basım ve dağıtımı durdurduğunu belirtiyor. Kovel, Siyonist örgütlerin kendisine yönelik baskılarını şu şekilde açıklıyor: “Kitabım 2007 yılının başlarında Londra’daki Pluto Press tarafından basıldı ve büyük bir akademik yayınevi olan Michigan Üniversitesi Yayınları tarafından dağıtıldı. Ağustos ayında kitabıma ve bana yönelik olarak saldırılar başladı. ‘Stand/With/Us Michigan’ isimli Siyonist izleme grubu tarafından kitabımın yayınlanmaması ve dağıtılmaması için kampanya yapıldı. Kitabımın anti-Semitik olduğu söylendi. Bunun sonucu olarak Michigan Üniversitesi Yayınları kitabımın dağıtımını yasakladı. Bu yasaklama mektup kampanyası ile kaldırıldı ancak bu sefer de Pluto Press ile yaptığım baskı anlaşması sonlandırıldı.”

İKİ DEVLETLİ YAPI FİLİSTİNLİLERE EGEMENLİK HAKKI TANIMIYOR
Siyonizmin ırkçı bir ideoloji olduğunu belirten Prof. Kovel, Filistin’de iki devletli bir yapı yerine Filistinlilerin ve Yahudilerin beraber yaşayacağı demokratik bir devlet modelini destekliyor. İki devletli yapının İsrail’e yarayacağını ifade eden Kovel, İsrail’in zaten açtığı yerleşim birimleriyle iki devletli yapıyı ortadan kaldırdığına inanıyor. “İsrail’in insan hakları ihlalleri konusundaki rekoru şimdiye kadar sorgulanmadı. Bu bir kaza değil, Siyonist devletinin temel mantığını oluşturuyor. Dikkatli bir çalışma yapılırsa, İsrail’in kendisini Güney Afrika gibi reforme edeceğine dair hiçbir işaret olmayacağı görülecektir. Filistinlilere onurlarını koruması ve İsrailli Yahudilerin de ahlaki yapılarını tamir etmesi için temel değişiklikler gerekli. İsrail, iki devletli yapıya izin vereceğine dair hiçbir niyet göstermiyor. Kaldı ki Filistinliler için dünyanın düşündüğü devlet yapısı egemen olmaktan çok uzak. Bir başka deyişle, bu Bantustan (Ayrımcılık yapılan Güney Afrikalıların Namibya’da bulunduğu yer) olurdu. 

DEMOKRATİK TEK DEVLET DÜŞÜNCESİ
İki devletli yapının çalışmayacağı İsrail’in işgaliyle zaten kanıtlanmış. Diyelim ki, iki devlet kuruldu. Ancak bu da Siyonizm’in ölümcül yapısından zarar görecektir. Çünkü tarihi kayıtlar bize, Siyonizm’in Filistin halkını yok etmek ve insan hakları ihlali gerçekleştirmek istediğini gösteriyor. Bu yüzden buradaki hedef, tek ve demokratik bir Filistin/İsrail devletinin kurulmasıdır. Bu dini ya da etnik bir temel üzerine kurulmayan, ancak evrensel insan hakları temelinde kurulmuş bir devlet…Bunun inşası kolay olmayacaktır. Ancak, eğer Amerika ve İsrail’de bu düşünceyi paylaşan insanlar gibi dündadaki diğer insanlar da bu konuda ittifak kurarsa, bu gerçekleşebilir. Burada önemli olan boykot ve ambargo stratejisinin (İsrail’e) karşı kullanılması ve Filistinli mültecilerin evlerine dönmesinin sağlanmasıdır. 

OBAMA DEĞİŞİM İSTİYOR AMA YÖNETİME HALA SİYONİST GÜÇLER HAKİM
Obama yönetiminin Amerikan politikalarında değişikliğe gidip gitmeyeceği konusunda da görüşlerini paylaşan Prof. Kovel, değişimin mutlaka geleceğini ancak hala Siyonist güçlerin egemen olduğu yönetim nedeniyle bu değişimin hemen olamayacağını düşünüyor. Kovel’a göre, Güney Afrika’daki apartheid rejimine karşı dünyanın gösterdiği tepki İsrail’e de gösterilirse, o zaman değişim gerçekleştirilmiş olur. 

DEĞİŞİM MUTLAKA GERÇEKLEŞECEK AMA SÜREÇ UZUN OLACAK
Kovel’ın bu konudaki görüşleri ise şöyle: “Her şey değişebilir. Amerika şu anda Büyük Depresyon’dan (1930’lardaki ekonomik kriz) bu yana ilk defa büyük bir krizin içerisine girdi. Aynı şekilde küresel ekolojik yıkım tehdidi yaşanıyor. Tüm bunlar Amerikan politikalarında temel bir politika değişikliği gerektiriyor. Başkan Obama bunu Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’la da paylaştı. Ancak bütün bunlar olurken, şunu da vurgulamak gerekiyor: Amerikan politikasındaki temel değişikliklerin olması çok uzun bir süreç gerektiriyor. Hükümette ve birçok kurumda hala Siyonist güçler hakim durumda. Ama durum yine de genel olarak değişikliğe doğru yön alıyor. Tüm dünya insanları bir zamanlar Güney Afrika’daki rejime yapılanların İsrail’e de yapılmasını anladığı zaman değişim gelecektir. Küresel düzeyde bu oluştuğunda, Amerikan hükümeti üzerine büyük bir baskı olacak ve o zaman Amerikan yönetimi de değişikliğe gitmek zorunda kalacaktır.” 

PROF. JOEL KOVEL KİMDİR?
1936 doğumlu Kovel, Amerikalı siyasetçi, akademisyen, yazar ve çevre bilimci olarak tanınıyor. 1980’lerin ortalarına kadar psikiyatri olarak ün kazanmış olan Kovel, antropoloji, siyaset bilimi ve iletişim bilimleri alanlarında çalıştı. Amerikan Yeşiller Partisi üyesi olan Kovel, 21 yıl çalıştığı Bard Üniversitesi’nden Siyonizm ve İsrail eleştirileri yüzünden uzaklaştırıldı. Kovel, Overcoming Zionism (2007), The Enemy of Nature (2002), Red Hunting in the Promised Land (1997), In Nicaragua (1988), The Radical Spirit: Essays on Psychoanalysis and Society (1988), White Racism: A Psychohistory (1984). Türkçedeki eserleri: Arzu Çağı (Ayrıntı, 2000), Tarih ve Tin (Ayrıntı, 1994). Doğanın Düşmanı (Metis, 2005) gibi birçok esere imza attı.

MEHMET NEDİM ASLAN-HABERVAKTİM.COM