Washinton'daki Osmanlı izleri
ABD'nin ilk Başkanı George Washington anısına binbir uğraşla yapılan, Mısır'ın antik çağ yapı ve tapınaklarını andıran Washington Anıtı, Amerikalılara hem özgürlüğü, hem de Başkan Washington'ın ülkesine yaptığı "katkıların enginliğini" anlatıyor.
Toplam 36 bin 491 bloktan oluşan ve en tepesine 897 basamak kullanılarak çıkılabilen anıtta artık yürümek yasak olsa da şehri ayaklar altına alan muhteşem manzarasını görmek isteyenler, asansörleri kullanmak için ya aylar öncesinden rezervasyon yaptırıyor ya da sabahın erken saatinden itibaren kuyruğa giriyor. Ziyaretçiler, dört köşeli anıtın üç yanından Kongre, Beyaz Saray ve Lincoln Anıtı'nı tepeden izleme fırsatı buluyor.
Washington ve ABD ile özdeşleşen bu anıtın yapılışı ve Osmanlı ile bağlantısı ise hayli ilginç bir hikaye...
-18 YIL YARIM KALDI...-
Ölümünün ardından ABD'nin ilk Başkanı Washington'ı onurlandırmak ve ülkesine katkısını hatırlatmak için anıt yapılması fikri ortaya atılmış, nerede ve ne tür bir anıt yapılaşacağına ilişkin yıllar süren tartışmaların ardından düzenlenen yarışmada mimar Robert Mills tarafından hazırlanan dikili taş şeklindeki anıt planı kabul edilmişti.
Anıtın ilk köşe taşı 1848 yılında törenle ABD'nin bağımsızlık günü olan 4 Temmuzda konuldu. Ancak para sıkıntısı, siyasi çekişmeler ve iç savaş nedeniyle, 47 metreye kadar yükselen anıtın yapımı 1858 yılında durduruldu. 18 yıl aradan sonra 1876 yılında dönemin Başkanı Ulysses Grant'ın anıtın tamamlanması talimatını vermesi üzerine orduda mühendis olan Thomas Carey tarafından inşaata devam edildi.
Mills'in planında bazı değişikliklere gidildi. Anıtın son taşı 6 Aralık 1884 yılında eklendi, resmi açılışı da 9 Ekim 1888'de yapıldı. Ancak uzun yıllar yarım kaldığı için anıtta taşlar arasında renk farklılığı bugün bile çıplak gözle görülebiliyor.
Açılışının ardından ise ilk 6 ayda 10 bini aşkın kişinin 897 basamağı tırmanarak tepesine çıktığı anıt, günümüzde yılda bir milyona yakın ziyaretçi ağırlıyor.
-"İKİ ÜLKE ARASINDAKİ DOSTLUĞUN GÜÇLENDİRİLMESİ İÇİN..."-
Dönemin hükümeti, anıtın yarım kaldığı dönemde bunun bir özgürlük sembolü olduğuna vurgu yaparak, diğer eyalet ve ülkelerden hatıra taşları göndermeleri teklifinde bulundu ve bağışlanan her hatıra taşının iç kısmına bu eyalet ve ülkelerin adının yazılacağını bildirdi.
ABD'nin yazısı kendisine ulaşan Sultan Abdülmecid de anıta hatıra için üzerinde yaldızlı tuğrası bulunan 60x20x152 santimetre ebadındaki blok taşı gönderdi. Abdülmecid'in mermer üzerine tuğrasını da Ayasofya'da yazıları asılı olan Türk hat sanatçısı Kazasker Mustafa İzzet Efendi işledi. Mermerin üzerine de "Ebedi dostluğa destek için, Abdülmecid Han, haysiyetli adının Washington'daki uzun taşa yazılmasına izin verdi" ifadesi yazıldı.
Ülkelerden ve eyaletlerden gelen bu hatıra taşlar, anıtın katlarındaki iç kısımlara yerleştirildi. Osmanlı Devleti'nden gelen mermer blok taş, anıtın 17. katında yer alıyor. Ancak, anıtın merdivenleri artık kamuya kapatıldığı için bu özenle hazırlanmış mermer taşını görebilmek artık mümkün değil. Ziyaretçiler anıtın tepesinden aşağı inerken, asansör bazı hatıra taşların yanından geçerken yavaşlıyor, ancak bu şekilde de daha çok ABD'nin eyaletlerinden gönderilen hatıra taşlar görülebiliyor.
-ABDÜLHAMİD'İN ZÜMRÜDÜ WASHINGTON'DA...-
Washington'daki Osmanlı izlerinden ikincisi de Smithson Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nde...
Müzenin değerli taşlar bölümünde, dünyanın farklı yerlerinden gelen birbirinden güzel değerli taşların arasında Sultan İkinci Abdülhamid'e ait değerli zümrüt broş da sergileniyor.
Abdülhamid'in resmiyle birlikte sergilenen taşa ait bilgide, Sultan Abdülhamid'in bu taşı kemer tokasına taktığı belirtiliyor. Tiffany firmasının da taşı 1911 yılında bir açık artırmada satın alarak, önce toka süsü, daha sonra broş olarak tasarladığı ifade ediliyor.
Bu değerli taş, müzenin her gün dolup taşan ziyaretçilerinden de yoğun ilgi görüyor.
Washington'daki Osmanlı izlerinin bir diğeri de ABD Kongresinde bulunuyor. Temsilciler Meclisinin galerisinde, tarihe mal olmuş kanun koyuculardan 23'ünün mermer kabartma portresi yer alırken, bu portrelerden biri de Kanuni Sultan Süleyman'a ait...
Portre, ünlü heykeltraş Joseph Kiselewski tarafından 1950 yılında yapıldı.
A.A
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.