Atatürk'ün Alevi'si; Alevi'nin Dersimi

Atatürk'ün Alevi'si; Alevi'nin Dersimi
İsmi ile müsemma olmayan bir grubun, ismi ile oldukça müsemma bir yayın evi ile ortaklaşa tertip ettikleri panel…

Konu Dersim. Hadi söyleyeyim (Alevi bir grup ve Sorun yayınları) İçeride kalabalık bir dinleyici var. 
Farklı grupları dinlememdeki amacım: 1- Türkiye mozaiğini oluşturan grupları yakından temaşa etmek, 2- Neden bazı gruplar, bindikleri vatan dalına ihanet testeresi sallamak gibi bir hamakat gösterirler, bunun altında yatan gayr-i mantıkı felsefeyi(felsefe olamaz) çarpıklığı anlamak. 3- Anti görüş veya öteki dedikleri beni, onlar açısından mihenge vurmak. 4-Onların kestikleri dalları yamamak için nereye balta vurduklarını saptamak, vs…
Bu panelde mayınlı tarlalarda fazla gezildiği için tevilden ziyade, bir müşahit olarak konuşulanları aktaracağım. Muhasebesini idrakleriniz zaten yapacaktır.

Üç panelist var, ilki sözlerine: “Onur Öymen büyük bir patavatsızlık yaptı ama yıllardır bildirilerin, panellerin, çalışmalarımızın yapmadığı bir sonuç doğurdu” diyerek başladı.

Diğer panelist devamla: “Dersim kanayan yara, bir travma, 1666’a kadar bu topraklarda eyaletler vardı, bunlardan biride Dersimdi.” ( konuşmalarında anladığım kadarı ile eyalet olmasına özlem duyuyor.) Müşahit olarak anlatacağım dedim ama parantez aralarında itirazlarımı bildirmeden yapamayacağım. Müthiş ilginç şeyler söylendi, kavgalar oldu, güvenlik görevlileri salona çağrıldı.

Panelist devamla: “Dersim özgürlük ayaklanmasıdır, Nesimi, Şeyh Bedrettin, başı vuruldu. 1840-1850 yıllarında, Dersime Osmanlı saldırıları hiç eksik olmadı. Dersim halkı bunları hep püskürttü. Osmanlı Ruslarla savaşa girince Dersim biraz nefes aldı.( Aman yarabbi! Dehşet sözler bunlar, alenen yaşadığı toprağa ihanet, mantığa bak Osmanlı Ruslarla savaşınca Dersim nefes almış, burada o kadar çok söylenecek şey var ki, okuyucunun izanına bırakıyorum). 

Dersimliler Ermenileri sağ salim Ruslara teslim ettiler. Atatürk Sivas kongresinde Alevilerin desteğini almak istedi, onu kongrede Kızılbaş Alevilerinden yüzbaşı rütbeliler korudu. 3. ordu müfettişi Mustafa Kemal’e, Aleviler 1800 altın verdiler. 1936-37 Tunç- eli diye isim değiştirme yapıldı. Tunç-eli bir operasyonun adıydı. Umum müfettişleri rapor verdiler, Vali’de Genelkurmaya bildirdi ve yüz binin üzerinde insan katledildi. 13.400 insan öldürüldü. 2.500 aile sürgün edildi, 11.800 göç etti. Genç kızlar rütbelilere evlatlık verildi. Onur Öymen Kemalist ideolojiyi anlatıyordu. ‘sus ve itaat et’ demek istiyordu. Ordu orada gaz kullandı, Çağlayangil ordudan birinin: ‘fareler gibi öldürdük’ dediğini söyledi. (Yavuzun, Alevileri katlettiğinden bahsediyor, Ali Kuşçu gibi âlimlerle dönen Yavuz, istese Alevileri yok etmez miydi, Şah İsmail’in Yavuz’a Osmanlıya yaptıklarından bahsetmiyor. Sonra Celali İsyanlarından bahsetmiyor) Şu sözlere dikkat! Ermeniler Alevilere ‘biz ermeni olduğumuzu aleviler sayesinde unutmadık ‘ demişlerdir, diye övünen konuşmacı söyle devam etti:
“Başbakan Erdoğan: ‘dersim insanlık ayıbı’ dedi. Bu ilk defa bir başbakandan duyduğumuz bir şey ama bununla kalınmamalı devlet özür dilemeli. Bizim insanımızdan güneşe tapanlar var, yıllardır alevi olduğumuzu, inancımızı, saklamak zorunda kaldık.”
Sözü, üçüncü paneliste verdiler.

Üçüncü panelistin sözleri salonda iki alevi gurup arasında infiale sebep oldu, benden aktarması. Sözlerine şöyle başladı: “ Demokrasiye karşıyız diyen yok, demokrasi inançsal, fertsel farklılığın yansıtmak demektir. Gerçek manada etnik, dini, kültürel yapılanmaya başka, bir aidiyetin damgasını vurursanız, orada problem çıkar. Bu yaşlanmaya başlayan Cumhuriyetin sorunudur. Cumhuriyet Antik Yunan ve Roma’ya kadar uzanan geçmişi vardır. Fransız ihtilali ile yeniden canlanmıştır. İki yüz yılda şekillenmiştir. Nutukta okuyun bizim Cumhuriyeti Atatürk sofrada kurmuştur, Falih Rıfkı Atay anlatıyor: ‘ Biz çocuklarımıza Atatürk’ü çok zeki tanıtırız, Atatürk, sofrada devlet kurdu’ diyor…” Bunları söylediğinde, solandan bazıları ayağa kalkıp : ‘ siz alevi olamazsınız siz nasıl Atatürk cumhuriyete bunları söylersiniz’ diye bağırmaya başladı.

Burada salonda bulunanlardan bir kişi, ismini söyleyerek ben falanca komünist partisindenim, sizi protesto ediyorum diye bağırdı. Onbeş yirmi kişi ayağa kalktı ‘yaşasın Atatürk! Yaşasın cumhuriyet!’ diye bağırdılar. Sizi protesto ediyoruz, siz bu cumhuriyet sayesinde konuşuyorsunuz ve hakaretler…

Konuşmacı konuşmasına devam etmeye çalışıyordu, sesini yükseltip celallenerek anlatamaya devam etti: “ T.C. etnik olarak Türk, Sünni ve Kemalisttir, Cumhuriyet yaşlanmıştır…”

Sözlerini protesto alkışları ile kestiler. Biz Kemalist’iz, Atatürk’e bunları söyleyen alevi olamaz, diye bağırdılar. Bir kısmı da onlara söyle bağırıyordu: ‘Sabiha Gökçeni alkışlayacağıma, bu konuşmacıları alkışlarız diye protestocuların üstüne yürüdüler” kadının biri son ses bağırıyordu, ben Aleviyim Kemalist’im ve Arabım…”

Arkaya geçen birkaç kişi ‘go home! Go home! diye bağırıyordu. Konuşmacı sesini iyice yükselterek:” 1967 Albayla cuntası vardı, ömür boyu hapis yatanlar var. Arjantin, Şili, Brezilya faşizmle yüzleşmişlerdi. Alman başbakan Nazilerden özür diledi. Yüzleşmeselerdi şimdiki demokrasi olur muydu?

Konuşmacılardan biri: “hani Atatürk dinle Diyaneti karıştırmıyordu Diyanet’i o kurdu, o kuruma ödenen vergiler Alevilere ne olarak dönüyor kardeşlerim kendinize geliniz! ( masayı yumrukluyor)

Bu son sözlerinden sonra arka sıralardan adamın biri ‘benim annem güneşe tapıyor ve her sabah ona dua ediyor, bu cumhuriyetin sayesinde ….’ Bayan bağırmasına devam ediyordu güvenlik görevlileri geldiler, bir kısmını dışarı çıkardılar. O bayan: ‘burası demokratik bir ülke çıkmıyorum, onlar çıksın’ diye direndi.

Yok buralarda yorumu siz okuyucuya bırakıyorum malum mayını tarla. Ben sadece işittiklerimi yazdım.
Hay Allah, aklıma nerden geldiyse şu söz geldi “ Zalim Allahın kılıcıdır” neden geldi acaba? Bilmem.

Rukiye Yıldız Erdoğmuş

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.