Erdoğan'ı isyan ettiren atama
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partilerin oylanma zamanının 2011 milletvekili seçimi olduğunu belirterek, referandumla ilgili ''Ama burada 'Evet' var, 'Hayır' var. Parti işareti yok. Mühürü geleceksin, basacaksın. Onun için de ben CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye oy vermiş bütün kardeşlerime sesleniyorum, sakın ha bu oyuna gelmeyin'' dedi.
Erdoğan, partisinin Kocaeli'de düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, siyasette dürüstlüğü istediklerini ifade etti.
Hiçbir zaman bir araya gelemeyenlerin şimdi bir araya geldiklerini vurgulayan Erdoğan, ''CHP, MHP, BDP, YARSAV, o malum medya... O malum medya, o 411 oy çıktığı zaman, ben buradan sesleniyorum MHP'ye, özgürlük savunucularına da sesleniyorum; o malum medyanın en büyük gazetesi, Türkiye'de en çok satan gazeteydi, nasıl başlık attı o gün? 'Kaosa kalkan 411 el' dedi. Yani onu, o özgürlük olayını bir kaos olarak gösterdi. Parlamentoda yasama organının almış olduğu böyle bir kararı sen nasıl oluyor da bir kaos olarak gösteriyorsun? Sizin özgürlüklere saygınız bu mu? Eğitim özgürlüğüne saygınız bu mu? İnanç özgürlüğüne saygınız bu mu? Bunların özgürlük anlayışı bu'' diye konuştu.
Erdoğan, anayasa değişikliği paketiyle getirilen düzenlemelere de işaret ederek, şöyle devam etti:
''İşte şimdi bu değişiklikle ne geliyor? Hak ve özgürlükler noktasındaki en geniş alan doğuyor, 'evet' mi? Mesele bu. Sevgili kardeşlerim geleceğimizi, kendimizin ve çocuklarımızın geleceğini oylayacağız. Partilerin oylanma zamanı 2011 milletvekili seçimidir. Bu konuda da tercihler özellikle genel seçimde ortaya konacak. Ama burada 'evet' var, 'hayır' var. Parti işareti yok. Mühürü geleceksin, basacaksın. Onun için de ben CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye oy vermiş bütün kardeşlerime sesleniyorum, sakın ha bu oyuna gelmeyin.''
Alanda bulunan vatandaşlardan, muhalefetin 'Hayır' derken neye 'Hayır' dediğini, kendilerinin 'Evet' derken neye 'Evet' dediğini değerlendirmesini isteyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''İnanın bunlar anlatamıyorlar, anlatamayacaklar da. Şimdi kardeşlerime diyorum ki 'Kime oy verirsen ver, parti olarak neyi tutuyorsan tut, halk oylamasında gel, bu 26 madde nedir buna bak'. Şimdi anayasa değişikliğini oyluyorsunuz. Biz AK Parti olarak dedik ki 'Türkiye bu anayasayla yoluna devam edemez. Türkiye bu anayasayla dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alamaz. Türkiye bu anayasayla 1 trilyon dolar ticaret hacmine ulaşamaz. Türkiye bu anayasayla bölgesinde, dünyada güçlü bir ülke olamaz. Anayasayı değiştirmemiz gerekiyor' dedik. Bize herkes 'Evet' dedi. 'Bu anayasa darbe anayasasıdır' dediler. İşte dün, 'Bu anayasa darbe anayasasıdır' diyenler şimdi sesini çıkarmıyor. Benim de garibime giden o.
Değerli kardeşlerim, bu seçimde ne var? İki şey var. Bir; darbe anayasasından yana olanlar, iki; milletin anayasasından yana olanlar. Milletin anayasasına 'Evet' mi?''
-''DARBECİLERİ DE BİLİYORSUNUZ NEREDE''-
Başbakan Erdoğan, alanda bulunanlardan 'Evet' cevabını alması üzerine, şöyle devam etti:
''Millet burada. E darbecileri de biliyorsunuz nerede. Bir taraftan 'Ben darbe anayasasına karşıyım' diyeceksin, o 12 Eylülde sehpaya götürülenler, soldan, sağdan idam edilenler, hatta hatta bir televizyon kanalında izledim, işte o dönemin o ifadeleri gerçekten çok düşündürücüydü, 'Soldan getirdiler, sağdan da var mı dedim. Onu bekledim. Sağdan da geldi, o zaman dengeyi kurduk, şimdi idam edebilirsiniz dedim. Bir sağdan idam ettik, bir soldan idam ettik. Dengeyi koruduk'. Bunu da böyle gururlanarak anlatıyor. Ya böyle bir anlayış olur mu? Ve bunların çoğu yargısız infaz. Aynı olayları ne zaman yaşadı bu millet? 27 Mayıs'ta yaşadı. Tabii şu anda bu alanda olan özellikle gençlerimizin çoğu ne 12 Eylülü bilir, ne 27 Mayısı bilir. Gençler, ben size bunu hatırlatmak istiyorum. Bak, yakın, çok yakın siyasi tarihimizde bu millet bunları yaşadı. Şimdi Başbakanınıza, AK Parti Genel Başkanına, 'Sen Menderes'in akıbetini bilmiyorsun' diyen bir muhalefet var bu ülkede. Ben onların akıbetini çok iyi biliyorum. Ama biz yola çıkarken zaten beyaz elbisemizi yanımıza aldık, öyle bu yola çıktık. Çünkü biz biliyoruz ki her nefis, er veya geç ölümü tadacaktır. Kimi neyle korkutuyorsun?''
-''MUHTAR BİLE OLAMAZSIN' DEDİNİZ, NE OLDU?''-
Üstatlarından ''başarının korkuyu korkuttuğunu'' öğrendiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti:
''Biz bu yola böyle çıktık. Onun için de bizi bunlarla ürkütemezsiniz. Sizler, bize 'Muhtar bile olamazsınız' dediniz. Ne oldu? Hani bize 'Muhtar bile olamazsın' diyenler nerede? O başlığı atan medya nerede? Burası verecek o kararı, burası. Millet, millet... Siz bu millete saygı duymadınız. Kendinizi bu milletin üstünde gördünüz. Biz ise en büyük saygıyı milletimize duyarız. Bizler çalışmayı yaparken baktık ki CHP kapısını kapatıyor, MHP kapısını kapatıyor, arkadaşlarımız buna rağmen gitti ve netice alamadı. Bunun üzerine parlamento dışındakilerle görüşmelerimiz oldu. Üniversite, akademisyen, bunlarla görüşmelerimiz oldu. Medyayla, STK'larla görüşmelerimiz oldu. Bunun neticesinde size işte bu taslağı hazırladık. Ve dedik ki 'Nihai kararı millet verecek'. 14 gün 14 gece parlamentoda çalıştık. Hatırlıyorsunuz değil mi? Muhalefet doğru dürüst zaten Meclise gelmedi. Hatta bana da laf attılar; 'Herhalde Başbakan'ın işi gücü yok, devleti bıraktı buraya geldi'. Ayıptır ayıp. Anayasa hazırlamaktan daha önemli ne olabilir? Devleti onunla yöneteceksin. Biz sağlıklı bir yönetim bulamıyoruz. ''
Telekom'un 1992'de özelleştirilmek istendiğini, o zaman Türkiye'nin borcunun 22 milyar dolar olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Telekom'a 25 milyar dolar teklif geldi. 22 milyar dolar borç var, 25 milyar dolar teklif geldi. Maalesef Danıştay ve Anayasa Mahkemesi yol vermedi. Yol vermeyince iptal edildi. İptal edilince o fırsat gitti. Bir daha o parayı gel de bul. Bunun hesabını nasıl vereceksiniz ya? Nasıl vereceksin? İşte biz bu yanlışın düzeltilmesini istiyoruz'' diye konuştu.
-''BURALAR BİRİLERİNİN DEĞİL, MİLLETİN ARKA BAHÇESİ OLACAK''-
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Düşünebiliyor musunuz, ben bir vali atayacağım, bir vali atama yetkim yok. Niye? Eğer Danıştay'la münasebetler yerindeyse tamam. Hemen Danıştay tekrar yerine iade. Yerindelik hakkı benim, yürütmenin. Sen buna karışamazsın. Ve bu anayasanın amir hükmü. Buna bile müdahale ediyorlar. Düşünebiliyor musunuz, bir il turizm müdürünü 23-24 kere biz alıyoruz, onlar iade ediyor, biz alıyoruz onlar iade ediyor. Ya böyle köşe kapmaca oynanır mı? Bu ülkeyi siz mi yönetiyorsunuz, biz mi yönetiyoruz. Milletin karşısına Danıştay, Yargıtay mı geliyor, Anayasa Mahkemesi mi geliyor, biz mi geliyoruz? İşte onun için bu değişiklik paketinin yapılmasına 'Evet' mi? Olay bu.
Bütün bunların yanında, artık birilerinin arka bahçesi olmayacak, ne Anayasa Mahkemesi ne de Danıştay, değerli kardeşlerim ne de Yargıtay. Ya? Bütün buralar artık tamamıyla milletin arka bahçesi olacak. Millet güvenecek. Sevgili kardeşlerim, bizler işte bu aşkla yola çıktık. Ve dedik ki; 'Gelin halka gidelim'. Bunlar halktan kaçtılar. Nereye gittiler? Anayasa Mahkemesine gittiler. Sonunda ne oldu? Anayasa Mahkemesinden 1-2 esasa müteallik müdahaleler olsa da gönderdiğimiz bu değişiklik çıktı.
Şimdi işte karşınızdayız. Şimdi Millet Meclisinde mensuplarına, 'Oy kabinine gitmeyin' diyenler, yani vekiller, şimdi asıllara geldiler, benim halkıma, milletime ne diyor; 'Sakın ha, 12 Eylülde sandığa muhakkak git, 'Hayır' de'. Sen gitmedin, şimdi seni oraya gönderenlere nasıl oluyor da 'Sandığa git' diyorsun? Benim Kocaelili kardeşim enayi mi ya? O ne yapacağını çok iyi bilir. Sandıkları 'Evet'le patlatmaya hazır mıyız? Mesele bu.''
Referanduma kadar kalan süreyi çok iyi değerlendireceklerini ifade eden Erdoğan, ''Değerli kardeşlerim, özellikle işçi kardeşim, emekçi kardeşim. Bak, iki ayrı sendikaya üye olma yolu açılıyor sana. Ve bu anayasaya giriyor. Buna 'Evet' mi? Çalışma hayatında en büyük değişime, alın terinin daha güçlü hak mücadelesine 'Evet' mi? Elbette biz, memur kardeşlerimizi de unutmadık. Anayasa değişikliğiyle memur kardeşlerimize toplu sözleşme hakkını getiriyoruz. Değerli kardeşlerim, bununla da kalmıyoruz, bu toplu sözleşmeye bağlı olarak emekli memur kardeşlerim de bundan aynen istifade ediyorlar, 'Evet' mi? Değerli kardeşlerim, tabii bu yaptığımız değişikliğin içeriğine karşı çıkamıyorlar.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi daha güçlü bir hukuk sistemine kavuşturacaklarını belirterek, ''Anayasayı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını değiştiriyor, hukukta artık kast sistemine, kapalı devre sistemine son veriyoruz'' dedi.
Partisinin Kocaeli'de düzenlediği mitingde konuşan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'Anayasa içinde niye ceviz yok, niye fındık yok, niye çay yok?' anlayışıyla yaklaştığını kaydederek, ''muhalefet liderinin istikametini şaşırdığını'' söyledi.
''Biz Anayasa değişikliği yapıyoruz, yemek kitabı hazırlamıyoruz'' diyen Erdoğan, Anayasa değişikliğinin 30 yıldır ihmal edilen sendikal hakları getirdiğini, Anayasa değişikliğine karşı çıkanların pek çoğu gibi muhalefetin de derdinin ''üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek'' olduğunu kaydetti.
Erdoğan, kendilerine zarar vermek adına, işçilerin 30 yıllık mücadelesine, emekçilerin yıllarca ihmal edilen mücadelesine yardımcı olacak Anayasa değişikliğine karşı çıkıldığını vurgulayarak, verilecek ''Evet'' oyunun sendikal hakların gelişmesini sağlayacağını kaydetti.
Sanayi şehri Kocaeli'de ''Evet'' oylarında bir patlama olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, çocuk istismarının önüne geçeceklerini, kadın haklarında çok ciddi bir değişim getirdiklerini, kadın haklarının anayasal koruma altına alındığını, yaşlı, özürlü, dul, yetim, şehit yakını ve gazilere güçlü haklar sağladıklarını, bunun için 12 Eylül'deki oylamada 'Evet' denilmesi gerektiğini ifade etti.
-''TÜRKİYE'Yİ DAHA GÜÇLÜ BİR HUKUK SİSTEMİNE KAVUŞTURUYORUZ''-
Türkiye'deki hukuk sistemini de değiştireceklerini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye'yi daha güçlü bir hukuk sistemine kavuşturuyoruz. Anayasayı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısını değiştiriyor, hukukta artık kast sistemine, kapalı devre sistemine son veriyoruz. Çok enteresan, şu anda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu çalışmalara ara veriyor. Yine ideolojik yaklaşımlar devreye giriyor. Bir anda bakıyorsunuz bir mahkemenin tamamını neredeyse lağvetmiş. Bununla bir yere varamazsınız. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna biz atama yapmıyoruz. Kim yapıyor biliyor musunuz? Kocaeli'den tutun da ta Karadeniz'e kadar, Van'a kadar buradaki hakim ve savcılarımız oy kullanacak. Oy kullanırken değerli kardeşlerim, 10 tane adayı onlar tespit ediyor. Meclisle ve bizimle hiç alakası yok. Ya bunlar savcı ve hakim arkadaşlarına bile inanmıyor ve güvenmiyorlar. Çünkü tezgahı kurmuşlar. Şimdi tezgah bozuldu.''
''Üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne geçme'' çağrısı yapan Erdoğan, öğrencilerle ilgili olarak birçok hizmete imza attıklarını, son 7,5 yılda 150 bin dersliği bitirdiklerini, sadece Kocaeli'de 5207 dersliği tamamladıklarını kaydetti.
Erdoğan, Kocaeli Üniversitesinde 2 fakülte, 6 yüksekokul, 4 meslek yüksekokulu, Kocaeli Konservatuvarı ve Teknopark'ın hizmete girdiğini ifade ederek, kitapların ücretsiz dağıtıldığını, fakir fukara erkek öğrencilerin ilköğretimde 20 TL, kız öğrencilerin 25 TL aldığını belirtti.
Ortaöğretimde erkek öğrenciye 35 TL, kız öğrenciye 45 TL verdiklerini anlatan Erdoğan, göreve geldiklerinde üniversite öğrencilerinin 45 TL aldıklarını, kendilerinin 200 TL verdiklerini, Kocaeli'de öğrenciler için 3 bin 748 yatak kapasitesi ilave ettiklerini söyledi.
Sağlıkla ilgili yatırımlara da değinen Erdoğan, bu alanda Kocaeli'ye 377 trilyon yatırım yaptıklarını, sosyal devlet anlayışını benimsediklerini ve bunun gereğini yerine getirdiklerini, fakir-zengin ayrımını ortadan kaldırdıklarını kaydetti.
-''YAPACAĞIMIZ DAHA ÇOK İŞ VAR''-
Erdoğan, yapacakları daha çok iş olduğuna inandıklarını, hedeflerinin önce insan, sonra devlet olduğunu belirterek, ''Belediye başkanı iken öğrencilere burs veremeye başladım. CHP onu da Anayasa Mahkemesine verdi ve onu da iptal ettirdi. Şimdi belediyeler öğrencilere burs veremiyor. Gereken dersi bunlara siz vereceksiniz. Hem 12 Eylül'de, hem de 2011 seçimlerinde'' diye konuştu.
Kocaeli'de 2010'da aile hekimliğine geçeceklerini, artık herkesin aile doktoru olacağını belirten Erdoğan, TOKİ aracılığıyla Kocaeli'de 13 bin konut inşaatı başlattıklarını, şu ana kadar 7 bin konutu sahiplerine teslim ettiklerini kaydetti.
Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde Kocaeli'ne 151 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, iktidarları döneminde 7.5 yılda 79 kilometre yol yaptıklarını, 2012 yılının sonunda hızlı trenin de Kocaeli'den geçeceğini söyledi.
Bir zamanlar Ziraat Bankası'nın çiftçiye yüzde 59'la kredi verdiğini, kendilerinin ise bu rakamı yüzde 13'e çektiğini anlatan Erdoğan, çiftçiye verdikleri kredi miktarını da artırdıklarını kaydetti.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylülde yeni bir başlangıç yapılmasını ve bembeyaz yeni bir sayfa açılmasını isteyerek, ''Unutmayın her 'Evet' demokrasiye davettir, unutmayın, her 'Evet', adalete davettir, unutmayın her 'Evet', özgürlüğe davettir, hukuka davettir'' dedi.
Erdoğan, partisinin Kocaeli'de düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, hükümetleri döneminde çiftçiye yaptıkları katkıları anlatarak, vakıf eserlerinin de restorasyonunun devam ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''12 Eylülde yeni bir başlangıç yapalım, bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Hazır mıyız? Öyleyse unutmayın, her 'Evet' demokrasiye davettir, unutmayın, her 'Evet', adalete davettir, unutmayın her 'Evet', özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Şimdi merhum Menderes'in ifadesiyle 'Söz sizde'. Ben de diyorum ki; karar da sizde, mühür de sizde... Öyleyse sevdamız millet, kararımız 'Evet'. Sevdamız millet, oyumuz 'Evet.''
Bir de zafer türküleri olduğunu belirten Erdoğan, ''Her kutlu doğum sancılı olur, inşallah bunu yaşayacağız'' dedi. Başbakan Erdoğan, katılımcılarla birlikte ''Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber yandık bu yakıcı güneşte, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda, bana her şey sizi hatırlatıyor'' sözlerini söyledi.
Erdoğan, konuşmasını, ''Günümüz kutlu olsun, Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun, 12 Eylül çifte bayram olsun, Allah yardımcımız olsun'' diye tamamladı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının sonunda katılımcılara kırmızı karanfil attı.
-MİTİNGDEN NOTLAR-
Mitinge, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve AK Parti Kocaeli milletvekilleri katıldı.
Kocaeli Perşembe Pazarı Meydanında düzenlenen AK Parti'nin ''referandum'' mitingi, yaklaşık 1,5 saat gecikmeli başladı. Havanın sıcak olması ve Ramazan nedeniyle zor anlar yaşayan katılımcılardan oruç tutmayanlara su ikramında bulunuldu.
''Evet söz milletin, evet karar milletin'' yazılı pankartlar ile Türk bayrakları ve AK Parti bayrakları taşıyan katılımcılara üzerinde ''Evet'' yazan şapkalar ve balonlar dağıtıldı.
Miting alanı ''Sevdamız millet/kararımız evet'' ve ''Söz milletin, evet karar milletin'' yazılı flamalarla süslendi.
Sıcak hava dolayısıyla meydana kurulan boru ağı aracılığıyla katılımcıların üzerine sürekli gül suyu esanslı su püskürtüldü.
Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı miting sırasında ambulanslar da hazır bekletildi.
Konuşması sırasında bir vatandaşın bayıldığını gören Başbakan Erdoğan, konuşmasına ara vererek, sağlık ekiplerinin yardımcı olmasını istedi.
Başbakan Erdoğan'ın konuşma yaptığı sahnenin yan tarafına, Kocaeli Sivil Anayasa Platformunca hazırlanan ''Bu mesele memleket meselesi. Evet'' yazılı dev pankart asıldı.
Mitingde, DP'li Karamürsel Belediye Başkanı İsmail Yıldırım, AK Parti'ye katıldı.
Bu arada, referandumda ''Evet'' oyu kullanacağını ifade eden eski Galatasaraylı futbolcu Suat Kaya da mitingde yer aldı.
-TATSIZ OLAY-
Bu arada, miting öncesinde basın mensuplarının meydana alınacağı giriş kapısını bulmaya çalışan Anadolu Ajansı Kameramanı Murat Halezeroğlu, gazetecilerin alınmayacağı gerekçesiyle birkaç giriş kapısından geri çevrildi.
Bir başka giriş kapısına gelen Halezeroğlu'na, buradan da basın mensuplarının alınmayacağı ifade edildi. Halezeroğlu, bunun üzerine görevli sivil polise ''O zaman basın mensupları alana hangi kapıdan girecek?'' sorusunu yöneltti.
Sivil polis, ''Bana ne, hangi kapıdan girerseniz girin. Eline her kamerayı alan buraya geliyor. Sıcak zaten başıma geçmiş, sen benim kim olduğumu biliyor musun?'' diyerek Halezeroğlu'nun yakasına yapıştı.
Diğer sivil ve resmi polislerin de vurmaya başladığı Halezeroğlu'nu, araya giren meslektaşları kurtardı.
Olay, daha sonra Kocaeli Emniyet Müdürü Yusuf Çalkavur'a iletildi. Olay yerine gelen Çalkavur, olayın nasıl gerçekleştiği konusunda Halezeroğlu ile konuştu.
Çalkavur, kameraman Halezeroğlu'na üzüntülerini ileterek, sorumlular hakkında gerekeni yapacaklarını bildirdi.
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.