Osmanlı’nın hac geleneği

Osmanlı’nın hac geleneği
 Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nca hazırlanan kitapta, ''Surre Tertibi ve Masrafları'', ''Surre-i Hümayun'un Nakli'', ''Surre-i Hümayun'un Dağıtımı'', ''Feraşet-i Şerife'', ''Surre-i Hümayun Görevlileri'', ''Mahmil-i Şerif

Osmanlı padişahları tarafından hac zamanına yetiştirilmek üzere Haremeyn ahalisine para ve değerli eşyaların gönderilmesi sürecini ortaya koyan ''Osmanlı Belgelerinde Surre Alayları'' adlı kitap, yayımlandı.

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’nca hazırlanan kitapta, yaklaşık 400 yıl sürdürülen bu hizmetin başlıca aşamalarını gösteren 129 belge, 43 fotoğraf, 4 gravür ve 1 harita, araştırmacıların ilgisine sunuluyor. Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay, kitabın önsözünde ''Surre'' ve ''Surre-i Hümayun'' hakkında bilgi veriyor. Buna göre, ''Surre'' kelime olarak ''içine para konulan kese veya cüzdan'' anlamını taşıyor. ''Surre-i Hümayun'' ise ''dağıtımı hac zamanına yetiştirilmek üzere Osmanlı padişahları tarafından, Medine'de Ravza-i Mutahhara görevlileri, Mekke'de Mescid-i Haram vazifelileri ile Kudüs'teki Mescid-i Aksa görevlilerine, bu şehirlerdeki kutsal mabetler civarında oturan yoksullara, alimlere ve hayatıyla halka örnek olan salih kimselere dağıtılmak üzere gönderilen para keseleri ve çeşitli hediyeler'' anlamına geliyor. Surre keselerinin ilk yıllarda Ravza-i Mutahhara ve Harem-i Şerif'in temizliğiyle ilgili feraşet görevlilerine tahsis edildiğini belirten Sarınay, böylece mukaddes mekanlara gidip yüz sürme ve dua etme imkanı bulunmayan padişahlar ile diğer görevlilerin, feraşet hizmetlerine katılarak, bizzat gidemedikleri kutsal mekanların hizmetkarlığına katkıda bulunduklarını ifade ediyor. Bu yardımların zamanla güzergah üzerindeki urban kabilelerine verilen hediyeleri de kapsayacak şekilde genişletildiğini kaydeden Sarınay, surrenin tarihte ilk defa Abbasi Halifesi El-Muktedir Billah zamanında gönderildiğini, Osmanlı döneminde ise ilk olarak Sultan Yıldırım Bayezid'in Haremeyn'e surre gönderdiğini, Osmanlı Devleti'nin Surre-i Hümayun geleneğini, Mehmed Ali Paşa gailesi gibi, ciddi sebeplerin dışında devletin son günlerine kadar devam ettirdiğini bildiriyor.

ÜSKÜDAR'DAN KUTSAL TOPRAKLARA UZANAN YOLCULUK
Sarınay, kitabın önsözünde özetle şu bilgilere yer veriyor:
''Hediyeler, her yıl törenle saraydan çıkarılır, ilk hareket noktası olan Üsküdar'da mutasarrıf, askeri ve mülki erkan, ulema ve ahalinin de katıldığı muhteşem törenlerle uğurlanırdı. Şam'a ulaşıldığında, İran, Azerbaycan ve diğer doğu vilayetlerinden hacca gidecek kafileler de burada Surre Alayı'na katılırdı.”

YENİ AKİT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.