Onu unuttunuz mu?

Onu unuttunuz mu?
Aliya İzzetbegoviç anılarında, 6 yaşındayken Kur'an kursuna başladığını ve çocuk olmasına rağmen sabah namazlarını camide kıldığını anlatır.

Kaybedilmeye mahkum bir savaşın muzaffer komutanı, Boşnak lider "Bilge Kral" lakabıyla tanınır.Aynı zamanda birçok felsefî kitap yazdığı için, kendisine bu lakap layık görülmüştür.1992-1995 Bosna Savaşı'nda anahtar rol oynamış olan Aliya İzzetbegoviç, Sırp katliamında halkı için yaptığı fedakarlıklar ve mütevazı yaşamı ile tam anlamıyla bir örnek şahsiyet olduğunu dünyaya kanıtlamıştı. Bosna halkı tarafından "Baba" olarak da isimlendiriliyordu.

Bilge kral Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925'te doğdu. 24 yaşında İslâmcılık suçlaması ile 5 yıl hapis yattı. Cezaevinden çıktıktan sonra önce hukuk, sonra ziraat fakültelerini bitirdi. 25 yıl avukatlık ve bir inşaat firmasında yöneticilik yaptı. 1970 yılında yazdığı İslâm Manifestosu adlı bir kitap, 1983'te kovuşturmaya uğradı. 12 Müslüman aydınla birlikte tutuklandı. 1950 öncesinde kurulmuş olan Mladi Müslümani adlı örgütü yeniden örgütlemek suçlaması ile 14 yıl hapse mahkum edildi. Yargıtay bu cezayı 11 yıla indirdi. 1989 yılında Yugoslavya'nın dağılma süreci sırasında ilan edilen af sonucu özgürlüğüne kavuştu. 1990 yılında İslam Manifestosu'nu yeniden bastırdı. Bu kitap İzzetbegoviç'in İslâmi kimliğinden ziyade, siyasi kararlılığının ve mücadelesinin bir simgesi oldu. İzzetbegoviç'in, komünist dönem Yugoslavyasında cezaevinde geçirdiği yılların, sağlık problemlerinin artmasına yol açtığı belirtiliyordu.
 
Bosna-Hersek 20. yüzyılın sonuna yaklaşırken Avrupa'nın göbeğinde unutulmaz bir vahşete tanıklık etmişti. İzzetbegoviç, savaşın ardından, Bosna-Hersek'in Yugoslavya'dan bağımsızlığını kazanmasında büyük bir rol üstlenmiş ve Batı dünyası ile İslam ülkelerinin desteğini kazanmıştı. Kasım 1990'da ikinci tur seçimlerde yüzde 44 oyla Bosna-Hersek'in ilk devlet başkanı seçilen Begoviç, bu görevi 2000 yılındaki üçlü devlet başkanlığı dönemine kadar sürdürdü.

Emekli maaşıyla geçinirdi

Mutevazı evinde sadece emeklilik maaşıyla geçiniyordu. Son ânına kadar sâde bir hayat yaşadı... Arkasından mal ve mülkler bırakan bir lider değil, halkına hürriyeti kazandıran örnek bir mücadele ve ışık tutan eserler bıraktı. O en zor şartlarda bile adâletin üstünlüğünü esas alan bir ahlâk anlayışıyla düşmanları üzerinde bile, saygı uyandırmıştı... Asla, kin duygusuna kapılmayan; hep, iyiliğin ve ahlâkın, adâletin gerçekleşmesini gözetleyen bir fazîlet timsali olarak parladı. Gizliliği, entrikayı sevmezdi. Açık ve şeffaf olmayı önerirdi. Hesap vermekten kacınmazdı. Makam ve mevki onun için inanç ve ideallerini gerçekleştirme yolunda bir amaç değil, bir araçtı. Mutevazi ancak onurlu bir kişiliği vardı. Eleştiriye açıktı, tartışmayı severdi. Ancak haksızlığa tahammülü yoktu. Hayatı boyunca, Allah'a ve İslama göre şekillenen şahsiyetine, kendine olan güveniyle hep dik durmuştu. Son yıllarında ise, gençlerin yolunu açmak için, huzur içinde makamını güven duyduğu genç kadrolara bıraktı ve onlara tecrübeleriyle yardımcı olmayı sürdürdü..



Eşsiz bir fikir adamı, Yürekli bir lider

Unutulmayacak sözleri

"Okumak özgürlüktür."

"Bize saldıranlar, hazreti İsa'nın bütün sözlerini çiğnemişlerdir. Irza tecavüz, masumları katletmek hiçbir dine sığmaz. Onlar cani ve sadece canidir. Bunu aklınızdan çıkarmayın."
(5 Ekim 2002 seçimlerinden önce SDA kongresinde)

"Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır."19 Ekim 2010

"Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor."

"Bir kelimeyi hiç aklınızdan çıkarmayın:" Devletin ne kadar önemli olduğunu hepimiz idrak etmeliyiz. Devletsiz bir millet boşluğa düşer, rüzgarda savrulup gider."

"İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri almayın, güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun. Unutmayın ki sonsuz iktidar yoktur. Her iktidar geçicidir ve herkes, er veya geç, önce milletin ve nihayet Allah'ın önüne hesap verecektir."

"Bu adil bir barış olmayabilir ; fakat süren bir savaştan daha iyidir." ( Bosna savaşını bitiren Dayton anlaşmasını imzalarken )

"Sanat için soyunana alkış tutanlar Allah için giyinene neden zulmeder ?"

Savaş zamanı Aliya İzzetbegovic kentte yürürken Sırplar tarafından bombardıman başlar.Yere yatan bir kadın "-Başkanım yatın lütfen bombardıman başladı" der.Cesaretiyle tanınan Aliya "-Bu düşünülmüş ve uzun bir yürüyüştür" diyerek yürümeye devam eder.



Veda konuşması

'Selam sana ey halkım!'

"Bu günleri gösteren yüce Allah'a hamd ediyorum. Tarihimizi kanımızla yazdık. Evlerimiz yakılıp yıkıldı. Düşmanlarımız mert değildi, alçakça katliamlar yaptılar. Yapılan katliamları dünya şimdilerde ortaya çıkartılan toplu mezarlardan anlamaktadır. Bu gerçekleri haykırmıştık, duyan olmamıştı. Tüm acılara rağmen çok şükür ayaktayız. Yıkılan ev ve camilerimizi yeniden inşa ettik. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onlarla inşallah cennet'de buluşacağız, onları Allah'ın ve meleklerinin huzurunda şanlı direnişlerinden dolayı kutlayacağız. Gelinen noktada herşey bitmiş değil, yeni başlıyoruz. Başlattığımız mücadelede eksiklikler olmasına rağmen bir yerlere geldik. Bundan sonra görev sizlerindir. İlerleyen yaşım ve sıhhatim nedeniyle aktif siyaseti bırakıyor, bir nefer olarak ömrümü halkıma hizmet etmek isteyen siyasilere destekle yaşayacağım. Allah'a hamd ediyorum ki bugün elimdeki dalgalanan bayrağı teslim edeceğim inanmış yüzbinler var. Artık Bosna Hersek hür ve bayrağımız kendi topraklarımızda dalgalanıyor. Selam sana ey halkım. İmanınıza, bayrağınıza ve devletinize sımsıkı sarılın."
(Aliya'nın SDA'nın Genel Kurulu'ndaki veda konuşmasından)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.