'Özal bir Anadolu çocuğudur'
Dinçerler; “Bütün yönleri ile Özal” başlıklı konuşmasında bir döneme damgasını vuran Turgut Özal’la ilgili düşüncelerini aktararak,”Özal, esas itibariyle bir Anadolu çocuğudur” dedi.Özal siyasete soyunduğunda kendisini davet ettiğini başta kabul etmediğini ve “başarısız olacaklarını söylediğini” belirten Dinçerler, “Yeniköy’deki evinde.. Yapma dedim. Ben, git Süleyman beye. O seçilsin gelsin. Sana versin dedim..Özal:İnanılmaz bilgi ve tecrübelerim var.. Ruz-i Mahşerde sorarlar. Hesap veremeyiz… Biz sebeplere yapışacağız. Allah verirse verir. Vermezse vermez..Yavuz Selim, Biz zaferle değil seferle mükellefiz dedi.Özal’da aynen öyle davrandı ”diyerek siyasete dar imkanlarla girdiklerini söyledi.Dinçerler; konuşmasında özetle şöyle konuştu:
Seçimi kazanınca; Aman ha..Az emeklerimiz bereketlendi. Kimse sahip çıkmasın. Ben de sahip çıkmıyorum. Bu teknik, para vs. değil.Bir kapı açılmış. Biz bu kapıdan yürütecekler.Milletlerin hayatında 300 yılda bir hacet kapısı açılır..Hele yürüyelim dedi.
— Seçildik geldik. Uzun bir zaman bize hükümeti vermediler. O zaman Milli Güvenlik Konseyi var. Başbakan protokolde 8-9. sırada idi. Demokratikleşme için çok şey yaptı. Parti programını a yazarken devleti tarif etti ve Devlet, millet içindir diye yazdık.
-Statükoyu, tabuları yıkmak istiyordu.İlk defa MİT’e sivil Müsteşarı O, atadı. Askeri harcamaları kontrol altına alabilmek için Savunma Sanayii Müsteşarlığı kurdu.
-Özal,‘Söz ve fikir hürriyeti, Serbest piyasa, Din ve vicdan hürriyeti” şeklinde üç temel hürriyeti vasiyet etti.
—Turgut beyin zamanında Kürt meselesi yok. İnsan hakları meselesi vardı. İnsan haklarına bakışı Allah’ın insanları yaratmasındaki hikmete uygundu. Kürtçe konuşmak yazmak, şarkı söylemek yasak idı. Yasağı kaldırılarak Kürtçe gazete yayınlattık. Kimse okumadı. Kürtçe kaset çıkarmak yasak idi. Bu da kalktı. Kürtçe kasetler satmaz oldu.
— Bazıları işi bitirmez. Yazı yazarak işin bittiğini zannedip işi savsaklardı. Turgut Bey işi bitirirdi.
- ‘Bir toplu iğne bile yapamıyoruz’ anlayışını kırmak için F-16 projesini hayata geçirdik.
—İhracatımız üç milyar dolardı. Biz ihracat ve ithalatı 30 milyar dolara çıkardık. Şimdi 150 milyar dolar. Özal, büyümenin yolunu açtı.
-Kavga etmeyen ama rekabet eden iki temel parti olmalı görüşünde idi. İnönü ve Cindoruk’un seçilmelerini sağladı. Yukarıdakiler menfaat için kavga etti. Millet yandı dedi. Kavgadan kaçtı ama Demirel kavgaya çekti.
— Türkiye’nin dış siyasetini ekonomi üzerine kurmalıyız derdi. Büyükelçileri işadamlarından tayin etmek mevcutlarında iş adamı gibi hareket etmelerini istiyordu.
—Herhangi bir konuda halkım böyle istiyor der ve halkın istediği siyaseti uyguladı.
-Özal, Osmanlı ve Amerika’ da olduğu gibi çok dilli, çok dinli, çok hukuklu eyalet sistemi içinde Osmanlı modeli beklentisi vardı. Çevre ülkelerle hükümranlık anlamında değil ama iktisadi sosyal alanda birlikteliğimiz sağlamayı düşünüyordu.
—Kuzey Irak meselesinde, öyle bir iş yapalım ki harp sahasında değil ama masada olalım düşüncesinde idi. Bazen de bir sabah Diçle kenarında sabah kahvaltısı yapsak derdi. Musul – Kerkük konuşuldu, öyle kaldı. Genelkurmaya plan yapılmasını söyledi. Plan yapılıp siyasi direktife dönüşmesi için çalışırken eksiklik görülmüş. Genelkurmay, karargâhın hazırladığı esastır diye diretince Genel Kurmay Başkanı Toruntay, istifa etti. Turgut bey’de ‘Ordu hazar zamanı ordusudur. Harbi sevmez’ dedi.
—Kendisine yapılan suikastla ilgili olarak tetiği çekeni değil çektireni bulmak adına görüntüleri en az yüz kere izledi. Sonunda ‘Yaptıranı buldum’ dedi. Ama kimin yaptırdığını söylemedi. Bu kurşun sadece Özal’a sıkılmış değildi. Bu kurşunla ‘ Ey millet ben her zaman kurşun sıkarım’ mesajı idi. Vefatı, suikast değil normal ölümdür.
—Başörtüsü için kanun çıkardık. Anayasa mahkemesi iptal ederek meseleyi kilitledi.
Türkiye’de bürokratik vesayet var. Hatta Türkiye’de hâkimler hâkimiyeti var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.