Ateş olmayan yerden duman çıkmaz mı, yoksa...

Ateş olmayan yerden duman çıkmaz mı, yoksa...
Geçen yıl bu aylarda Sayın Mümtaz Türköne’nin konuşmacı olduğu bir konferansa gitmiştim. Konferansın konusunu tam hatırlayamamakla birlikte Sayın Türköne olurda konu askeriyeye ve dolayısı ile Ergenekon’a dokunmaz mı, program dönüp dolaşıp bu

ATEŞ OLAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ MI, YOKSA ATEŞİ O DUMANLA MI SÖNDÜRÜRLER? 

Kafamdaki istifhamlara Sayın Türköne’nin cevap verebilecek bilgi ve yetkiye sahip olduğunu düşünerek bende katıldım. Sayın Türköne bir astsubay çocuğu imiş hatta 7 yaşlarında tankın içinde arkadaşı ile evcilik oynarmış.
Basından öğrendiğimiz bazı şeyler hakkında, (bu konunun uzmanı olmadığım halde) bir vatandaş olarak merak ettiklerimi Sayın Türköne’ ye sordum:
“Ergenekon’un başlaması ve dünyada “süper güç” diye tanımlanan güçler arasında bazı taşların oynaması, neredeyse aynı döneme denk geliyor. Ekonomik kriz, Obama’nın seçilmesi, Amerika ve İsrail’in arasının biraz limoni olmaya başlaması vs. Acaba Ergenekon’da bizdeki bazı etkin ve yetkin kişilerin (onların talimatı ile hareket edenlerin) bundan etkilenmesinin rolü var mı? Hani ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler ya… Mesela duyduğumuz kadarı ile söyleyelim, CIA ajanın eşi olan bir bayan getiriliyor ivedilikle bir gazete kurduruluyor, daha dünkü denilecek genç yaşta bir başka birine bavullar dolusu belgeler tutuşturuluyor. Sonra bir bir belgeler basına sürülüyor… Sorular sorular… Belki bu yaşanılanların sonucunda yıllardır yerlerinden oynatılan taşlar, ülkemiz adına yerine oturuyor. Kimine göre paranoya kabilinden de olsa sormadan edemiyorum, ya eski güçler tekrar Türkiye’deki taşeronlarını yeniden beslemeye başlarsa? Bazı gulyabaniler tekrar hortlarsa?

Sayın Türköne sorumu bitirmeden ne demek istediğimi anlıyor ve bana biraz yüksek perdeden şu cevabı veriyor:
“Ya neden her şeyi dışarıdan biliyorsunuz? Biz artık güçlü bir ülkeyiz. Ayrıca size şunu söyleyeyim, ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ dediniz, biliyor musunuz? Ateşi de dumanla söndürürler. Neden her şeyi dışarıdan biliyorsunuz, neden bizleri basite alıyorsunuz? Ülkemizi artık küçük görmeyin.” 
Sayın Türköne bunu deyince kıvanıp göğsüm kabaracak oluyor ama akabinde şunu sormak istiyorum “Şimdiye kadar neredeydiniz?” Sorumu yüksek sesle sormayı saygı sınırlarını zorlamak olur düşüncesi ile yutuyorum, dillendirmeden içime gömüyorum; kendi kendime cevaplıyorum: İyi niyetli idiler, içerdeki vücuda saldıran kurtların gizli organize oluşundan bihaber ‘yaylalar yaylalar’ı söyleyerek vatan aşkı için askerlik yapıyor, düşmanın içlerine sızabileceğini düşünmeden yanı başlarındaki kuzu postundakileri bilmeden birlikte talim yapıp vatanı koruyorlardı.

Biz sizi asla küçük görmedik hatta top yekûn /tüm halk, çok büyük gördüğümüzden dolayı, vücudu saran mikropların kemiğe dayandığını geç fark ettik. “Yiğit düştüğü yerden kalkar,” atasözü muktezasınca, ayağa kalkışımız da, şanlı ordumuzun, halkın dininin, vatanının, namusunun, bekçiliğini yaparak, halkı ile el ele, cihanı kahramanlık sayhaları ile inletmesi ile olacaktır. Kader-i ilahi görelim neyler neylerse güzel eyler.

Rukiye Yıldız Erdoğmuş / habervaktim.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.