Dağ ile konuştu!

Dağ ile konuştu!
“Neticede ikimiz de toprağız, hüvelbaki, Allah kerim dağlar ey!”

Eskişehirli Şair Mehmet Ali Kalkan, “Dağ İle Konuşmamdır” adlı şiirinde Türk edebiyatının “intak” sanatına başvurmuş. Şair Kalkan, “dağ”ı konuşturuyor. Türk edebiyatında bu sanata “intak” adı veriliyor. İnsan dışındaki canlı ve cansız varlıklara insan benliği verme sanatına teşhis (kişileştirme) deniyor. Teşhis sanatında benzetme, istiare ve değişmece gibi diğer sanatlardan yararlanılıyor. Teşhis (kişileştirme) sanatındaki varlıkların konuşmasına da intak adı veriliyor. İşte Kalkan’ın dilinden “dağ ile konuşma”: 

Dağ İle Konuşmamdır

Dedim:
Yücelerden mağrur mağrur bakarsın,
Duy sesimi sana derim dağlar ey!
Gölgeleri üzerime yıkarsın,
Gururlanma gücenirim dağlar ey!

Dedi:
Ayak bastım yeryüzünün üstüne,
Sevenlerim her yanımı bağlar ey!
Dost olanlar gül gönderir dostuna,
Hani nerde büyüttüğün bağlar ey!

Dedim:
Hep yatarsın yürümeye gücün yok,
Sevgi bilmez, dert bilmezsin acın yok,
Kral olsan başında bir tacın yok,
Kıymetini ben bilirim dağlar ey!

Dedi:
Nöbetteyim sen sanma ki yatarım,
Sevmez olsam Kaf Dağı’na atarım,
Tac istersem yıldızları tutarım,
Dört mevsim de bende güler, ağlar ey!

Dedim:
Gelin gibi süslensen de her bahar,
Kış gelende ümidine kar yağar,
Sur üflense bir nefeslik canın var,
Mağrur olmak nene derim dağlar ey?

Dedi:
Ok da benden, yay da benden, sadak da,
Kök de bende, dalda bende, budak da,
Türkü olur oynaşırım dudakta,
Üzerimden nice geçse çağlar ey!

Dedim:
Dünya geniş hiç kimseye dar değil,
Bana gitmek, sana kalmak zor değil,
Doruğunu vatan tutan kar değil,
Damla damla ben eririm dağlar ey!

Dedi:
Hira benim, Tur da benim, Ural da,
Kurt da bende, kuş da bende, maral da,
Bey de benim, han da benim, kral da,
Benim işte yeryüzünde tuğlar ey!

Dedim:
Bilen bilir kim haksızdır kim haklı,
Fıtratımda nice alemler saklı,
Tanrı yalnız bana verdi bu aklı,
Ruh üflenmiş bir eserim dağlar ey!

Dedi:
Ferhat deldi kazma ile bağrımı,
Ben bilirim ben yaşadım ağrımı,
Gel deyince kurt, kuş duyar çağrımı,
Mor göğsümü hep yorgunlar dağlar ey!

Dedim:
Can Mevlana, dost Yesevi bendedir,
Yunus Emre sevi sevi bendedir,
Sevgi yüklü gönül evi bendedir,
Gönüllerdir benim yerim dağlar ey!

Dedi:
Zamanlarda adım adım koşarsın,
Nefes nefes ölmek için yaşarsın,
Sen insansın elbet beni aşarsın,
Elbet sende alperenler, beyler ey!

Ve beraber dedik ki:
Hem insanız, hem yoldaşız, hem dağız,
Yağmur yoksa, gönül yoksa kurağız,
Neticede ikimizde toprağız,
Hüvelbaki, Allah kerim dağlar ey!

Mehmet Ali Kalkan

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.