Hiçbir kâfire rahat vermeyeceğiz
İstiklâl Marşı Derneği’nce düzenlenen tartışmalı konferansların ikincisi “Modernlik ve Türklük” başlığı altında Ankara'da gerçekleştirildi.
Konuşmasına Eleanor Roosevelt'in “Nobody can make you feel inferior without your permission” (Kendi müsaadeniz olmaksızın kimse size kendinizi aşağı hissettiremez) sözünü hatırlatarak başlayan İstiklâl Marşı Derneği Genel Başkanı İsmet Özel, asıl meselenin, yaşadığımız yerde Türk olarak kafire karşı sözümüzün geçip geçmediği meselesi olduğunu belirterek, Türkiye'nin, Türk Milleti'nin Mekke'yi ve Medine'yi müdafaa edememiş olmanın acısıyla elde tutabildiği vatan olduğunu vurguladı.
Özel, İstiklâl Marşı Derneği'nin Türkiye'nin sınırlarının değişmesi konusunda hiçbir kafire rahat vermeyeceğini beyan ederek konuşmasını tamamladı.
Tartışmalı konferansa katılan konuşmacılar arasında ilk sırayı alan Adem Yıldırım, modernlikle ilgili olarak yazılıp çizilmekte olan şeylerin, modernliğin ve Türklüğün hakikatini örtmeye yönelik şeyler olduğu hususuna temas etti.
Durmuş Küçükşakalak, İstiklâl Marşı'nın, garbın afakını kendi ufkumuz sanma aymazlığını bertaraf eden esasları ihtiva ettiğine işaret ederek modernliğin ve Türklüğün birbirini etki altına alan bir zıtlığı taşıdığını ifade etti.
Mustafa Özköylü de, konuşmasında Türklerin yaptıkları işleri yalnızca Allah için yapan kimseler olduğuna işaret ederek; modernliğin bir yeniliği değil, eskiten, bozan, çürüten bir işlevi taşıdığını dile getirdi.
Cafer Berçin ise, modernlik ve Türklük arasında bugüne kadar gelen zıtlaşmanın, asıl olanın kim olduğu ve ana gövdeyi kimin temsil ettiği hususundaki kavga olduğuna dikkat çeken bir konuşma yaptı.
Mehmet Kendirci, modernizmin hayatı doğum ile ölüm arasına sıkıştıran bir dünyevileşme anlayışını etkinleştirdiğine işaret ederek, Müslüman hayatının üstün vasıflarını tebarüz ettirecek örnekler verdi.
Murat Ural, Türklüğün, bariz vasfı helal ile haram arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmak olan modernliğe karşı bir tavır olarak tebarüz ettiğini; modernliğin ise Tanzimat'tan bugünkü Anayasa referandumuna gelene dek Türk'süz bir İslam, İslam'sız bir Türk tesis etmeye matuf faaliyet gösterdiğini vurguladı.
Sezgin Ceylan, modernliğin insan fıtratına olan zıtlığına işaret ederek modern insanın kendi benliğini ilahlaştıran bir insan tipi olduğunu, bu bakımdan modernliğe karşı söylenebilecek tek sözün ancak Türklüğe ait olduğunu ifade etti.
Toplantı, dinleyicilerin tevcih ettiği soruların cevaplandırılmasıyla birlikte sona erdi.
Vakit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.