Misak, Mart sayısını çıkardı!

İtikadi, Ameli ve Siyasi Zulmün Keyfiyeti
YAZI BOYUTU :
Misak Dergisi Yayın Heyeti


İtikaî, Amelî
ve Siyasî Zulmün Keyfiyeti

MÜKERREM bir varlık olan insanoğlunun hem üstün meziyetleri, hem de garip zaafları vardır. Yaygın olan zaaflarını‘ adaleti hafife alması, şeytanın telkinlerine kulak vermesi ve şehvetlerini tatmin için gayr-i meşru yollara tevessül etmesi şeklinde ifade etmek mümkündür. İnsanın fıtratında hased, cimrilik, nankörlük, öfke ve vehim gibi, değişik psikolojik unsurların bulunduğunu gizlemenin bir anlamı yoktur. Bu psikolojik unsurlar ile zülüm kavramı arasında zaruri bir münasebet vardır.

İtikadi, Ameli ve Siyasi Zulmün Keyfiyeti
Arapça olan zulüm kelimesi; bir değil, birden fazla manayı ifade eden (vücûh) bir terimdir. Arapça mütehassısları “Bir şeyi; kendisine ait olan yerin dışına koymaya, eksiltmeye, çoğaltmaya ve mahiyetini değiştirmeye zulüm denilir ” tarifini benimsemişlerdir.(1) Zulmün tasnifi konusunda Peygamberimiz Efendimiz’in şöyle buyurduğu malûmdur: “Zulüm üç türlüdür. Bir zulüm vardır ki, Allah onu affetmez. Bir zulüm vardır ki, Allah onu affeder. Bir zulüm vardır ki, Allah onun hesabını bu dünyada sorar. Allahû Teâla’nın (cc) affetmediği zulüm şirktir. Çünkü Allah ‘Şirk büyük bir zulümdür’ (Lokman sûresi:13) buyurmuştur. Allah’ın (cc) affedeceği zulüm, kulların kendi nefislerine karşı işlediği zulümdür. Rableri ile kendi aralarındaki işlerde yaptıkları hatalardır. Allah’ın (cc) hiç bırakmayıp, mutlaka hesabını soracağı zulüm ise, kulların birbirlerine karşı işledikleri cürümlerdir. Allah (cc) bunların hesabını sorar ve zalimleri cezalandırır.”(2) Bazı muteber kaynaklarda, zulmün keyfiyeti tasnif edilirken, bu hadis-i şerif’teki sıranın esas alındığı malûmdur. Meseleyi izah ederken, bu tertibe riayet etmekte fayda vardır.
Birincisi: Küfür ve şirk manasındaki zulümdür. Sahih-i Buhari’de yer alan habere göre; “İman edenler ve imanlarını zulümle de bulaştırmayanlar!..”(El En’am Sûresi: 82) âyet-i kerimesi inince, Sahabe-i Kiram: “İçimizde nefsine zulmetmeyen kim olabilir?” diyerek, üzüntüye kapılmıştır. Buradaki zulm kelimesini; haram, günah veya hata olarak değerlendirmişlerdir. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem (sav): “Zannettiğiniz gibi değil!... Bu zulüm Lokman’ın oğluna dediği zulümdür. ‘Evlâdım!.. Sakın Allah’a şirk koşma. Çünkü şirk elbette büyük bir zulümdür.” diyerek, meseleyi izah buyurmuştur. (3)
İkincisi: Mükellefin farzları ihmal ve haramları irtikap ederek işlediği günahlar manasındaki zulümdür. Kur’an-ı Kerim’de bu mahiyetteki zulmün mahiyeti de haber verilmiştir:“Kim (nefsine) zulm ettikten sonra tevbe eder ve hâlini düzeltirse, Allah onun tevbesine kabul eder.” (El Maide sûresi: 39) “Ve onlar çirkin bir günah (fahşa) işledikleri, yahud nefislerine zulmettikleri vakit; Allah’ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını isteyenlerdir. Günahları, Allah’tan başka kim bağışlayabilir. Bir de onlar işledikleri (günah) üzerinde, bilip dururken ısrar etmeyenlerdir.” (Al-i İmran Sûresi:135) Dolayısıyla farzları ihmal ve haramları irtikap eden her mükellefin, öncelikle kendi nefsine zulmettiğini unutmamak gerekir.

Üçüncüsü: İnsanların birbirlerine yaptıkları kötülükler manasındaki zulümdür. İslâm fıkhını hafife alan ve hevâlarına göre hükmeden siyasi iktidarların, bu keyfiyete mahsus zulmü ön plâna çıkardıklarını söylemek mümkündür. İnsanların tağuti iktidarların egemenliğine razı olmaları ve zorbaların ihtiraslarına teslim olmaları siyasi zulmün yayılmasına vesile olur. Kur’an-ı Kerim’de: “İşte Ad kavmi!.. Onlar Allah’ın âyetlerini bilerek inkâr ettiler. Peygamberlerine isyan ettiler. Böylece başları (liderleri) olan her zorbanın emrine uyup gittiler. Onlar bu dünyada da, kıyamet gününde de lânet cezasına tâbi tutuldular” (Hûd Sûresi: 59-60) hükmü beyan buyurulmuştur. Lânetten kurtulmak için; hem zorbalara, hem de onların zulümlerine karşı direnmek vâciptir. Hesap gününde zâlimler zulmettikleri, bazı mazlumlar da ‘zulme rıza gösterdikleri’ için hesaba çekilirler.

Türkiye’de itikadi, ameli ve siyasi keyfiyete haiz olan değişik zulümlerin, yaygın bir hastalık haline geldiğini gizlemenin bir anlamı yoktur. İslâm Fıkhı’nın hükümlerini ‘irtica’, mütedeyyin müslümanları mürteci ilân eden asker ve sivil bürokratlar, yeryüzünde fesadın yayılması için ellerinden gelen gayreti sarfetmektedirler. Adaletin mülkün (devletin) temeli olduğuna inanan, insanlara iyilikleri emretmenin ve onları kötülüklerden alıkoymanın önemini idrak eden müslümanların, cemaat haline gelmeleri ve zulmü ortadan kaldırmak için gayret sarfetmeleri zaruridir. Farzları yasaklayan ve haramları teşvik eden tağuti güçlere (devlet adamlarına) dua etmek, Allah’ın (cc) affetmiyeceği zulümlerden birisidir. Zalimlere bırakın dua ve yardım etmeyi, onlara kalben meyletmek dahi haramdır. Allah’a (cc) emanet olunuz.

MİSAK YAYIN HEYETİ
________________________
(1) Ragıp El Isfahani- El Müfredat- İst: 1986 Sh: 470. Ayrıca Abdi’l-Latifi’z-Zebidi- Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi- Ank: 1974 ( 3.bsm) C: 7 Sh: 35
(2) İbn-i Kesir- Tefsirû’l Kur’an’il Aziym- Beyrut: 1969 C: 1 Sh: 508
(3) Sahih-i Buhari- İst: 1401C: 6 Sh: 20 K.Tefsirû’l Kur’an: 31

BU AYKİ MİSAK'TA NELER VAR?

AYIN KONUSU
04 Bürokratik Totaliter Devlet Anlayışı, Psikolojik Savaş ve Sirk Aynaları

HABER-YORUM
07 Balyoz Harekat Plânı, Tutuklanan Generaller ve Siyasi Kriz

08 Danıştay’ın Keyfi Kararı: ‘Katsayı Eşitliğini Kabul Edemeyiz’

09 ‘Türk Askerleri Afganistan’dan Derhal Çekilsin’

10 İstenmeyen Mısırlı İmam Sınırdışı Edildi

SİYASET
11 Başbakanlığa Sunulan ‘Alevi Açılımı Raporu’nun Tam Metni

İNCELEME • Mustafa ÇELİK
15 İslâm Fıkhı’nda Cihad İbadetinin Keyfiyeti ve İstişhad

MAKALE • Halil ATALAY
22 Allah, Vermek İstemeseydi, İstemeyi Nasib Etmezdi

AKAİD • Fikret KAYA
24 İtikadi Zulüm, Şirk Felâketi ve Müşrik

SOHBET • Muhammed İMAMOĞLU
28 Hidayet Rehberi Olan Kur’an-ı Kerim’i Nasıl Anlamalıyız?

TEFSİR • N. Mehmet SOLMAZ
34 Tahrif Edilen Kitab-ı Mukaddes’in Tasnifi: ‘Eski Ahid, Yeni Ahid’

HADİS • Mehmet TAŞKIN
38 İnsanda Şeytan ve Meleğin Sahip Olduğu Merkezler

KİTAP • Nizamettin DEMİR
44 İlim, Hikmet, Kültür ve Medeniyet