Değişime ayak uydurmak!

Değişime ayak uydurmak!
Kırım’da son yıllarda hızlı bir siyasi, sosyal ve iktisadi gelişme gözleniyor. Topraklar kıymetleniyor Ruslar, Yahudiler büyük paralar vererek araziler, binalar satın alıyorlar. Kırım’ın pek çok yerinde yüksek binalar dikiliyor, sokakta gezen

Bu durum Kırım siyasetinde de kendini gösteriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turunda gördük adayların hemen hemen hepsi Kırım’a gelerek propaganda çalışmalarına katıldılar. Kazanma ihtimali yüksek olan adaylar reel politika gereklerine göre hareket ettiler. Yuliya Timoşenko Kırım’da seçmenlerine Ukraince konuştu. Rusça konuşma taleplerini geri çevirerek seçmenlerine milliyetçi mesajlar verdi. KTMM Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na “Mustafa Aga” diye başlayan samimi ifadelerin bulunduğu bir mektup göndererek Kırım Tatarlarının problemlerini bildiğini çözmek için elinden geleni yapacağını ifade etti. Mektupta Kırım Tatar Milli Meclisi ve Kurultayına hitap eden bir bölüm olmaması ve daha önceki yıllardaki zikzaklı çizgisi Timoşenkoya şüphe ile yaklaşmayı gerektiriyor. 

Viktor Yanukoviç ise Kırım Tatar dilinde broşürlerle bizim seçmenlerimizin gönlünü kazanmaya çalıştı.

Kazanma ihtimalinden ziyade oy sayısını arttırmak isteyenler ise Kırım Tatarlarına çatarak karşı tarafın oyuna talip oldular.

Katılımın % 60’larda kaldığı seçimlerde Rus ağırlıklı Kırım seçmeni Viktor Yanukoviçten yana tercihini belirtti. Timoşenko ise % 11 oy alarak Kırım’da ikinci sırayı aldı. Bütün Ukrayna’da % 60 civarındaki seçimlere katılma oranı Kırım’da da aynı oranlarda gerçekleşti. Bu katılımın düşüklüğünü sadece adı milli olan 30 üyeli fırka "halk bizim çağrımıza uydu seçimlere katılmadı" diyerek gülünç durumlara düştü. Beklenti ve hedef yoksunluğu günlük telaşeye kapılmış insanların seçimlerden de beklentisini yok ediyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci aşaması sonuçlandı ve 7 Şubatta iki adaydan birisi o koltuğa oturacak. Çok şeyler beklediğimiz Naşa Ukraina bloğu ve Viktor Yuşçenko Kırım Tatar problemlerinin hiç birisini çözemediği gibi Ukrain seçmeninden de % 5 alarak diskalifiye edildi. Bu aslında siyasi zemin ve tabanı olmayan hareketlerin sadece iyi niyetle başarılı olamayacağının da bir göstergesi.

Bizim bu noktada dikkat edeceğimiz bir diğer nokta da 30 Mayısta yapılacak Kırım Parlamentosu seçimleridir. Şimdiden çalışmaya başlayarak seçimlerde başarılı olmanın yollarını aramamız lazım. 100 üyeden oluşan Kırım Parlamentosunda nüfusumuza oranla en az 12–13 milletvekili kazanmamız gerekirken geçen seçimlerde bu sayı yarıda kalmıştı. Geçen seçimlerde oylarımızın dağılması neticesinde Kırım Tatar seçmeninin oylarıyla başkaları Kırım Parlamentosuna girmişti. 30 Mayıs 2010 tarihinde yapılacak seçimlerde ise KTMM gösterdiği adaylar etrafında bloklaşarak oyları heba etmeden kullanmak gerekiyor. Meclis-Mustafa Aga düşmanlığı yapacağım diyerek Kırım Tatar düşmanlarıyla işbirliği yapmanın alemi yok.

Ukrayna nüfusu bağımsızlığını kazandığı 1991 yılında 53 milyon civarındayken taşların yerine oturması farklı etnik grupların kendi ülkelerine gitmesi neticesinde bugün Ukrayna nüfusu 46 milyon civarına düşmüştür. Ukrayna’da doğum oranının azalması gibi etkenleri de hesaba kattığınız zaman hızlı bir nüfus azalması göze çarpıyor. Ukrayna’nın bu durumda 2030 yıllarda nüfusunun 30 milyonlara kadar düşeceğini tahminini yapanlar bile var.

Kırım’da durum nasıl olur sorusu ise bizi ilgilendiren en önemli kısım. Kırım’a gelen giden nüfusun fazla olması, doğum-ölüm oranları şu an oturmuş bir durum yaratmış görünüyor. Şu an % 13 civarında olan Kırım Tatar nüfusu Kırım’da söz sahibi olabilmek için en az % 25–30 seviyesine çıkmak zorunda. Sürgün yerlerinde yaşayan ve % 80’i maddi sebeplerle dönemeyen ve ilk fırsatta döneceğiz diyen bir 100 bin Kırım Tatarı Özbekistan da yaşıyor. Bu vatandaşlarımızın dönüş imkânlarının yaratılması milli stratejik en önemli hedefimiz olmalıdır. Dönüşün maddi ve manevi şartlarının oluşturulması için elbirliği içinde çalışmak gerekiyor.

KTMM Başkanı ve Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu hazırladığı yasa tasarısını Ukrayna Verhovna Rada’ya (Meclis) sundu. “Milliyetinden dolayı sürgün edilen vatandaşların haklarının iadesi” adını taşıyan kanun 1941–44 yılları arasında sürgün edilen vatandaşları kapsıyor. Bu kanun tasarısının özünde 18 Mayıs 1944 sürgününe maruz kalan vatandaşlarımızın mal varlıklarının en önemlisi evlerinin iadesi bulunuyor. Bu kanun geçerse sürgün mağdurları evlerini geri alabilecekler bu mümkün değilse maddi karşılığını alacaklar. Sürgünde ve sonrasında ölenlerin mal varlıkları ise birinci derece varislerine ödenmesi öngörülüyor. Kanunda Kırım Tatarlarının sürgün neticesinde zarar gören dil, din, kültür ve medeniyetinin rehabilite edilmesi de var. Zamanlama açısından çok uygun bir dönemde sunulan bu kanun kabul edilirse pek çok problem de çözülmüş olacak.

Nail AYTAR
Kırım Haber Ajansı (QHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.