Hoş geldin şerefli ay!

Hoş geldin şerefli ay!
Hoş geldin ya Ramazan! Yine, göklerin rahmet kaynaklarından doldurduğun güzelliklerle geldin, yine neşe ile cennet esintileri ile geldin. Hoş geldin şerefli ay, yaratana karşı kabahat işleyen beşere, yine mağfiret yüklü, kerim dakikalarla geldin.

İnşallah bizde, bu ayda çağlayan rahmet pınarından kana kana içenlerden oluruz, inşallah bu ayın hitamında bahar yağmurlarında yıkanan çiçekler gibi günah kirlerimizden arınır, tomurcuğa duran güller gibi güzelliklere gebe oluruz… İnşallah yaratana kurbiyet kurup çirkinliklerden gurbiyette oluruz. 

Hoş geldin ya Ramazan! Coşsun yine iyilik damarları… Kardeşliğin, yardımlaşmanın zirve yaptığı bu ay hürmetine bütün husumetler bitsin. Ay ve güneş daha bol ışıklı olsun, toprak daha velüt olsun, rahmet sağanak sağanak yağsın İslam âlemine…

Eller “ben” diye değil “biz” diyerek açılsın semanın kerim katlarına. Ramazan hilali güzel günlere gebe doğsun, arkasından insanlar tatlı telaşla iftara koştursun, teravih zamanı sokaklar bayram yerine dönsün, “yalnızlık” terk-i dünya etsin, yalnız/mahzun kimse olmasın. Ramazan sonunda bayram olduğu gibi, bütün ümmetin kaderine nice nikbetler, nimete dönsün, ukbaya kadar her günümüz bayram olsun. 

Hoş geldin merhamet denizinden müteşekkil, rahmet bulutları ile tezyin olan ay, senin asude lahuti nefhan ile sürur sukut bulsun günah karanlıklarında, dünya endişesinden, kapkara olan sinelerimiz. Senin iyilik ve kardeşlik adına akıttığın çağlayanlar, her bir evin, her bir gönlün kapısından içeri girip yıkasın tüm adavet duygularını… Yıl boyu enaniyetimizi ve egomuzu besleyen bencillik duygusu senin sayende, diğer kardeşim içinde endişelenmeye “ben iftarımı ettim acaba başkaları da edebildi mi?” endişesine dönüşsün. Senin sayende “Ben nimetler içindeyim, külfette olanlar için ne yapabilirim?” kaygısına dönüşsün, daha fazla ihtirasla kazanma çabalarımız.

Mahsun olanları sevindirmek adına, meşakkate katlanmaya, başkalarına vermenin nasıl bir huzur ve hazza dönüştüğünü hissederek daha çok paylaşamaya başlasın Muhammet ümmeti.

Hoş geldin ey! eşref ayı, ayıp kusur ve gafletle zillete düşen şahıslara af kanatları açılsın, ümmet şanlı İslam ülkelerinin aziz fertleri olsun…

Pide kokusu, çocuk cıvıltıları ile dolan sokaklar, göklerden gelen rahmet rayihaları ile donansın, bu hava ruhları serinletsin.

Dua zincirleri oluşturulsun, camilerden gönüllere, gönüllerde yedi kat göklere, dua dua çalınsın rabbin kapısı…. Toplu atan yürekler daha çabuk icabet görür, mülahazası ile toplu ibadetlerimiz ve dualarımız sunulsun yüce huzurda, “hadi isteyin” denilsin “burası isteyene karşılıksız veren en ulu kapı…”

Ramazan ayı, gecenin kalbi, müminin kalbi ve yeryüzünün kalbi olan kabe’nin şubeleri mesabesindeki camiiler buluşsun… Camiiler rabbin huzuruna gitmek için şevkle koşturan, hakkın huzurunda, huzura teşne olan bedenlerle, dolsun, taşsın, bütün kalplerde Allah adı terennüm edilsin. Dualarımız müşterek olsun,

RAMAZANI ŞERİFİMİZ HAYROLSUN, KUTLU OLSUN.

Rukiye Yıldız Erdoğmuş/HABERVAKTİM

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.