Çukurova'da aşıklar yarıştı

Çukurova'da aşıklar yarıştı
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Çukurova Halk Ozanları Kültür ve Araştırma Derneği'nin (ÇOKDER) ortaklaşa düzenlediği "Geleneksel 3'üncü Çukurova Aşıklar Yaşarışması" sonuçlandı.

Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda gerçekleşen ve az sayıda davetlinin izlediği organizasyonda aşıklar vatandaşın ilgisizliğinden yakındı. çOKDER Başkanı Yunus Tömen (Aşık Sübhandereli) salonda bekledikleri kalabalığı görememenin burukluğunu yaşadıklarını söyledi.

Halkın sıradan bir pop sanatçısına gösterdiği alakayı aşıklardan esirgediğine işaret eden Tömen, "Bir pop sanatçısı geldiği zaman, insanlar işini gücünü bırakıp, konserine gidiyor. Ama kültürümüzün özü olan halk ozanlarına bir sürü bahene bulunuyor. Maalesef, çok sönük kalıyoruz. öz değerlerimize sahip çıkmıyoruz" dedi.

İl Kültür ve Turizm Müdürü Osman Arık da unutulmaya yüz tutmuş bir geleneği yaşatmaya çalıştıklarını ifade etti. Aşıklık kültürünün gelecek kuşaklara taşınmasında iletişim kanallarının çok iyi kullanılması gerektiğine işaret eden Arık, bunun çalışma ve süreç istediğine değindi. Türk milletinin 'aşıklık ve ozanlık' özeliğine işaret eden Arık, kıpırdayan bir yapraktan, akan bir sudan; bir çocuğun çığlına kadar her alanda şiirlerin yazıldığını veya aşıklarca sözlü edebiyata yansıtıldığını kaydetti. "Duygusal bir milletiz" hatırlatmasında bulunan Arık, toplumların parası ya da teknolojileriyle değil, ortaya koydukları medeniyetleriyle büyüdüğünü dile getirdi.

Arık, "Tarihin var olduğu günden beri, Türk toplumu sözlü edebiyat denilen aşıklık geleneğini bugünlere kadar getirmiştir. Daha çok sözlü yapılan bu sanat istenen oranda yazıya yansımamıştır. Binlerce aşık ve ozanımız kilometer taşları gibi dizilmişlerdir. Ama geri dönüp baktığımız zaman ismi bilinenlerin sayısı bir elin parmağını geçmiyor" diye konuştu. Arık, bu farklı renk ve kıymetin kaybolmaması için üç yıldan beri bu etkinlikleri hazırladıklarını belirtti.

Vali Yardımcısı Erdem Kıyak da aşıklığın Türklerin kendisine uyarlayıp geliştirdiği çok eski geleneklerinden birisi olduğunu hatırlattı. Büyük destanların sözlü edebiyatla meydana geldiğini vurgulayan Kıyak, halk ozanlığının güç bir uğraş olduğuna dikkat çekti.

En yaygın yapıldığı dönemlerde bile ozanların at sırtında veya başka yöntemlerle belde belde gezerek bu sanatı icra ettiklerini anlatan Kıyak, "Aşıklar, hazır olmadan, o anki duygu ortamına göre irticalen türkülerini seslendirir. Ayrıca O'nun dünya nimetlerinden gözünüz olmayacak, anne-baba ve çocuklardan uzak kalacak. Dünden bugüne böyle bir felsefe ile gelişmiş. Bu her yiğidin harcı değildir. Mayasında çile var. çok fazla yakınmaya gerek yok" şeklinde konuştu.

Aşıkların atışmasına sahne olan yarışmaya 21 aşık katıldı. Programda Nezir Kaya, Mustafa Sülük (Aşık Yemini), Mustafa Fındıklı ve Abidin Kaya Türkü dalında, Postacı İbrahim, Adnan özcandan ve İ.Hakkı Tanrıkulu şiir dalında, İ.Hakkı Tanrıkulu, Mustafa Fındıklı ve Yunus Tömen (Aşık Sübhandereli) Atışma dalında dereceye girdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.