Haksöz Dergisinin Aralık Sayısı Çıktı!
“Kur’an’ın aydınlığına doğru” şiarıyla aylık yayınını sürdüren Haksöz’de bu ay NATO ve Füze Kalkanı konusu manşete çıkarıldı. “Hükümet Füze Kalkanı Projesini Onayladı! Biz Onaylamak Zorunda Değiliz!” başlıklı Gündem yazısında konunun nasıl değerlendirilmesi gerektiği ele alınıyor ve felaket senaryoları üretmekten ziyade tavır almaya çağrıda bulunuluyor.
Konuyu irdeleyen Bahadır Kurbanoğlu, NATO kılıfı giydirilmiş ABD’nin yeni saldırı doktrininin öncelikli hedefinin kim olacağını tartışıyor. Hükümetin yaklaşımlarını da irdeleyen Kurbanoğlu, muhaliflerin üzerine düşen sorumluluklara dikkat çekiyor. Murat Özer ise dünden bugüne NATO’yu işliyor. “Haçlıların son ordusu” olarak nitelediği NATO’nun, kurulduğu günden bu yana icraatlarını ele alan Özer, neden NATO’ya karşı durmak gerektiğine cevap veriyor.
Başörtüsü Anketleriyle İlgili Çarpıcı Analizler
Dergide TESEV ve TİKAD tarafından yapılan başörtüsü anketleri ve son süreç başörtüsü tartışmaları da ilgi çekici yazılarla değerlendiriliyor. Gülşen Demirkol Özer, “HİÇ” başlıklı yazısında bugüne kadar başörtüsünü savunanların seslerini duymazdan gelip, bugün anketler üzerinden konuşanları öykü diliyle betimliyor yokluktan sayılarla var olmanın hikâyesini anlatıyor. Esra Çifci Dindar, TESEV’in çalışma hayatında başörtülü kadınlar raporunu; Gülsüm Peker Alpay ise TİKAD’ın başörtüsünü inanca bağlayan anket sonucunu enine boyuna analiz ediyorlar. Böylelikle süreçte gelinen nokta bizzat başörtüsü mücadelesi verenlerin kaleminden yorumlanıyor.
Batılı, alaturka ve postmodern “kamusal alan” algılarını masaya yatıran Serdar Bülent Yılmaz, Türkiye’ye özgü tahakkümcü kamusal alanın arka planına dikkat çekiyor. Yılmaz, bugün mutlak özgürlük alanı olarak sunulan postmodern kamusal alanın çelişkilerine ve tehlikelerine de dikkat çekiyor.
Uzun süredir Milli Güvenlik Derslerinin kaldırılmasını talep eden yazılara yer verilen dergide bu ay Kenan Alpay, ders kitabının içeriğini konu ediniyor. Eğitimde seçim hakkı tanınmayan alan, Türkçü şartlandırma, milliliğe endekslenmiş menfaat anlayışı, her derde deva TSK mantığı, milli birlik felsefesi ve devletin kutsallığı, komşularla çatışmacı dış politika, Atatürkçülük gibi başlıkları öne çıkaran Alpay, ilk sayfasından son sayfasına Milli Güvenlik Bilgisi ders kitabının okullardaki milli güvenlik siyaset belgesine tekabül ettiğini ortaya koyuyor.
Naipaul’un davet edilişi ile ilgili tartışmalar ise Sezai Arıcıoğlu tarafından ele alınıyor. Arıcıoğlu İstanbul 2010 Ajansı’nı iktidarın kendine yakın sermaye yaratması üzerinden de ele alıyor.
Dergide Zafer Bangaş ve Maksud Cevadov’dan yapılan iki çeviri yazıda ise Mekke’nin ticari bir kente dönüştürülerek haccın içinin boşaltılma çabaları ile Bosnalı Müslümanların yaşadığı süreç ve bugün karşılaştıkları tehditler konu ediliyor.
Sahabenin yetişme tarzı örnekliği üzerinden Kur’an nesli pratiğinin nasıl olması gerektiği konusunu işleyen Şefik Sevim, Kur’an neslini inşa süreciyle ilgili tespitleri madde madde değerlendiriyor. Ekin Yayınları’nın önümüzdeki süreçte yayınlayacağı Abduh ve Reşid Rıza’nın MANAR tefsirinden de bir bölüme yer veriliyor. “Yaratılış Kıssasına Giriş ve İsimlerin Öğretilmesi” başlıklı yazı Âdem kıssasını konu ediniyor.
Kültür-sanat bölümünde ise Grup Genç’le bir röportaja yer veriliyor. “Sözü Var” adlı yeni albümünün konuşulduğu röportajda Grup Genç’in sanata ve Müslüman camiada yapılan müziğe bakışını da okuyabilirsiniz.
Yine bu bölümde Günay Bulut’un öyküsü dikkat çekiyor. Bir ilköğretim öğrencisinin başörtüsü takmaya başlamasıyla yaşadığı sorun ve duyguları etkileyici bir dil ile ortaya koyan öyküyü ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Zehra Çomaklı Türkmen ise Milli Güvenlik Derslerinde yaşanan sorunları masalsı bir üslupla ele alıyor. Son sayfada ise Bünyamin Doğruer’in bir denemesine yer verilmiş.
Derginin arka kapağında ise bugünlerde yeniden gündemleşen “Hayata Dönüş” katliamıyla ilgili bir çalışma yer alıyor.
İrtibat:
0212 524 10 28 / 534 58 08
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.