İsrail 'dost gazetecilere' paket gönderdi

İsrail 'dost gazetecilere' paket gönderdi

İsrail, Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara'da 9 Türkiye vatandaşını katlettiğinde, dünyanın her tarafından büyük bir tepki geldi. İsrail ise bu tepkilere ilk olarak “Gemidekiler askerlerimize saldırdı. Bu yüzden güç kullanmak zorunda kaldık” açıklaması yaparak işin içinden çıkacağını sandı. Ancak, uluslararası sularda yapılmış bu saldırıya karşı sunduğu mazaret karşılık bulamayınca bu sefer yeni bir taktik geliştirdi.

Bir yandan İsrail'in ordu sözcüsü Avital Lieboviç, diğer yandan İsrail hükümeti sözcüsü Mark Regev, uluslararası medya kuruluşlarına çıkarak “Gemidekiler HAMAS ve El Kaide bağlantılıydı. İHH aşırı bir örgüt. Cihadi bir amaç taşıyor” propagandasını yaptılar. İsrail'e destek vermekten geri adım atmayan uluslararası yayın kuruluşları ile Türkiye'deki bazı medya organları da Lieboviç ve Regev'in iddialarını sık sık izleyici ve okuyucularıyla değişik şekilde paylaştı.

İsrail hiçbir temeli olmayan bu iddiayı, “El Kaide” ve “Cihat” kelimelerini duyduklarında 'ürperen' Batı kamuoyunda yankı bulacağını düşünerek ortaya attı ve yankı buldu da. İstanbul'da bulunan yabancı bir medya organının temsilcisi arkadaşımın söylediğine göre İsrail hükümetinin medya ve propaganda merkezinin hazırlayıp servise koyduğu bu iddialar Tel Aviv ve Kudüs'teki medya temsilcilerine ve Türkiye'de 'İsrail dostu' tabir edilen bazı gazetecilere de gönderildi.

“Türkiye'deki bazı köşe yazarları da İsrail propaganda merkezinin pişirdiği bu iddiaları kullandı” diyen gazeteci arkadaşım, bu son saldırıda kötü bir sınav veren İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin de özellikle Yahudi kökenli haber sunucularını ekrana çıkardığı ve bu kişilerin İsrailli yetkililerin istediği şekilde soru sorduğunu söyledi. “Hatta, saldırıya en sert tepki veren The Guardian gazetesi bile, İsrail'in 'gemide cihatçılar vardı' iddiasını kullandı” dedi arkadaşım. Benim ilgimi ise daha çok “Türkiye'deki 'İsrail dostu' gazeteciler” sözleri çekti. “Türk gazetecilere nasıl gönderdi?” soruma ise “Sadece Türk gazetecilere değil, birçok uluslararası yayın kuruluşunda çalışan ve 'İsrail dostu' diye tabir edilen gazetecilere gönderdi” diye cevapladı.

Bu bilgiler ışığında Türk basınında bazı köşe yazarları ile İsrail hükümetinin İHH ile ilgili açıklamalarını karşılaştırırsanız büyük bir benzerlik olduğunu göreceksiniz. “Hamas, İsrail'in PKK'sıdır” diyen ve “İHH İslamcı bir örgüt” ifadelerini kullanan bu yazarların bir kısmı İsrail hükümetinin davetlisi olarak bu ülkeye de gitmişti. Aralarında eski ve yeni genel yayın yönetmenleri ile MOSSAD'ın 'Siyonizm'in ilk casusu' diye tanımladığı bir kişiyi 'Türk dostu' diye tanımlayan köşe yazarları ve homoseksüellerin en fazla saldırıya uğradığı ülkelerden birinin İsrail olduğunu bilen gazetecilerin bulunduğu 'İsrail sözcüsü' bu guruha İsrail propaganda merkezinden nasıl bir yazı geldiğini çok merak ediyorum.

Ama asıl merak uyandıran konu ise İsrail'in İHH ile ilgili bilgileri hangi dostlarından aldığı. Çünkü, İsrail 'İHH aşırı dinci bir örgüt' yalanını ortaya atarken, 1997'de 28 Şubat darbe sürecinde 'Selamaleykum' diyenlerin bile fişlendiği bir ortamda İHH hakkında yapılan soruşturmayı delil olarak gösteriyor. Bu bilgiyi acaba İsrail'e kim gönderdi? Hangi karanlık odadan bunlar dosyalandı ve postalandı? İsrail'e “Sen de PKK'yı Türkiye'ye karşı kullan” anlamına gelen ifadelerle akıl verenlerden herşey beklenir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi