Ölüm sizce nedir?
Ölüm, tüm mutsuzları iyileştiren acı ilaç… Bazen bir ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütûf… Doğduğumuz gün ölmeye başlıyoruz aslında…
Hayatı ölümün sayesinde seviyoruz. Hayatı ölümle, ölümü de hayatla kirletiyoruz. Her nefesle ölümümüze bir adım daha yaklaşıyoruz. Ölmek için doğuyor, ölümsüz bir hayata dirilmek için ölüyoruz. Ölümü içimizde, beynimizde bir kıymık gibi taşıyoruz. Ölüm korkusunu ölümden beter yaşıyoruz. Tıpkı bu limandan yıllar önce demir almış tüm yazarların, şairlerin yaptığı gibi… İşte öldükten sonra da yaşayan ve hâlâ yolumuzu ışıklandıran mutasavvıfların, fikir adamlarının, yazar ve şairlerin ölüm hakkındaki düşünceleri… Biz sorduk, onlar çoktan cevaplamıştı.
Ölümü tarif eder misiniz?
MUHAMMED İKBAL: Uykuyu hafif bir ölüm, ölümü de ağır bir uyku bil.
NECIP FAZIL KISAKÜREK: Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber;
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü peygamber.
Ölümden korkar mısınız?
EŞREF: Düşünsek biz ömürden korkmamak lazım gelir, zira yerin altında üstünden ziyade akrabamız var.
YUNUS EMRE: Ölümden ne korkarsın! Korkma, ebedi varsın!
Ölüm sık sık aklınıza gelir mi?
NECIP FAZIL KISAKÜREK: Başım çığlıklı çocuk, onu nasıl uyutsam;
Ne yapsam da ölümü bir saatçik unutsam.
ORHAN ŞAIK GÖKYAY: Ölüm akla gelmez insan sevince; sonunu düşünmez inceden ince.
Sizce insanlar öleceği günü bilselerdi ne olurdu?
FARUK NAFIZ ÇAMLIBEL: Öleceği gün meçhul olmalı insanların!
O gün uzak olsa da değil mi günü belli,
Yoktur günü belli ölümlere teselli.
İnsanlar niçin ölür?
ARIF NIHAT ASYA: İnsan var, öfkesiyle hıncından ölür;
İnsan var, yılların basıncından ölür…
Bir gün bakamaz kızarmadan çevresine
Ey gökyüzü, insan var, utancından ölür.
İnsanlar kendilerini öleceklerine alıştırırlar mı? Ya da alıştırmalı mı?
NAMIK KEMAL: İnsan ne idraksiz mahlûktur! Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de kendinin öleceğine inanmak istemez.
Ölümün yanında hayatın hükmü nedir?
FIRDEVSI: İnsan bir kapıdan girer, öteki kapıdan çıkar. Zaman insanın aldığı solukları hesaplamakla meşguldür.
BEYAZID-I BESTAMI: Kalbin her çırpıntısı kendi ecelinin ayak sesleridir.
MEVLANA CELÂLEDDÎN-I RÛMÎ: Ölümde adaletli ve dindar kimseler için hayat vardır.
Ölümle ilgili herkesin anlattığından farklı bir şey söyleyebilir misiniz?
CENAB ŞAHABETTIN: Kâinatta yalnız bir sosyalist tanırım. Ecel.
NAZIM HIKMET: Beraber yaşanır, dövüşülür beraber, ama herkes kendi payına ölür.
Sizce ölüm herkese farklı mı gelir?
VICTOR HUGO: Ölüm bu; ne hükümdar tanır, ne soytarı, herkesi aynı iştahla yutar.
Ölüm olmasaydı ne olurdu?
VOLTAIRE: Ölüm olmasaydı onu icat etmek zorunda kalırdık.
Sizce ölüm nasıl bir şeydir?
TURGENYEV: Ölüm eski bir şeydir, ama her insana yeni görünür.
J. LUCKEY: Ölüm yoktur! Yıldızlar başka bir kıyıda doğmak için batarlar.
GOGOL: Ölüm olmasaydı hayat bütün güzelliğini kaybederdi. Her şey ölüm için yaşıyor.
Ölümle sonuçlanacağını bildiğimiz bir hayatı nasıl yaşamalıyız?
OSCAR WILDE: Ölüm yokmuş gibi yaşamalı ve ölümü yaşamamış gibi karşılamalıyız.
EPIKTETOS: Ölüm daima gözünün önünde olsun. O zaman adî endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla hırsla arzu etmezsin.
AHMET CAN / VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.