Işılak habervaktim'e konuk oldu

Işılak habervaktim'e konuk oldu
habervaktim'e konuk olan sanatçı Uğur Işılak, internet gazetemize önemli açıklamalarda bulundu.

ünlü sanatçı Uğur Işılak, AK Parti’nin kapatılması için açılan davayı, “Bu hususta konuşmak için siyasi olmaya gerek yok, çünkü hukukun bir manada bağımsız olmadığını gösteren bir manzara bu” sözleriyle değerlendirdi.

ünlü sanatçı Uğur Işılak, başörtüsü yasağını savunan ve parti kapatma davaları ile gündeme gelen kesimler için, “Onlar azınlık, onları ciddiye almıyorum, Erinde-gecinde Anadolu çocukları, bunlara gereken cevabı verecektir” dedi. habervaktim’in konuğu olan Işılak, Türkiye gündemini işgal eden önemli meseleleri sanatçı bakışıyla değerlendirdi. İşte ünlü sanatçı ile yaptığımız söyleşiden çarpıcı ayrıntılar:

-16 Milyon kişinin oyunu alan bir siyasi partinin kapatılması için bir dava açıldı. Siz bunu nasıl görüyorsunuz? Toplumu derinden etkileyen bu olay sanat camiası tarafından nasıl görülüyor?

“HUKUKUN BAĞIMSIZ OLMADIĞINI GöRDüK”
“Şu anda gerçekten Türkiye’de hiç beklemediğimiz bir manzara ile karşı karşıyayız. Bu olay; duyarlı olan halkı, milletini, devletini, vatanını seven halkı büyük ölçüde etkiledi. Bu hususta siyasi olmak da gerekmiyor bir şeyler konuşmak için. çünkü hukukun bir manada bağımsız olmadığını gösteren bir manzara bu. Biz hukukun hangi şartlarda olursa olsun bağımsız olmasını istiyoruz. Hukukun birilerinin adına değil, devletin, milletin, vatanın bağımsızlığı adına ve her şeyden önce millet menfaatine işlemesini istiyoruz.”

“MİLLETİMİZİN SAĞDUYUSUNA İNANIYORUZ”
“Bir takım zihniyetlerin bazı olaylardan rahatsız olması sonucu, bu anlayışla hareket etmesinin de çok adil olmadığını düşünüyoruz. Millet olarak da milletimizin sağduyusuna inanıyoruz. Bu gibi hadiseler, bizim yıllardan beri horlanmış, hakir görülmüş, tahkir edilen milletimizin daha da güçlenmesine vesile oluyor. Ben aslında bu şer gibi görünen meselede hayır da görüyorum. Bizim daha da bilinçlenmemizi, en azından hangi saflarda yer almamız gerektiğini ortaya koyan bir manzara.”

-Başörtüsü ile ilgili tartışmalar sanat camiasında da uzun süreden beri yapılageliyor. Ama sanat camiasında daha çok yasağın savunulduğu ve başörtüsünün hor görüldüğünü gözlemiyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

SöZDE SANATçILAR NERDE YER ALMAYI TERCİH EDER?
“Sanat camiasını bilmiyorum. Sanat camiası denilen yer de, zaten rantın, paranın olduğu yerdir. Sanatçılar da genelde, paranın, rantın olduğu yerde yer almayı tercih eder. çünkü kazanç esastır. Daha çok festivale çıkmak, daha çok programa, konsere çıkmak esastır. Şu anda bir çok sanatçının AK Partili olması gibi. Ve şu anda AK Parti’nin geleceğinin tehlikeye girmesi ile bir çok sanatçının da geri suskun kalması buna hepimiz şahit oluyoruz.”

“MİLLET BUNLARI UNUTMAYACAK”
“Sanatçıların bu konudaki görüşleri daha çok ranta dayalı, kazanca dayalı, paraya dayalı olduğundan onların görüşünü çok fazla bilmiyorum ama başörtüsü ile alakalı olarak, Türkiye’de gerçekten çok ayıp fiiller işleniyor. Ve millet bunları unutmayacak. Eğer bir demokrasi varsa, demokrasilerde zaten milletin cevap verdiği yer sandıktır. Sandıktan korkmamak, demokrasiden korkmamak lazım bu manada. Milletimizin de sağduyusuna inanıyorum başörtüsü hususunda. Milletimizin yine sağduyulu bir kesimi, daha doğrusu Anadolu insanı tahkir edildi, hakir görüldü.”

-Başörtülülerin yaşadığı ciddi bir sıkıntı var ve bunu görmek istemiyorlar, bu kesimler…

“DERTLERİ öRTü DEĞİL, İçİNDEKİ ZİHNİYET”
“Ben yurt dışına da gittiğimde, orada bir çok konserde bir çok başörtülü kızımızın Avrupa’da üniversitelerde burada okuyamadığı için oralarda okuduğunu görünce, onları gözyaşı içerisinde dinlediğim vakit gerçekten vicdanım sızladı. Ve bütün bu manzaraların şerefli bir tarihi geçmişi olan bir ülkede vuku bulması bizi derinden yaralıyor. Ben başörtüsü meselesini sadece başörtüsü ile ya da onlardın dediği gibi bir türbanla sınırlı görmüyorum. Yani aslında başörtüsünün içindeki zihniyete karşı olan bir kesim var.”

-Ama, bu kesimler her yerde seslerini yükseltmeyi başarıyorlar ve sağduyulu insanlarımızı rencide edebiliyorlar?

“ONLARI AZINLIK OLARAK GöRüYORUM”
Ben her şeyden önce şunu söylemek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde arkadaşımızın bir tanesi, ‘Ne olacak bu halimiz, her tarafta küçük görülüyoruz, tahkir ediliyoruz. Başörtüsü mağdurları var. Bunlar her tarafı ele geçirdi’ gibi bir söz söyledi. Ben de güldüm. Dedim ki ‘Bu ülkenin asıl sahibi kim, asıl sahibi bizleriz. Bu ülkenin değerlerine, kıymetlerine önem veren ve o değerler uğrunda yaşayan insanlardır’ dedim. ‘Peki bu dayatmaları yapan kim, bu dayatmaları yapan da yüzde 10, yüzde 15’lik bir kesimdir. Bir azınlık kesimidir. Onun için azınlıkların da hakkını vermek lazım. Onlara biraz konuşma hakkı tanıyalım. çoğunluk biziz, azınlıklara fazla dokunmayın’ dedim. Ben onları azınlık olarak görüyorum. çok fazla ciddiye almıyorum. Erinde-gecinde bu ülkenin gerçek sahipleri, Anadolu’nun evlatları, Anadolu’nun çocukları gereken cevabı verecektir. Biz azınlık değiliz ve azınlıkların konuşma haklarını veriyoruz şu anda.

-Sanatçı gerçekten halkla yöneticiler arasındaki köprü görevini yerine getirebiliyor mu?

SANATçI KİME DENİR?
“Sanatçı dendiği zaman Türkiye’de ilk akla gelen şey, türkücü, şarkıcı ya da oyuncu olmak, oysa ki sanatçı dendiği zaman, toplumun aydını olarak bu algılanmalı. Yani sanatçı olmak, toplumun aydını olmak demektir. Yani toplum meselelerini kendi çapında analiz eden, tahlil eden bir insan demektir. Dolayısıyla sanatkarlık, sanatçı vasfını taşımak öyle kolay olmamalı. Sadece bizim Anadolu tabiriyle türkü çığıran, şarkı söyleyen insanları sanatçı olarak algılamak da doğru değil. Sanatçı eşittir aydın insan. Yazar eşittir aydın insan. Yani bütün bunları bir defa toplum olarak fark etmeli ve bu bilinçle hareket etmeliyiz. Bir sanatçı dendiği vakit de bu kriterlerle olaya bakmalıyız. Bu şekilde tahlil etmeliyiz.”

“GERçEK SANATçI MESELELERE DUYARSIZ KALAMAZ”
“Bu nedenle de Türkiye’de bir defa bunun adını iyi koymak lazım. Eğer sanatkar, toplumun aydın insanı ise, hiçbir meseleye duyarsız kalamaz. Toplumunu, halkını ilgilendiren, devletini, iradesini ve idaresini ilgilendiren hiçbir meselede duyarsız kalması söz konusu olamaz. Ben türkümü söylerim başka bir şeye karışmam diyemez. Tüccarlık olur bu. Yani ben malımı satarım malım dışında hiçbir şeye karışmam gibi bir durumdur bu.”

-Bu durumda Türkiye’de sanatçıyım diye geçinenlerin büyük bir çoğunluğu kullanılıyor..

PARANIN EGEMEN OLDUĞU YERDE KİMİN BORUSU öTER?
“Kullananlar daha fazla kazanıyor. Ben burada paranın egemen olduğunu düşünüyorum. Fikriyatın değil. Bizim öyle fikriyatı, davası uğruna her şeyden vazgeçecek kalitede sanatkarlarımızın olduğunu düşünmüyorum. Paranın egemen olduğu bir düzende yaşıyoruz. Paranın egemen olduğu yerde de onların borusu öter, onlar kullanır. Ama davası adına bu işi yapanların çok fazla olduğunu düşünmüyorum. çünkü davası uğruna her şeyden vazgeçebilecek nitelikte sanatçı sayısı çok azdır. Bir elin parmaklarını geçmez. Keşke öyle olsa. Keşke davası adına bu propagandaların içinde olsa bu arkadaşlar. Ama durumun öyle olmadığını düşünüyorum.”

-‘Haydi Anadolu’ adlı parça seçimlerde kullanıldı. AK Parti ve CHP’nin bu parçayı kullanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

AK PARTİ DE CHP DE KULLANDI
“Haydi Anadolu parçasını zaten AK Parti 6 yıldan beridir kullanıyor. CHP de kullandı. Ben AK Parti’nin ve CHP’nin kullanmasından da çok memnuniyet duymuştum. çünkü ‘Haydi Anadolu’ Anadolu insanının uyanışını, dirilişini ifade eden bir eser. Bir sol partinin de, sol partinin gençlerinin de bu eseri nakaratını terennüm etmesi beni heyecanlandırdı.”

-Ama bir birine taban tabana zıt iki parti kullandı bunu.

“BU PARçA NEDEN CHP’YE VERİLDİ?”
“Bazı yerlerde ‘Bu parça neden CHP’ye verildi. Sol neden bu eseri çalıyor?’ diye sordular. Şöyle bir gerçek var. Eğer ortada bir eser varsa ve bu eser de eğer Anadolu insanının hususiyetlerini dile getiren bir eserse bırakın sol da çalsın, sağ da çalsın. Bir mesnevi düşünün. Mesnevi’yi illa bizim görüşümüzden bir insana mı hediye etmek lazım. Yoksa, solcu bir arkadaşımız, komünist bir arkadaşımız ya da başka arkadaşımız, yani illaki bizim zihniyetimizden olan insanların Mesnevi’den istifade etmesini istemek, ne kadar büyük bir yanlış olur.

-Bir zamanlar bazı siyasi partiler oy kapmak için bu tür şarkıları ve sanatçıları kullandılar…

“BIRAKIN CHP UĞUR IŞILAK’A YAKLAŞTI DİYE ALGILANSIN”
“Bırakın CHP Uğur Işılak’a yaklaşıyor şeklinde algılasın halkımız. O zaman daha doğru bir sonuca varılır. Yani bizim duruşumuz belli, bizim hayata bakışımız belli. 15 yıl evvelki söylemlerimiz ve 2008’deki söylemlerimiz belli. Biz bu ülkenin değerleriyle, bu kültürle, bu inançla yetiştik. İnşallah bu inançla da yaşayacağız, bu inançla da ölüp bu şekilde anılmak istiyoruz. Bizden o hususta zerre miktarı taviz beklemesin kimse.”

(Engin Kaşdaş-habervaktim)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.