Bilinmeyen Bir Dahi Bediüzzaman Said Nursi'
Cumhuriyet Nesli Bediuzzaman’i yanlış tanıyor
Son zamanlarda Bedîüzzaman ve onun eserleri olan Risale-i Nur Külliyatına yönelik bazı itirazlar yükselmeye başladı. Bir asırdır bu itirazlar yapılıyor ve hatta o yalancı peygamber bile ilan ediliyordu. Ancak ‘her üren köpeğe taş atılırsa yeryüzünde taş kalmaz’ kaidesince bunlara cevap vermeye değmez deniliyordu. Ancak son zamanlarda bazı siyasi mahfillerde Bedîüzzaman’in Çanakkale Savasına katılan Anzaklarin bile ehl-i necat olduğuna dair fetvası bulunduğu dedikoduları kulaklara fısıldanmaya başlanınca; hatta ehl-i ilim ve fazilet bazı tarikat erbabı da işin içine girince ve hatta ‘Erzurum’daki bir ilahiyat profesörü 20 noktada Ehl-i Sünnete muhalefet olduğunu söylüyor’ şeklinde ve imalı bir tasvip ile televizyon kanallarından açık hata yapmaya başlayınca bazı meselelerde cevap verme ihtiyacını hissettim ve yıllardır Bedîüzzaman ve Risale-i Nur hakkında yazdıklarımı bir araya getirdim ve yenilerini de ekleyerek değerli okurlarımız için bu eseri telif eyledim. Umarım ki, bu eser, telif etmeyi düşündüğüm ve kaynaklar acısından hazırlıklarını sürdürdüğüm 6 ciltlik “Arşiv Belgeleri Işığında Bediuzzaman Said Nursi ve Şahsiyeti” isimli tamamlamaya vesile olur ve okuyucuların dualarını ve ağabeylerimin de hem maddi ve hem de manevi katkılarını temin eyler.
Tarih bize gösteriyor ki, başta peygamberler ve onların gerçek mirasçıları olan din adamları olmak üzere, insanlık âlemi, büyük insanların kıymetlerini zamanında tam takdir edememişlerdir. Sonradan ise, bu takdir edememenin cezasını, hem muâsırı olan insanlar ve hem de onların nesilleri çekmişlerdir. Hemen hemen bütün peygamberler, bu hükmümüze müşahhas birer misal olarak verilebileceği gibi, İmâm-ı A'zam ve Ahmed bin Hanbel gibi islam âlimleri de, bu acı hükmü teyid eden canlı misallerdendir. Tespitlerimize göre, asrında tam anlaşılamayan şahsiyetlerin bu asrımızdaki en güzel misali de, bu yazımızın mevzuunu teşkil eden Bedîüzzaman Said Nursi'dir. İslami ilimlerdeki dâhiyane vükûfu, hususan iman hakikatleri mevzuundaki asrın anlayışına uygun harika izahları ve seksen küsür yıllık istikâmetle hak üzerinde devam eden Allah, din ve millet-i islamiye uğrundaki gayret ve mücâhedeleri bütün islam âleminde duyulduğu ve takdir edildiği halde, hâlâ kendi ülkesinde yanlış tanınan veya tanıtılmak istenen bir şahsiyet var; o da Bedîüzzaman. Bu yüz karası hale, Türk ilim adamlarının ve münevver Türk araştırmacılarının çok kısa bir zamanda son vermeleri gerekmektedir; aksi takdirde tarih, gözünü kapayıp gündüzü kendisine gece yapanları çok kötü yargılayacaktır.
Risâle-i Nur Hareketi, tarikat değil, hakikattır
Bu kitap okununca anlasilacaktir ki, Risâle-i Nur Hareketi, tarikat değil, hakikat ve şerî‘attır. Risâle-i Nur’un müellifi olan Bedîüzzaman, İmâm-ı Gazâlî, Mevlânâ Celâleddin ve İmâm-ı Rabbânî gibi kalb, ruh, akıl gözleri açık olarak gezmiş. Kur’an’ın dersiyle ve irşâdıyla hakikata bir yol bulmuş, girmiş. Hatta “Her şeyde bir delil var; gösteriyor ki, Allah bir” mealindeki hakikata mazhar olduğunu Risâle-i Nur ile göstermiştir. Bununla birlikte, Risâle-i Nur Hareketi, hiç bir zaman tarikata karşı olmamış ve hele düşman hiç olmamıştır. Ancak bu hareket ne Nakşîliğin bir kolu ve ne de başlı başına bir tarikattır.
Risâle-i Nur hizmeti, bir cemaattir. Bu cemâat, doğudan batıya, güneyden kuzeye uzanan nurânî bir silsile ile bağlı bir dairedir. Bu daireye dâhil olanlar, bütün ehl-i imandır ki, şu anda adedleri 1,5 milyara yaklaşmaktadır. Bu cemaatin birliğini sağlayan esas, tevhid akidesidir. Yemini imandır. Müntesibleri, Kâlûbelâdan bu daireye dâhil olan bütün müminlerdir. Müntesiblerinin kayıt defterleri, Levh-i Mahfûzdur. Bu cemâatin yayın organı, bütün İslâmî kitaplardır. Günlük gazeteleri, i‘lây-ı kelimetüllahı hedef ve maksad edinen bütün dinî gazetelerdir. Şubeleri, cami ve mescidler, medreseler ve İslama hizmet eden bütün müesseselerdir. Merkezi Haremeyn-i Şerifeyndir. Reisi, Resûlüllah’dır. Mesleğinin esası, herkesin kendi nefsiyle mücâhede etmesi, Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanması, Sünnet-i Seniyyeyi ihyâ etmesi, başkalarına muhabbet eylemesi ve zarar vermeyecekse nasihat etmesidir. Bu cemaatin nizâmnâmesi, sünnet-i seniyye ve şer‘î hükümlerdir. Hedefi ve maksadı i‘lây-ı kelimetüllahdır. Yani Risâle-i Nur Hareketi, ehl-i sünnet cemaatidir ve asr-ı saadet müslümanlığını bu asırda yaşatmayı gaye edinen bir hizmettir.
Kitabin Istenecegi Adresler:
1. OSAV: 0090-212-5134033 [email protected]; [email protected]
2. IUR Tel: +31 (10) 4854721 Fax: +31 (10) 4843147 E-mail: [email protected]; [email protected];
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.