Sağlığa sıkılan silah!
Karara bir iki cılız ses haricinde, yetmiş milyondan itiraz gelmedi. Hatta toplumca yasağın faydalarını konuştuk alkışladık. Kimse “laiklik elden gidiyor, istibdat! Baskı! Gericiler! Yasakçılar “ diye, göğsünün üstüne, mama önlüğü takar gibi protesto pankartları asıp bağırarak, eskiden ceketler sütre yapılarak taşınılan içki şişesini havalara savurarak, savruk cümleler sarf etmedi; kimse sigara yasağı için şehrin en kalabalık caddelerinde boy gösterisinde bulunmadı. Bazı çığırtkan köşe yazarları hakaret nevinden yazılar yazıp, yasağa sövgülü lügatlerinden şikayet dilekçeleri yazmadılar, “ İrtica hortladı!” Demediler, sigara içecek özel mekanlar yok diye yeri göğü inletmediler.
Otobüs bileti satan, sakız satan, küçük bakkaliyeleri dahi alkol bayii olan bu ülkede “alkol sağlığa zararlı” diye yaş sınırlaması getiriliyor, akabinde vakitsiz horozlar bet sesleriyle ortayı ayağa kaldırıyor. Mukabilinde sigara yasağı için yaş sınırlaması yok, elli yaşında da olsan kapalı alanda içemezsin. “Canım sigara sağlığa zararlı, hem içmeyen dahi sigara içenin yanında dumandan zehirleniyor, pasif içici oluyor.” Alkol sağlığa zararlı değil mi? Değil yanındakini yanında olmayan biçare ev halkını, hatta tüm toplumu etkilemiyor mu? Sadece vücut sağlığını değil ruh sağlığını da bozmuyor mu? Uyuşan, esrik beyinler etrafa potansiyel suç makineleri olmuyor mu? Nice aileler bu yüzden yıkılmıyor mu? İçenlerin sağlığı ve iş gücü etkilenmiyor mu? Adam öldürme gasp, darp, trafik şuçu işleyenlerin, istatistik bilgileri sıralanınca, alkollü olanların listenin çoğunluğunu oluşturduğu gerçeği bilinmiyor mu?
Bir zamanlar aşırı alkol tüketerek toplumda oluşan erozyonun önüne geçemeyen toplumlar, içki satışına çeşitli yasaklar koydu İsveç gibi, İsveç’te 18 yaşından küçüklere alkol satışı yasaklanmıştı. Şu hayranı olduğumuz, ona benzemek için ayaklarımızı(kökümüzü) keserek ne kuş ne leylek garabet bir varlığa dönüştüğümüz Avrupa da bu konuda yasaklar uyguluyor. Onlara benzemek için kimliğimizi, Müslüman kisvemizi, ayaklar altına aldığımız, o ulaşılmaz refah, laiklik bahçesi! Amerika 1920-1933 yıllarında;” alkol çalışanlarda verimliliği düşürüyor, sağlığa büyük zarar veriyor” diye yasak getirmiş.
Cumhuriyet gazetesi yazarlarından Deniz Som ve Ümit Zileli Bursa Kitap Fuarında konferans verip dinleyenlere, Bursa’ nın “Heykel” diye anılan, şehrin ana caddesinde, içki almak için beş dakika yürümek zorunda kaldığını, bu gericiliği hazmedemediğini söylemiş ve eklemişti: “koskoca Ulu Camii şehrin ortasında, ama içki satan meyhane meydanda değil, bu nasıl bir gericilik buna suskun kalmayın” demişti.
Şimdi gelelim neden sigaraya tepki yokta alkole var? Halbuki sigara sağlığa vurulan tokatsa, alkol sağlığa sıkılan silah mesabesinde ama bunun rağmına alkolü savunanlar sigara yasaklanınca arkalarına kalabalıkları alarak yürümedi? Sebebi, tek ve yegane sebebi şu: İslam fıkhında sigaranın haramlığı tartışılıyor ama alkol bir Müslüman için kesin haram… Müslüman içkiyi haram biliyorsa içki tüketimi artırılmalı, bu uğurda sağlık dahi göz ardı edilmeli yeter ki dinin kurallarına uygun bir uygulama yapılmasın.
Halbuki sigaranın zararı hendekse alkolünki uçurum, sigara sağlığa vurulan tokatsa alkol sağlığa sıkılan silah.
İlaçla karıştırarak “alkol” alan bir sunucunun öldüğü haberini iktibasla yazan habervaktim’i “ ölümü çıkarlarına alet etmekle” suçlayanlara soruyorum, “içki sağlığa zararlı işte bakın başka kimyasalla birleşince hayati tehlike oluşuyor” demenin nasıl bir çıkar amacı olabilir. O zaman Yeşilay çalışanları büyük töhmet altında, insanları sağlığa zararlı diye alkol ve uyuşturuculara karşı uyarıyorlar, ne kadar çıkarcılar! El insaf diyeceğim ama ‘insaf ’ esrik, uyuşuk kafalarda ne arar.
Rukiye Yıldız Erdoğmuş / habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.